İlk hac kafilesi dualarla uğurlandı
Kutsal topraklara gidecek ilk hacı adayı kafilesi, Esenboğa Havalimanı'nda dualar ve gözyaşlarıyla uğurlandı. Kurada 14 yıl sonra ismi çıkan Haydar Arslantaş, duygularını tarif edecek kelimeler bulamadığını belirtti
09.05.2024 13:32:00 / Güncelleme: 09.05.2024 13:37:52
AA
Diyanet İşleri Başkanlığının organizasyonuyla kutsal topraklara gidecek ilk hacı adayı kafilesi, Esenboğa Havalimanı'nda dualar ve gözyaşlarıyla uğurlandı. Hac kafilesinin hareketi öncesinde Esenboğa Havalimanı Gidiş Terminali'nde düzenlenen törene, hacı adayları ve yakınları katıldı.
Hacı adayı Necla Yağız yaptığı açıklamada, 14 yıldır hacca gitmek için beklediğini, bugün yola çıktığı için büyük sevinç yaşadığını söyledi. Hazreti Muhammed ve sahabelerin yaşadığı yerleri ziyaret edeceklerini aktaran Yağız, "Çok heyecanlıyım, çok mutluyum. Herkesin gitmesini tavsiye ediyorum" dedi.
Kurada 14 yıl sonra ismi çıkan Haydar Arslantaş, duygularını tarif edecek kelimeler bulamadığını belirtti.
Yaklaşık 2,5 milyon kişi arasında kurada ismi çıktığı için duyduğu mutluluğu dile getiren Arslantaş, "İnşallah sağ salim gider geliriz. Şu an Gazze'de, Filistin'de ve dünyanın başka yerlerinde Müslüman kardeşlerimizin çektiği acılar inşallah hacıların dualarıyla son bulur." temennisinde bulundu.
Hacı adaylarından Meryem Ay, kutsal topraklara gideceği için çok heyecanlı ve meraklı olduğunu ifade ederek, "Şimdi hacca gidiyorum. Allah nasip etti. Allah hacı olarak dönmeyi nasip etsin" değerlendirmesini yaptı. Şerife Cesur, hacca gitme heyecanının, büyük bir mutluluk olduğunu ve bunu aktaracak kelime bulmakta zorlandığını söyledi.
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan uğurlama törenin ardından ilk kafiledeki hacı adayları ve diyanet görevlileri, pasaport kontrolü ve işlemlerin tamamlanmasının ardından dualar ve gözyaşlarıyla uğurlandı.
Büyük tepkilere neden olan bu olayın zanlısı ne ceza alacak?
Antalya'nın Kaş ilçesinde Şaban T., köpek yüzünden çıktığı iddia edilen tartışmada Orhan S.'yi ayaklarından iple otomobilinin arkasına bağlayıp sürüklemiş bu olay büyük tepkilere neden olmuştu. Şimdi merak edilen, tutuklanan Şaban T.'nin nasıl bir ceza alacağı? Bu konuyla ilgili hukukçuların görüşünü aldık
09.05.2024 11:34:00
Mehmet Hakan Akkuş
Antalya'nın Kaş ilçesi, Ova Mahallesi'nde 8 Mayıs günü Şaban T. isimli şahıs, köpeğine zarar verdiği ve kendisine küfür ettiği iddiasıyla Orhan S. isimli kişinin evine giderek tartışmaya başladı. Tartışma kavgaya dönüşmüş ve Şaban T., Orhan S.'yi ellerinden ve ayaklarından bağlayarak 48 HG 669 plakalı aracının arkasına iple bağlamış ve yaklaşık 150 metre sürüklemişti.
Devriye gezen Kınık Jandarma Karakolu ekipleri, olayı fark edip müdahale etmiş ve Şaban T.'yi gözaltına almış. Orhan S., elleri ve ayakları çözülerek sağlık ekiplerine teslim edilmiş ve sağlık durumunun iyi olduğu bildirilmişti.
Bu olay, sosyal medyada yayılan cep telefonu kamerası görüntüleriyle büyük yankı uyandırmış ve toplumda ciddi bir infial oluşturdu.
Böyle bir suçun cezası nedir?
Antalya'da yaşanan ve Türkiye genelinde büyük tepkilere neden olan bu tür bir olay, Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında ciddi suçlar arasında yer alır. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un açıklamalarına göre, Antalya'nın Kaş ilçesinde gerçekleşen bu olayda, bir kişinin aracının arkasına bağlanarak sürüklenmesi sonucu adli soruşturma başlatılmış ve şüpheli sürücü tutuklanmıştı.
TCK'ya göre, bu tür bir eylem, kişinin hayatını, vücut bütünlüğünü ve sağlığını tehlikeye atan bir davranış olarak değerlendirilebilir ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "işkence" ve "yaralama" gibi suçlarla ilişkilendirilebilir. Bu suçların cezaları, suçun niteliğine ve ağırlığına göre değişiklik gösterir ve hapis cezası ile sonuçlanabilir.
Hukukçuların görüşleri genellikle, bu tür olayların sadece mağdur için değil, toplumun genel ahlak ve hukuk düzeni için de ciddi bir tehdit oluşturduğu yönündedir. Bu tür davranışlar, insan haklarına ve kişisel özgürlüklere yapılan saldırılar olarak kabul edilir ve genellikle hukukçular tarafından en ağır şekilde kınanır.
Bu olayın TCK çerçevesindeki cezai sonuçları, yargılama sürecinde belirlenecektir. Ancak, genel olarak, bu tür bir eylemin ciddi cezai yaptırımları olacağı ve kamuoyunun da bu tür olaylara karşı duyarlılığının arttığı gözlemlenmektedir.Gabar ve Cudi dağı bölgesine 15 gün giriş yasak
Şırnak Valiliği, Gabar ve Cudi dağı bölgesinin 15 gün süreyle 'geçici özel güvenlik bölgesi' ilan edildiğini, girişlerin yasaklandığını duyurdu
09.05.2024 10:39:00
İhlas Haber Ajansı
Şırnak Valiliği, Gabar ve Cudi dağı bölgesinin 15 gün süreyle 'geçici özel güvenlik bölgesi' ilan edildiğini, girişlerin yasaklandığını duyurdu.
Valilikten yapılan açıklamada, 'İlimiz mülki sınırları içerisinde yer alan; milli güvenliğin sağlanması, kamu düzeni ve güvenliğinin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, temel hak ve özgürlükler ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin ve genel asayişin korunması, şiddet olaylarının meydana gelmesinin önlenmesi ve yaşanabilecek her türlü olumsuz bir durumun önüne geçilebilmesi amacıyla, 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 11'inci maddesi ile 2565 Sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu'nun 32/A maddesine istinaden; Şırnak il merkez ilçe ve Güçlükonak ilçesi sınırlarında bulunan Gabar Dağı bölgesi ile merkez ilçe, Silopi ve Cizre ilçeleri sınırlarında bulunan Cudi Dağı Bölgesinde, bahse konu bölgelere gidebileceği değerlendirilen vatandaşların, mezkûr bölgelerdeki yasadışı unsurlardan ve bunlara yönelik alınacak tedbirlerden zarar görmemeleri açısından 10 Mayıs (Dâhil) 2024 - 24 Mayıs (Dâhil) 2024 tarihleri arasında (15) on beş gün süreyle 'Geçici Özel Güvenlik Bölgesi' ilan edilmiştir. Bahse konu bölgelere, vatandaşlarımızın can ve mal güvenlikleri bakımından girmeleri yasaklanmıştır' denildi.
Eyüpsultan'da okul müdürü İbrahim Oktugan'ı öldüren zanlı tutuklandı
Eyüpsultan'da okuldan atılmasından sorumlu tuttuğu okul müdürünü silahla vurup hayatını kaybetmesine neden olan Y.K. çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklanarak cezaevine gönderildi.
08.05.2024 19:45:00
İhlas Haber Ajansı
Eyüpsultan'da 7 Mayıs'ta meydana gelen olayda iddiaya göre yabancı uyruklu öğrenci Y.K. (17), okuduğu özel liseden atılmasından sorumlu tuttuğu ve aralarında geçen tartışma dolayısıyla husumet beslediği okul müdürü İbrahim Oktugan'ı odasında silahla vurarak ağır yaralamıştı. Hastaneye kaldırılan Oktugan hayatını kaybederken, olayın ardından yakalanan Y.K. gözaltına alınmıştı.
Tutuklandı
Emniyetteki işlemleri tamamlanan suça sürüklenen çocuk Y.K., Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı'na sevk edildi. Burada Savcılığa ifade veren Y.K., daha sonra çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe 'kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak kasten öldürme' suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Hayati vücut bölgesine hedef alarak 2 el ateş ettiği belirtildi
Olaya ilişkin detaylar ise Savcılığın sevk yazısında ortaya çıktı. Sevk yazısında, öldürülen Oktugan ile suça sürüklenen çocuk Y.K. arasında okulda ilişiğin kesilmesi ve aralarında geçen tartışma dolayısıyla husumet beslediğinin anlaşıldığı, 2023 Aralık ayında gerçekleşen olay sonrasında suça sürüklenen çocuğun ulaştığı ruhi sükûnete rağmen fiilini planladığı şekilde icra ettiği, böylece Y.K.'nın eğitimci Oktugan'ı silahla hayati vücut bölgesine hedef alarak 2 el ateş ettiği ve hayatını kaybetmesine neden olduğu belirtildi.
"Bu olaydan dolayı yaşananları kendime yediremedim''
Öte yandan suça sürüklenen çocuk Y.K.'nın Savcılıkta verdiği ifadesi ortaya çıktı. Y.K.'nın ifadesinde, ''2023'ün ilk döneminin ortalarında başka bir okuldan bu özel liseye kayıt oldum. Burada çeşitli sebeplerde hakkımda disiplin cezaları yazıldı, ben imzalamak istemedim. Aralık ayında sınıfımdayken disiplin cezalarından dolayı annemin geldiğini öğrendim. Müdür İbrahim Oktugan'ın odasına gittim, annemle oturuyorlardı. Anneme Arapça bir şeyler söylemek istediğim sırada müdür, ''Burası Türkiye, benim okulumda kimse bu şekilde başka dil konuşamaz' dedi. Aramızda sözlü bir tartışma yaşandı. Annemin üzerine yürümesi üzerine polisi de aradık, daha sonra okulu terk ettik ve olaydan sonra bir daha okula dönmedim. Bizden aldıkları parayı da geri vermediler. Bu olaydan dolayı yaşananları kendime yediremedim'' dedi.
''Sabah anneme börek alacağımı söyleyerek çıktım, okula gideceğimden kimsenin haberi yoktu''
Olaydan 1 gün önce aynı okulda okuyan birini gördüğünü ve Aralık ayında yaşadığı olayın aklına geldiğini söyleyen Y.K. ifadesinin devamında, ''Tekrar sinir oldum. Müdürün hala okulda olup olmadığını sordum. Hala orada çalıştığını söyleyince 4 Mayıs günü 10 bin lira karşılığında aldığım tabanca ile okula gitmeye karar verdim. Sabah anneme börek alacağımı söyleyerek çıktım, okula gideceğimden kimsenin haberi yoktu. Kapıya geldiğimde selam verdim, bir anda kapı açıldı. Kimseye bir şey söylemeden hızlı bir şekilde müdürün odasına geçtim. Masada oturuyordu, beni görünce ayağa kalktı. Amacım ayaklarından vurmaktı ama bir anda kolunu havaya kaldırınca bana vuracağını düşünerek koluna doğru ateş ettim. 2 mermim vardı, ikisi de karnına geldi. Bana saldıracağını düşünerek ateş ettim. Sonrasında hızlıca odadan çıkıp geldiğim kapıya yöneldim ve silahı yere doğru tutarak 'peşimden gelmeyin' dedim. Kapıya koşup kapıyı zorladım, açılmayınca birinden açmasını rica ettim. Bir çocuk da kapıyı açtı. Benim amacım öldürmek değildi, dövmekti. Eve geçtim ve börek götürdüm. Üzerimi değiştirdim. Bir süre sonra da silahı ve telefonumu Alibeyköy Barajı'na attım'' ifadelerini kullandı.