2022'nin ilk sabahı açıklanan zamlar arasında en çok dikkat çeken, kademeli olarak %50 ila %125 arasında değişen elektrik zammı oldu. Aylık 150 kilovatsaatlik tüketim kritik sınır olarak belirlendi. Bunun altındaki ve üstündeki harcamalar farklı fiyatlandırılacak.
Şuan da ilk elektrik faturaları gelmeye başlandı ve milletimiz şok yaşadı! Twitter'da ve sosyal medya hesaplarında isyan etti. Aynı şekilde dün bir arkadaşımdan da mesaj aldım. Aralık ayında gelen 450 liralık elektrik faturasının bu ay daha dikkatli ve daha az kullanmasına rağmen 2 bin 400 lira geldiğini söyledi. Şoka uğradıklarını, uzun bir süre kendilerine gelemediklerinden bahsetti. İzmir'de yaşadıklarını, evlerinde doğalgaz olmadığı için ısınma aracı olarak klimayı kullandıklarından bahsetti. Ama karı koca çalıştıkları için sadece akşam klimayı çalıştırdıklarını ve geri kalan zamanda ise klimanın kapalı olduğunu ve diğer elektrikli ev aletlerini de kısıtlı kullandığını belirtti. Ona rağmen bu kadar yüksek elektrik faturası gelmesine bir hayli şaşırdığını ve bunu kabullenemediğini dile getirdi.
Sadece arkadaşım değil, sosyal medyada gördüğüm bir vatandaşımız iş yerine gelen elektrik faturasının fotoğrafını paylaşarak şunu belirtmiş; iş yerimin kirası 4 bin lira ama gelen elektrik faturası ise 23 bin lira, ben battım. Ki şuan da bu örneklere benzer birçok örnek var, birçok kişi rahatsız bu faturalardan. Sadece elektrik faturası değil, doğalgaz, su faturaları da elektrik faturalarından geri kalmıyorlar maalesef. Bunun kirası var, gıda alışverişi var, diğer ihtiyaçlar var…
Hani geçtim sosyal hayatı; bir sinemaya gitmek, bir kafede oturup bir kahve içmek, bir akşam ailece akşam yemeğine gitmek, tatile gitmek. Bunlar artık lüks oldu milletimizin çoğunluğu için. Artık herkes şunu düşünüyor, bu ayı nasıl eksiye girmeden çıkartabilirim. Nereden neyi kıssam da şu eksiğimizi tamamlasak! Ki bazı insanlarımız maddi sebeplerden ötürü ahlaki olmayan davranışlara bile yönelebiliyor...
Türkiye'nin gidişatı hiç iyiye gitmiyor, görünen köy kılavuz istemez. Gençlerimiz biçare, emeklilerimiz perişan, asgari ücretli geçinemiyor. Çok üzgünüm ki tarihin en kutlu milleti Türk milleti bu kadar perişan.
Evet, bu haberleri hepimiz izliyoruz, yaşıyoruz, hep sorunlardan bahsediyoruz. Şikâyet etmek evet kolay ama asıl iş çözümde, çözümü aramakta, onu bulmakta, onun yanında olup biran evvel düzlüğe çıkmakta.
Nedir ya bu yaşadığımız durum?! Bir silkelenip kendimize gelmemiz, artık o derin uykulardan uyanmamız gerek.
Farkında mısınız bilmiyorum ama siyasi partilerin içinden ekonomik çözümler sunan, milletin derdiyle dertlenen tek bir parti var. Bunu objektif olarak söylüyorum.
O parti de Bağımsız Türkiye Partisi'dir. Genel Başkanı Avukat Hüseyin Baş'tır. Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'dir. Bu model ile karanlıklar aydınlığa çıkacak, zengin fakir arasındaki uçurum kapanacak, herkes insan onuruna yaraşır şekilde hayatı ikame ettirecektir.
Bu, neden bizim milletimize hayali olarak geliyor anlamıyorum, neden inanmıyorsunuz, koskoca ülkeler inanmış, bilim adamları bu modelin önünde şapka çıkartmış ama benim emekli amcam inanmıyor, nasıl verecekmiş 10 bin liralık asgari ücreti!
Bunu çok açıkladık, söylemek istediğim çözüme biran evvel kavuşmamız gerektiği, doğru adresi bulmakta aceleci davranmamız gerektiği ki; diğer aylar, diğer yıllar daha da çaresiz olduğumuz zamanlar olmasın...
- Berlin’de Prof. Dr. Haydar Baş’ı andık / 18.04.2022
- Milli Ekonomi Modeli -8- / 26.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -7- / 23.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -6- / 21.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -5- / 19.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -4- / 17.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -3- / 16.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -2- / 15.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli / 14.03.2022