Eller tetikte
Suriye hükümet güçlerinin saldırısında 1 sivil 5 askerimizin şehit olduğu, 7 askerimizin yaralandığı İdlib'de son dönemin en yüksek tansiyonu yaşanıyor. TSK, saldırıya misliyle karşılık verdi. İlk belirlemelere göre 35 civarında Suriye askeri etkisiz hale getirildi
03.02.2020 19:30:00





Suriye'de konuşlu durumdaki Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) unsurlarıyla Suriye hükümet güçleri arasında uzun zamandır sıcak çatışma yaşanması ihtimali büyük endişe kaynağıydı. Dokuz yaşındaki Suriye krizinde İdlib'de yaşanan son olay bu endişenin yersiz olmadığını gösterdi. 17 Eylül 2018'de Rusya'yla varılan Soçi Mutabakatı uyarınca İdlib'te konuşlu Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) unsurlarına, lojistik destek götüren TSK konvoyu, Suriye hükümet güçleri tarafından topçu ateşiyle 3 Şubat günü sabah saatlerinde hedef alınması sonucu 5 askerimiz şehit olurken, 7 askerimiz de yaralandı. Saldırıda 1 de sivil vatandaşımız şehit oldu.
Milli Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, 'Önceden yapılan koordinasyona rağmen' Suriye ordusunun, TSK'yi hedef aldığı ifade edildi. Açıklamada, "İdlip'te çatışmaların önlenmesi maksadıyla bölgeye takviye olarak gönderilen unsurlarımıza, bulunacakları yerler önceden koordine edilmesine rağmen rejim unsurları tarafından 03 Şubat 2020 tarihinde yapılan yoğun topçu atışı neticesinde, 1 sivil personel ve 5 kahraman silah arkadaşımız şehit olmuş, 7 silah arkadaşımız yaralanmıştır" denildi.
Karşılıksız bırakılmadı
TSK unsurlarının koordinatlarının önceden Rusya ile paylaşıldığı halde bu saldırının gerçekleşmesi üzerine Türkiye misliyle karşılık verdi. Milli Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Bölgede tespit edilen hedefler derhal ateş destek vasıtalarımızla yoğun şekilde ateş altına alınarak gerekli karşılık verilmiş ve hedefler tahrip edilmiştir" ifadelerine yer verildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Ukrayna'ya doğru hareketinden önce Atatürk Havalimanı'nda İdlib'de yaşanan elim hadiseyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, "Türkiye, bu saldırının cevabını misliyle verdi. Ülkemizin ve İdlibli kardeşlerimizin güvenliğinin temini için yürüttüğümüz operasyonlarımızı sürdürmekte kararlıyız. Bu tarz alçak saldırılarla Türkiye'nin kararlılığını sınayanlar büyük bir hata yaptıklarını anlayacaklardır" dedi. Erdoğan, "İlk belirlemelere göre 30-35 civarında karşı tarafta Suriyeli etkisiz hale getirilmiş vaziyette. 46 rejim hedefine 122 fırtına, 100 havan mühimmatı ile atış yapılmıştır. Operasyon kararlılıkla devam ediyor" ifadelerini kullandı. Rusya'ya da 'araya girmeyin' mesajı veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Özellikle muhatabımız Rusya değil, rejimdir. Bizim önümüzü kesme gibi bir durum da söz konusu olmasın. Çünkü burada biz bir tarafta şehit verirken bunlara karşı sessiz kalmamız mümkün değil. Bunun hesabını sormaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Öte yandan Suriyeli muhalif gruplara yakın Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi ise İdlib'e bağlı Serakib bölgesinde Suriye ordusu hedeflerinin Türk topçu ateşi ile vurulduğunu aktardı ve en az 13 Suriye askerinin öldürüldüğünü belirtti.
Rusya'dan ilginç iddia
Öte yandan Rusya'nın Suriye'deki tarafları uzlaştırma merkezinden yapılan açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye hükümet güçlerinin atışlarının hedefi olduğu sırada İdlib'deki eylemleri konusunda kendilerine bilgi verilmediği iddia edildi. Açıklamada, "Türk birlikleri 2 Şubat'ı 3 Şubat'a bağlandığı akşam saatlerinde Rusya tarafına bilgi vermeden İdlib'deki gerilimi azaltma bölgesinde hareket ettiler ve Suriye hükümet güçlerinin Serakib yerleşim biriminin batısındaki teröristlere yönelik saldırısının hedefi oldu" ifadeleri kullanıldı.
Gözlem noktalarımız ateş altında!
Gerilimin doruğa çıktığı bölgeden gelen teyit edilmemiş bilgilere göre Türkiye'nin İdlib çevresindeki toplam 12 gözlem noktasından 7'si ateş altında bulunuyor. Ateş altındaki gözlem noktalarının çoğunun Suriye'nin Serakib bölgesinde olduğu iddia ediliyor. TSK'ya ait topçu ve roket unsurlarının da saldırılara aktif karşılık verdiğini açıklayan yerel kaynaklara göre karşılıklı bu atakların devam etmesi durumunda sıcak çatışmaya dönüşme tehlikesi büyük.
'Rejim unsurları bizim için hedef'
Ak Parti hükümetinden de İdlib gerilimiyle ilgili önemli açıklamalar geliyor. İdlib'de yaşanan saldırıyla ilgili dikkat çekici bir değerlendirmede bulunan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "İdlib'deki çatışmalarla ilgili görüşmeler sürüyordu. Rusya tarafı oradaki terör hareketliliğinden bahsedip onlara müdahale edildiğini söylüyordu. Biz de tabii buradaki bilgilerimizi paylaşıyorduk. Koordinasyonun azami düzeyde olması gerektiğini hatırlatıyorduk. Rejim koordine edilmesine rağmen TSK unsurlarına kasten saldırdı. Bu İdlib Mutabakatı'nın açık bir ihlali anlamına gelir. Karşılığında da TSK unsurlarımız da rejim unsurlarını hedef aldı ve imha etti. Mutabakatın ihlal edilmesi bölgedeki rejim hedeflerinin doğrudan hedef haline gelmesine neden olacaktır. Saldırı göç hareketini yeniden başlatacaktır" ifadelerini kullandı.
Libya'nın yansıması mı?
Son birkaç yıldır Suriye coğrafyasında ortak adımlar atan Türkiye ile Rusya, Libya bağlamında karşı saflarda yer alıyordu. Libya'da Türkiye Ululsal Mutabakat Hükümeti'ni desteklerken, Rusya ise General Halife Hafter cephesine destek veriyordu. Uzmanlar, Libya'da ortaya çıkan son gelişmelerin Suriye'ye yansımalarının İdlib bağlamında yaşandığı görüşünde. Zaten alt düzeyde görüşmeler devam ettiren Türkiye ile Rusya arasında önümüzdeki günlerde İdlib konulu daha üst düzey bir zirvenin düzenlenmesinin gündeme gelebileceği ifade ediliyor. Zira İdlib'de çatışmasızlık bölgesi, Astana ve Soçi süreçleri ve gözlem noktalarının işlevi ortadan kalkmış durumda. Bu bölgede yeni bir durumun başladığını gösteriyor ve bunun için Türkiye ile Rusya'nın bir masada konuyu görüşmesi gerekiyor. Gerilimin tırmanması ve köprülerin atılması en fazla bölgede kaos isteyen ABD'nin işine yarayacak.
Söylemler sertleşmeye başlamıştı
Cumhurbaşkanı Erdoğan son olarak 29 Ocak'ta Senegal ziyareti dönüşünde yaptığı açıklamada, Rusya'nın İdlib konusundaki mutabakata uygun hareket etmediğini söylemiş ve Türkiye'nin İdlib'de tek başına hareket edebileceği mesajını vermişti. Buna karşılık Rusya ise Türkiye'nin mutabakata uygun davranmama suçlamasını kabul reddetmişti. Rusya'nın konuya ilişkin görüşlerini açıklayan Kremlin Sözcüsü Dimitriy Peskov, "Bunu kabul etmiyoruz. Rusya, İdlib gerilimi azaltma bölgesine ilişkin Soçi Mutabakatı'ndaki yükümlülüklerini tümüyle yerine getiriyor. İdlib'de Suriye Ordusu'na ve Hmeymim Hava Üssü'ne saldırı gerçekleştiren çok sayıda terörist var" açıklamasını yapmıştı. İdlib'deki son hadise, Türkiye ve Rusya tarafından karşılıklı giderek sertleşen bu açıklamalar yapıldıktan birkaç gün sonra yaşandı.
Moskova neden sessiz?
Bir savaş arenasına dönüşen Suriye'de gerilim doruğa çıkmış durumda. TSK unsurlarıyla Suriye hükümet güçleri arasında sıcak bir çatışmanın çıkması an meselesi olarak görülürken Rusya'nın suskunluğu dikkat çekiyor. Uzmanlar, bu sessizliğin Moskova için hangi tarafta olduğunu belirtme mesajı olduğu görüşünde. Yani Rusya, gerilim artmasına göz yumarak, Türkiye'nin bölgede kalmasını zorlaştırarak İdlib'in muhaliflerden arındırılmasını hızlandırmak istiyor.
Yeni bir göç dalgası yaşanabilir
Öte yandan gerilimin tırmanmasının asimetrik etkileri de Türkiye'yi tehdit ediyor. Bu da yeni bir göç dalgası olarak somutlaşabilir. Hâlihazırda yüz binlerce sivil Türkiye sınırına yakın bölgelere göç etmiş durumda. Birleşmiş Milletler'e göre İdlib'deki şiddet, Aralık ayından bu yana yaklaşık 400 bin insanı yerinden etti ve birçoğu Türkiye sınırına doğru göç etti. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres 1 Şubat'ta hava saldırılarına son verilmesi çağrısında bulundu, ancak Rus uçakları tarafından gerçekleştirilen hava saldırıları devam etti. Rusya krize müdahil olduğu 2015 yılında ülkenin 5'te 1'ini kontrol edebilen Suriye hükümeti şimdi ülke topraklarının 3'te 2'sini kontrol eder duruma geldi. 2011'de başladığından beri Suriye krizinde 380 binden fazla kişi öldü, milyonlarca Suriyeli de yerlerinden edildi.
YENİ MESAJ
Milli Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, 'Önceden yapılan koordinasyona rağmen' Suriye ordusunun, TSK'yi hedef aldığı ifade edildi. Açıklamada, "İdlip'te çatışmaların önlenmesi maksadıyla bölgeye takviye olarak gönderilen unsurlarımıza, bulunacakları yerler önceden koordine edilmesine rağmen rejim unsurları tarafından 03 Şubat 2020 tarihinde yapılan yoğun topçu atışı neticesinde, 1 sivil personel ve 5 kahraman silah arkadaşımız şehit olmuş, 7 silah arkadaşımız yaralanmıştır" denildi.
Karşılıksız bırakılmadı
TSK unsurlarının koordinatlarının önceden Rusya ile paylaşıldığı halde bu saldırının gerçekleşmesi üzerine Türkiye misliyle karşılık verdi. Milli Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Bölgede tespit edilen hedefler derhal ateş destek vasıtalarımızla yoğun şekilde ateş altına alınarak gerekli karşılık verilmiş ve hedefler tahrip edilmiştir" ifadelerine yer verildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Ukrayna'ya doğru hareketinden önce Atatürk Havalimanı'nda İdlib'de yaşanan elim hadiseyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, "Türkiye, bu saldırının cevabını misliyle verdi. Ülkemizin ve İdlibli kardeşlerimizin güvenliğinin temini için yürüttüğümüz operasyonlarımızı sürdürmekte kararlıyız. Bu tarz alçak saldırılarla Türkiye'nin kararlılığını sınayanlar büyük bir hata yaptıklarını anlayacaklardır" dedi. Erdoğan, "İlk belirlemelere göre 30-35 civarında karşı tarafta Suriyeli etkisiz hale getirilmiş vaziyette. 46 rejim hedefine 122 fırtına, 100 havan mühimmatı ile atış yapılmıştır. Operasyon kararlılıkla devam ediyor" ifadelerini kullandı. Rusya'ya da 'araya girmeyin' mesajı veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Özellikle muhatabımız Rusya değil, rejimdir. Bizim önümüzü kesme gibi bir durum da söz konusu olmasın. Çünkü burada biz bir tarafta şehit verirken bunlara karşı sessiz kalmamız mümkün değil. Bunun hesabını sormaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Öte yandan Suriyeli muhalif gruplara yakın Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi ise İdlib'e bağlı Serakib bölgesinde Suriye ordusu hedeflerinin Türk topçu ateşi ile vurulduğunu aktardı ve en az 13 Suriye askerinin öldürüldüğünü belirtti.
Rusya'dan ilginç iddia
Öte yandan Rusya'nın Suriye'deki tarafları uzlaştırma merkezinden yapılan açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye hükümet güçlerinin atışlarının hedefi olduğu sırada İdlib'deki eylemleri konusunda kendilerine bilgi verilmediği iddia edildi. Açıklamada, "Türk birlikleri 2 Şubat'ı 3 Şubat'a bağlandığı akşam saatlerinde Rusya tarafına bilgi vermeden İdlib'deki gerilimi azaltma bölgesinde hareket ettiler ve Suriye hükümet güçlerinin Serakib yerleşim biriminin batısındaki teröristlere yönelik saldırısının hedefi oldu" ifadeleri kullanıldı.
Gözlem noktalarımız ateş altında!
Gerilimin doruğa çıktığı bölgeden gelen teyit edilmemiş bilgilere göre Türkiye'nin İdlib çevresindeki toplam 12 gözlem noktasından 7'si ateş altında bulunuyor. Ateş altındaki gözlem noktalarının çoğunun Suriye'nin Serakib bölgesinde olduğu iddia ediliyor. TSK'ya ait topçu ve roket unsurlarının da saldırılara aktif karşılık verdiğini açıklayan yerel kaynaklara göre karşılıklı bu atakların devam etmesi durumunda sıcak çatışmaya dönüşme tehlikesi büyük.
'Rejim unsurları bizim için hedef'
Ak Parti hükümetinden de İdlib gerilimiyle ilgili önemli açıklamalar geliyor. İdlib'de yaşanan saldırıyla ilgili dikkat çekici bir değerlendirmede bulunan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "İdlib'deki çatışmalarla ilgili görüşmeler sürüyordu. Rusya tarafı oradaki terör hareketliliğinden bahsedip onlara müdahale edildiğini söylüyordu. Biz de tabii buradaki bilgilerimizi paylaşıyorduk. Koordinasyonun azami düzeyde olması gerektiğini hatırlatıyorduk. Rejim koordine edilmesine rağmen TSK unsurlarına kasten saldırdı. Bu İdlib Mutabakatı'nın açık bir ihlali anlamına gelir. Karşılığında da TSK unsurlarımız da rejim unsurlarını hedef aldı ve imha etti. Mutabakatın ihlal edilmesi bölgedeki rejim hedeflerinin doğrudan hedef haline gelmesine neden olacaktır. Saldırı göç hareketini yeniden başlatacaktır" ifadelerini kullandı.
Libya'nın yansıması mı?
Son birkaç yıldır Suriye coğrafyasında ortak adımlar atan Türkiye ile Rusya, Libya bağlamında karşı saflarda yer alıyordu. Libya'da Türkiye Ululsal Mutabakat Hükümeti'ni desteklerken, Rusya ise General Halife Hafter cephesine destek veriyordu. Uzmanlar, Libya'da ortaya çıkan son gelişmelerin Suriye'ye yansımalarının İdlib bağlamında yaşandığı görüşünde. Zaten alt düzeyde görüşmeler devam ettiren Türkiye ile Rusya arasında önümüzdeki günlerde İdlib konulu daha üst düzey bir zirvenin düzenlenmesinin gündeme gelebileceği ifade ediliyor. Zira İdlib'de çatışmasızlık bölgesi, Astana ve Soçi süreçleri ve gözlem noktalarının işlevi ortadan kalkmış durumda. Bu bölgede yeni bir durumun başladığını gösteriyor ve bunun için Türkiye ile Rusya'nın bir masada konuyu görüşmesi gerekiyor. Gerilimin tırmanması ve köprülerin atılması en fazla bölgede kaos isteyen ABD'nin işine yarayacak.
Söylemler sertleşmeye başlamıştı
Cumhurbaşkanı Erdoğan son olarak 29 Ocak'ta Senegal ziyareti dönüşünde yaptığı açıklamada, Rusya'nın İdlib konusundaki mutabakata uygun hareket etmediğini söylemiş ve Türkiye'nin İdlib'de tek başına hareket edebileceği mesajını vermişti. Buna karşılık Rusya ise Türkiye'nin mutabakata uygun davranmama suçlamasını kabul reddetmişti. Rusya'nın konuya ilişkin görüşlerini açıklayan Kremlin Sözcüsü Dimitriy Peskov, "Bunu kabul etmiyoruz. Rusya, İdlib gerilimi azaltma bölgesine ilişkin Soçi Mutabakatı'ndaki yükümlülüklerini tümüyle yerine getiriyor. İdlib'de Suriye Ordusu'na ve Hmeymim Hava Üssü'ne saldırı gerçekleştiren çok sayıda terörist var" açıklamasını yapmıştı. İdlib'deki son hadise, Türkiye ve Rusya tarafından karşılıklı giderek sertleşen bu açıklamalar yapıldıktan birkaç gün sonra yaşandı.
Moskova neden sessiz?
Bir savaş arenasına dönüşen Suriye'de gerilim doruğa çıkmış durumda. TSK unsurlarıyla Suriye hükümet güçleri arasında sıcak bir çatışmanın çıkması an meselesi olarak görülürken Rusya'nın suskunluğu dikkat çekiyor. Uzmanlar, bu sessizliğin Moskova için hangi tarafta olduğunu belirtme mesajı olduğu görüşünde. Yani Rusya, gerilim artmasına göz yumarak, Türkiye'nin bölgede kalmasını zorlaştırarak İdlib'in muhaliflerden arındırılmasını hızlandırmak istiyor.
Yeni bir göç dalgası yaşanabilir
Öte yandan gerilimin tırmanmasının asimetrik etkileri de Türkiye'yi tehdit ediyor. Bu da yeni bir göç dalgası olarak somutlaşabilir. Hâlihazırda yüz binlerce sivil Türkiye sınırına yakın bölgelere göç etmiş durumda. Birleşmiş Milletler'e göre İdlib'deki şiddet, Aralık ayından bu yana yaklaşık 400 bin insanı yerinden etti ve birçoğu Türkiye sınırına doğru göç etti. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres 1 Şubat'ta hava saldırılarına son verilmesi çağrısında bulundu, ancak Rus uçakları tarafından gerçekleştirilen hava saldırıları devam etti. Rusya krize müdahil olduğu 2015 yılında ülkenin 5'te 1'ini kontrol edebilen Suriye hükümeti şimdi ülke topraklarının 3'te 2'sini kontrol eder duruma geldi. 2011'de başladığından beri Suriye krizinde 380 binden fazla kişi öldü, milyonlarca Suriyeli de yerlerinden edildi.
YENİ MESAJ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.