Ülkeyi yönetme emanetini üzerlerine aldıkları halde gerektiği gibi hassasiyet göstermeyenler elbette tüm olup-bitenlerden, milletin başına bela olan tüm olumsuzluklardan sorumludurlar.
Yönetim emanetine talip olup bir şekilde bu emaneti üstlenenler, her şeyin yerli yerinde kullanılmasından ve azami derecede verim alınmasından da birinci derecede mesuldürler.
Ülkenin sahip olduğu yer altı ve yer üstü kaynaklarının, madenlerinin, akarsularının, tarım arazilerinin en verimli bir biçimde kullanılması da elbette yöneticilerden sorulur.
Her şeyden daha önemlisi, bir ülkenin, bir milletin geleceği demek olan, hem istiklalinin hem de istikbalinin teminatı olan genç nesillerin her türlü kötü alışkanlıklardan uzak tutularak milli menfaatler doğrultusunda yetiştirilmesi de yönetici kadroların birinci vazifeleridir.
Son yarım asırdan beri bu milletin çocuklarının yakasına yapışmış olan nurculuk belası ve onun bir sürümü olan FETÖ musibeti karşısında gerekli hassasiyeti göstermeyen, gerekli tedbirleri alıp milleti uyarmayan yöneticilerin veballeri elbette tarif edilemeyecek kadar büyüktür.
İslam'ın tevhid inancıyla taban tabana zıt söylemlerle dolu olan, sayısız şirk unsurları barındıran, şu ayet beni işaret ediyor, şu sure benim şakirtlerimi ima ediyor şeklinde saçmalıklarla dolu olan malum kitaplara ve yazarına karşı milleti zamanında uyarmayan, onun gerçek yüzünü bu milletin çocuklarından saklayan ilgili ve yetkililer Allah'ın huzurunda nasıl hesap vereceklerini düşünsünler.
Bu saçmalıklara karşı gerekli tavrı koymayan, acil tedbirler almayan her dönemin yetkilileri ve yöneticileri, bu kaynaktan beslenen FETÖ hareketi karşısında da bütün dostane uyarılara rağmen görevlerini yapmamış ve ülkeyi ne yazık ki 15 Temmuz belasıyla yüz yüze getirmişlerdir.
Ülkeyi yönetme emanetini üstlenenler ne yazık ki bu ülkenin yetişmekte olan genç nesillerine sahip çıkmamış, çıkamamış ve haçlı-siyonist taşeronlarına genç beyinleri kaptırmışlardır.
Yönetim emanetini üstlenenler bu milletin gençliğine sahip çıkamadıkları gibi bu ülkenin yer altı ve yer üstü kaynaklarına da, kamu kurum ve kuruluşlarına da ne yazık ki sahip çıkamamışlar ve neredeyse her şeyimizi küresel tefecilere kaptırmışlardır.
İçeride ve dışarıda, terör konusunda, eğitimde, tarımda, ekonomide, sanayide, üretimde ve büyümede gelinen bu çok kötü durumdan hem yönetim emanetini ehil olmayan kadrolara verdiği için millet sorumludur hem de bu sorunların altından kalkamayacağını bile bile yönetim emanetini üstlenen kadrolar sorumludur.
Ülkenin "zifiri karanlık" halinden bir an evvel çıkması temennisi ve niyazı ile?
Yönetim emanetine talip olup bir şekilde bu emaneti üstlenenler, her şeyin yerli yerinde kullanılmasından ve azami derecede verim alınmasından da birinci derecede mesuldürler.
Ülkenin sahip olduğu yer altı ve yer üstü kaynaklarının, madenlerinin, akarsularının, tarım arazilerinin en verimli bir biçimde kullanılması da elbette yöneticilerden sorulur.
Her şeyden daha önemlisi, bir ülkenin, bir milletin geleceği demek olan, hem istiklalinin hem de istikbalinin teminatı olan genç nesillerin her türlü kötü alışkanlıklardan uzak tutularak milli menfaatler doğrultusunda yetiştirilmesi de yönetici kadroların birinci vazifeleridir.
Son yarım asırdan beri bu milletin çocuklarının yakasına yapışmış olan nurculuk belası ve onun bir sürümü olan FETÖ musibeti karşısında gerekli hassasiyeti göstermeyen, gerekli tedbirleri alıp milleti uyarmayan yöneticilerin veballeri elbette tarif edilemeyecek kadar büyüktür.
İslam'ın tevhid inancıyla taban tabana zıt söylemlerle dolu olan, sayısız şirk unsurları barındıran, şu ayet beni işaret ediyor, şu sure benim şakirtlerimi ima ediyor şeklinde saçmalıklarla dolu olan malum kitaplara ve yazarına karşı milleti zamanında uyarmayan, onun gerçek yüzünü bu milletin çocuklarından saklayan ilgili ve yetkililer Allah'ın huzurunda nasıl hesap vereceklerini düşünsünler.
Bu saçmalıklara karşı gerekli tavrı koymayan, acil tedbirler almayan her dönemin yetkilileri ve yöneticileri, bu kaynaktan beslenen FETÖ hareketi karşısında da bütün dostane uyarılara rağmen görevlerini yapmamış ve ülkeyi ne yazık ki 15 Temmuz belasıyla yüz yüze getirmişlerdir.
Ülkeyi yönetme emanetini üstlenenler ne yazık ki bu ülkenin yetişmekte olan genç nesillerine sahip çıkmamış, çıkamamış ve haçlı-siyonist taşeronlarına genç beyinleri kaptırmışlardır.
Yönetim emanetini üstlenenler bu milletin gençliğine sahip çıkamadıkları gibi bu ülkenin yer altı ve yer üstü kaynaklarına da, kamu kurum ve kuruluşlarına da ne yazık ki sahip çıkamamışlar ve neredeyse her şeyimizi küresel tefecilere kaptırmışlardır.
İçeride ve dışarıda, terör konusunda, eğitimde, tarımda, ekonomide, sanayide, üretimde ve büyümede gelinen bu çok kötü durumdan hem yönetim emanetini ehil olmayan kadrolara verdiği için millet sorumludur hem de bu sorunların altından kalkamayacağını bile bile yönetim emanetini üstlenen kadrolar sorumludur.
Ülkenin "zifiri karanlık" halinden bir an evvel çıkması temennisi ve niyazı ile?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- ‘Her kışın sonunda bir bahar olur’ / 15.07.2025
- Gül vekilim gül / 12.07.2025
- Yalamış yutmuşlar / 09.07.2025
- Dökülüyoruz dökülüyorsunuz dökülüyorlar / 08.07.2025
- Emeklinin payına bir kez daha hüsran düştü / 07.07.2025
- ‘İçi nasırlanmış elleri de yaz’ / 05.07.2025
- Kalemim elemime tercüman olabilseydi / 03.07.2025
- Ne olur? / 20.06.2025
- "Ben garip eşim garip/ Eşim yoldaşım garip" / 19.06.2025
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025
- Gül vekilim gül / 12.07.2025
- Yalamış yutmuşlar / 09.07.2025
- Dökülüyoruz dökülüyorsunuz dökülüyorlar / 08.07.2025
- Emeklinin payına bir kez daha hüsran düştü / 07.07.2025
- ‘İçi nasırlanmış elleri de yaz’ / 05.07.2025
- Kalemim elemime tercüman olabilseydi / 03.07.2025
- Ne olur? / 20.06.2025
- "Ben garip eşim garip/ Eşim yoldaşım garip" / 19.06.2025
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025