Bir ömür çalıştı acaba niçin?
Bütçeymiş dengeymiş bunları geçin
İnsanca bir hayat yaşamak için
Bilinmez kaç kapı çaldı emekli
Çalıştı ödedi yıllar boyunca
Ağır borca battı boyluboyunca
Ucuz etin haberini duyunca
Kuyruğa nefessiz daldı emekli
Seksenbeş yaşında doksan yaşında
Ne tadı ne tuzu kalmış aşında
Hep kuyrukta rüyasında düşünde
Yufka yürekleri deldi emekli
Kimine çuvalla… Bu ne davası?
Mevsim değişse de hep buz havası
Hayatta her bir şey ateş pahası
Adetâ nefessiz kaldı emekli
Gecenin yarısı kışın ayazı
Parıldıyor saç-sakalın beyazı
Sırtında yorganı eder niyazı
Sebebi Allah'a saldı emekli
Yoksula hep tırpan bu nasıl gidiş?
Vekile onbeş kat belki yirmibeş
Hak gaspı değil mi bu yapılan iş?
Bu işe şaşırıp kaldı emekli
Aziz Karaca da caymaz sözünden
Dimdik yürür hakikatin izinden
Yoksulluğun hem yokluğun yüzünden
Bir deli-divâne oldu emekli
- Haydutlukta hudut tanımayanlar ve… / 16.09.2025
- At izinin karıştığı izler ne seçiliyor ne de sayılıyor / 15.09.2025
- Ne zaman bir şafak atar bu dağda? / 11.09.2025
- Üç Y üç B’yi sildi süpürdü / 10.09.2025
- Sessizliğe isyanım var / 09.09.2025
- Dost odur ki dar gününde yar ola Geniş günde düşman bile yar olur / 06.09.2025
- Son düzlükte her şey dümdüz / 04.09.2025
- Zalime karşı dönmeyen diller ebediyen dönmesin / 03.09.2025
- İnsanlığın yüzkarası / 01.09.2025