Bugün 9.'su gerçekleştirilecek Ehl-i Beyt Kongresi bizce yapılanların en önemlisi.
Zira başka ülkelerde etki gösteren BOP ve Arap Baharı'nı konuştuğumuz, yazdığımız zamanlar geride kaldı ve sıra Türkiye'ye geldi.
Her gün şehit cenazeleri kalkan camiler, ağlayan analar, dağılan yuvalar; güneydoğuda taş üstünde taş bırakmayan bombalar?
Türkiye'de yetkili ağızlar "IŞİD'le savaşıyoruz" itirafında bulunmaya başladılar, bir başkası "Türkiye'yi parçalamaya çalışıyorlar" deyiverdi.
Böyle bir tabloda Türk Milletinin imani bir inkişafa ihtiyacı var.
Bu ihtiyacın karşılanması, dini boşluklardan kaynaklansa da hayatın tamamına yansıyacak neticeler doğurduğu için çok acil.
"Dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüzdür" der Sayın Baş, hem de on yıllardır.
Bugün gelinen nokta öngörüsünün ne kadar doğru olduğunu göstermiyor mu?
Alevi ve Sünni kavgasını körükleyenler sanmayın sadece Sünnileri sevdikleri için bunu yapıyorlar.
Suriye'ye savaşın ana gerekçesi Arap Alevisi yani Nusayri olan Esad'ı indirmek değil miydi?
Ortadoğu'da ABD ve İsrail lehine planlanan her gelişme için İslam dünyasının birbiriyle kavga halinde olması şart?
İstanbul'da gerçekleşen İslam İşbirliği Toplantısında, İstanbul deklarasyonunda İran şoku yaşandı.
Deklarasyonda, "İİT, İran'ın, bölge ülkelerinin ve Bahreyn, Yemen, Suriye, Somali gibi ülkelerin içişlerine müdahalesini ve terörizme devam eden desteğini kınar" ifadesine yer verildi.
Şii İran'ın bu şekilde eleştirilmesi mezhepsel bir eleştiri olmuyor mu?
Batının Şii-Sünni savaşı üzerinden Ortadoğu topraklarında nemalandığı bir süreçte herhalde İslam devletlerinin en ihtiyacı olan şey İslam kardeşliğidir.
Oysa İİT'de İslam kardeşliği üzerinde durulmamıştır. Tam tersine açıkça Şii-Sünni gerginliğini körükleyebilecek bir yaklaşım toplantıya damga vurmuştur.
Peygamberimizin mezhep ve meşrebi olmadığı gibi, Hz. Ali'yi sevmek manasına gelen Şiilik de İslam'ın bir gereği hatta Şûra 23. ayete göre Cenab-ı Hakkın bir emridir.
Bu gerekçelerle Sayın Baş'ın "Ehl-i Beyt" paydasında Müslümanları buluşturması günümüz Müslümanları için tek çıkar yoldur.
Gerek ülkemizde, gerek bölgemizde maalesef mezhep savaşlarına dönüşmeye başlayan bugünlerde gerçekleştirilen bu Ehl-i Beyt Kongresi hayatidir.
Aklımızı başımıza alarak, bir an evvel "ortak payda" etrafında buluşmaya mecburuz.
Zira başka ülkelerde etki gösteren BOP ve Arap Baharı'nı konuştuğumuz, yazdığımız zamanlar geride kaldı ve sıra Türkiye'ye geldi.
Her gün şehit cenazeleri kalkan camiler, ağlayan analar, dağılan yuvalar; güneydoğuda taş üstünde taş bırakmayan bombalar?
Türkiye'de yetkili ağızlar "IŞİD'le savaşıyoruz" itirafında bulunmaya başladılar, bir başkası "Türkiye'yi parçalamaya çalışıyorlar" deyiverdi.
Böyle bir tabloda Türk Milletinin imani bir inkişafa ihtiyacı var.
Bu ihtiyacın karşılanması, dini boşluklardan kaynaklansa da hayatın tamamına yansıyacak neticeler doğurduğu için çok acil.
"Dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüzdür" der Sayın Baş, hem de on yıllardır.
Bugün gelinen nokta öngörüsünün ne kadar doğru olduğunu göstermiyor mu?
Alevi ve Sünni kavgasını körükleyenler sanmayın sadece Sünnileri sevdikleri için bunu yapıyorlar.
Suriye'ye savaşın ana gerekçesi Arap Alevisi yani Nusayri olan Esad'ı indirmek değil miydi?
Ortadoğu'da ABD ve İsrail lehine planlanan her gelişme için İslam dünyasının birbiriyle kavga halinde olması şart?
İstanbul'da gerçekleşen İslam İşbirliği Toplantısında, İstanbul deklarasyonunda İran şoku yaşandı.
Deklarasyonda, "İİT, İran'ın, bölge ülkelerinin ve Bahreyn, Yemen, Suriye, Somali gibi ülkelerin içişlerine müdahalesini ve terörizme devam eden desteğini kınar" ifadesine yer verildi.
Şii İran'ın bu şekilde eleştirilmesi mezhepsel bir eleştiri olmuyor mu?
Batının Şii-Sünni savaşı üzerinden Ortadoğu topraklarında nemalandığı bir süreçte herhalde İslam devletlerinin en ihtiyacı olan şey İslam kardeşliğidir.
Oysa İİT'de İslam kardeşliği üzerinde durulmamıştır. Tam tersine açıkça Şii-Sünni gerginliğini körükleyebilecek bir yaklaşım toplantıya damga vurmuştur.
Peygamberimizin mezhep ve meşrebi olmadığı gibi, Hz. Ali'yi sevmek manasına gelen Şiilik de İslam'ın bir gereği hatta Şûra 23. ayete göre Cenab-ı Hakkın bir emridir.
Bu gerekçelerle Sayın Baş'ın "Ehl-i Beyt" paydasında Müslümanları buluşturması günümüz Müslümanları için tek çıkar yoldur.
Gerek ülkemizde, gerek bölgemizde maalesef mezhep savaşlarına dönüşmeye başlayan bugünlerde gerçekleştirilen bu Ehl-i Beyt Kongresi hayatidir.
Aklımızı başımıza alarak, bir an evvel "ortak payda" etrafında buluşmaya mecburuz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018