Bugün uluslararası hukuk nezdinde de iç hukuk nezdinde de, yüzde yüz suç olan eylemler ve söylemler iktidar yandaşları tarafından sergilenmiş ve de söylenmişlerse devlet gücü, iktidar gücü kullanılarak derhal örtbas ediliyor.Bir ülkede hukuk, kişiye göre, makama göre tavır alıyorsa, duruşunu değiştiriyorsa elbette ki hukuk vasfını kaybetmiş demektir.Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, seçildiği günden beri, ettiği tarafsızlık yeminini hiçe sayarak bir partili olmaktan daha öte, partizanca tavırlar sergilediği halde, söylemlerde bulunduğu halde bir türlü hukuk devreye girmiyorsa, gereği yapılmıyorsa sözün bittiği yerdeyiz demektir.Bir tarafta Başbakan ve iktidar partisinin genel başkanı, devletin tüm imkanlarını kullanarak seçim kampanyasını yürütüyor, diğer taraftan Cumhurbaşkanı yine aynı parti adına ve aynı devlet imkanlarını tepe tepe kullanarak "ille de dört yüz" deyip dolaşıyor ve maalesef hukuk sus-pus?Yandaşların elinden ve dilinden sadır olanların binde biri dahi muhalifler tarafından işlendiğinde hukuk aylarca, belki yıllarca yakalarına yapıştığı halde nedense onları hep teğet geçiyor.Güçlülerin hukukunun egemen olduğu bir süreçten geçiyoruz.Gücün ve de güçlünün hukukunun baskın olduğu bir ortamda elbette, yetimin, yoksulun, fakirin düşkünün, zayıfın ve kimsesizin hakkından ve hukukundan söz edilemez.Bu anlayışa göre güçlü her zaman haklıdır, haksız olduğu zaman da yine birinci madde geçerlidir.Hukukun, güçlünün arzuları ve çıkarları istikametinde şekillendiği bir toplumda adalet anlayışının yaygınlaşması ve fertlerin adil olması da oldukça zor ve belki de imkansızdır.Böyle bir toplumda Nisa suresi 135. ayet sadece namazlarda okunan, hatim indirilirken rastlanan ama bir türlü uygulamaya sokulamayan ayetler arasında yerini alır:"Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutun; kendinizin, ana babanızın ve yakınlarınızın zararına bile olsa? Allah rızası için şahitlik yapanlar olun. Şahitlik yaptığınız kimseler, zengin de olsa, fakir de olsa adaletten ayrılmayın. Allah'ın hakkı, onların her birinin hakkının önüne geçer. Hislerinize uyup, adaletten şaşmayın. Şahitliği eğer, büker veya şahitlikten kaçınırsanız biliniz ki, Allah tüm yapmakta olduklarınızdan haberi olandır." (Nisa: 135).Er ya da geç, ama mutlaka bir gün hem milletimizin hem de hukukun bu çarpıklığın, bu çifte standardın farkına varacağını ve gereğini yapacağını umut ediyoruz.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024