Kusura bakmasın, Diyanet İşleri Başkanı sayın Prof. Dr. Mehmet Görmez, merhum Necmettin Erbakan Hocamızın cenaze namazı sonrasındaki "tezkiye"sini, noksan yaptı, tenkîs etti.Bürokratlığına bağlayabilirsiniz? Mahşerî kalabalık huzurunda söz etmenin heyecanı, diyebilirsiniz?Fatiha Suresinin ezber okuyabilen kişilerin "imam"lığa tayin edildiği 1940'lı yılların imamları bile bilir ki, tezkiyede, önce musalladaki merhumun "mü'min ve muvahhid" olduğuna cemaatten şahitlik istenir, ardında "rıza beyanı", sonunda da "helallik" alınır? Müslüman milletimizin musalla tezkiyesi böyle!İlk iki kısmı atladı Görmez Hoca? Helallik almakla yetindi."Mü'min, muvahhid ve dahi mücahid" olduğuna son olarak da şahitlik etmeyi arzuluyordu mahşeri kalabalık?Oğlu Fatih Erbakan, tamamladı Görmez'in noksan bıraktığı "önemli" gerçeği: Merhum babam, İslam'ı, sadece namaz, oruç, hacdan ibaret saymaz; bunların yanı sıra, hayatın tamamında Müslümanların hayrına Allah rızasıyla cihad etmek olduğunu anlatırdı, yaşardı, öğretirdi. Fatih Erbakan, anlayana, "merhum babam Mü'min, Muvahhid ve Mücahitti" dedi özcümle.Nitekim "Mücahid Erbakan" sloganı hafızalara kazınmıştır.Resmî tören istemeyen Merhum Erbakan Hoca'nın bu "geleneksel İslam çizgisi" elbette hayati önemi haizdir.Öncü bir devlet ve siyaset adamı olarak Erbakan Hoca'nın bu "geleneksel İslam" çizgisi, kendisinden ayrılarak ABD, AB ve Vatikan'ın "Ilımlı İslam"ına yelken açıp politik koltuklara dört köşe kurulanlar için dün olduğu kadar, hatta belki dünden de daha çok bugün, çok önemli bir turnusoldur. Önümüzdeki günlerde ülkemizde ve coğrafyamızda yaşanacak gelişmelerin ana ekseni, Türk milletinin tarihten bugüne yaşaya geldiği "geleneksel İslam" ile, "Ilımlı İslam" ve "dinler arası diyalog" adı altında içini ABD, AB, Vatikan ve sair Haçlı dünyasının doldurduğu "dışı Müslümanlık, içi ise Hıristiyanlık ve şirk" olan anlayışın fikri ve siyasi mücadelesi oluşturacaktır.Türk milletinin böyle bir yol ayrım ile karşı karşıya bulunduğunu gören Erbakan Hoca'nın, AKP iktidarına ve AKP'nin gölgesinde bir "siyasi stepne" olarak "gömlek ve ray değiştirmiş" diğer yeniyetmelere yönelik karşı tavrı açıktır, bu gerekçeyledir:"Haim Nahum doktrini ne diyor? İşsiz bırakacaksın, borca esir edeceksin. Dinini değiştireceksin? Din değiştirmek iki türlü olur. Bir, İslam'ı yasaklarsın. İki, bir de İslam'ı değiştirirsin. Bugün Türkiye'de ikinci metot tatbik ediliyor. Dinler bahçesi? Aynı yerde kilise, havra, cami yapılıyor. Bu İslam itikadına uymaz. Allah nazarında tek din İslam'dır. Hıristiyanlık ve Yahudilik hurafedir. Bunların Cenab-ı Hak'la irtibatları kesilmiş. Bunlar gerçek değildir. Şimdi bu dinler bahçesi içerisine kilise, havra, cami yapmış. Caminin üzerine 'La İlahe İllallah' demiş, 'Muhammed Resulallah' dememiş. Neden? Yahudiler ve Hıristiyanlar da cennete gidecekmiş. Böyle Müslümanlık olmaz. Bunlar belki bilerek İslam'a zarar vermek istemezler; çünkü bizim talebimizdirler. Ama Siyonizm öyle ustadır ki, bunları tamamen siyonizm için kullanır." (http://www.saadet.org.tr/haber/erbakandan-yeni-akite-carpici-aciklamalar)."AKP dini de değiştirmeye çalışıyor. Nasıl? Dinler Bahçesi diye bir yer açmadı mı? O bahçenin içinde kilise var, o bölgede Hıristiyan vatandaş yok. O bahçeyi gidin Paris'e kurun dedik, hayır illa İstanbul'a. Bahçedeki caminin üstünde La ilahe illallah yazıyor, Muhammed-ür Resullallah yazmıyor. Bu ne demek biliyor musun? Bütün İslam dinini ortadan kaldırmak demek? Şimdi biz AKP'nin dini değiştirme çalışmalarını kitap yapıyoruz? Türkiye'nin ayağının altından toprak kayarken ben de vazifemi yapıyorum!" (Bakınız: http://www.saadet.org.tr/haber/turkiyenin-ayaginin-altindan-toprak-kayarken-vazifemi-yapiyorum; Ezgi Başaran, Radikal, Politika, 02 /Ocak /2011).Erbakan Hoca'nın "mü'min, muvahhid ve mücahit" duruşu işte bu apaçık çıkışlarındaki iman tavrıdır. Merhum Erbakan Hoca'mızın, onun etrafında kenetlenmiş vefakar kadrosunun ve yoluna baş koymuş sevenlerinin bu duruşu, ülkemiz ve bölgemiz üzerinde hesap yapan küresel güçlerin ve onların yerli işbirlikçilerinin hesabını bozmaya yönelik esaslı adımlar için, Türkiye'nin önündeki seçim günleri için de çok önemli işaret taşlarıdır. Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde "küresel Haçlı operasyonları" yapanlar ve onların yerli işbirlikçileri, elbette Erbakan Hoca'nın davasını sırtlanan vefakar Milli Görüş kurmayları ve dünyaya yayılmış çalışkan mensupları üzerinde özel çaba sarf edeceklerdir. Erbakan Hoca'nın her şeyine sahip çıkan yetişkin kadrosunun, bu "diyalogcu oyunu"nu da boşa çıkartmayı başaracağına inanıyorum; o zaman ülkemiz ve coğrafyamız üzerindeki pek çok oyun kısa zamanda bozulur.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019