Brüksel'deki NATO Zirvesi'ne katıldıktan sonra yurda dönerken uçakta gazetecilere açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, asgari ücrette yıl ortasında bir artış düşünüp düşünmedikleri yönündeki bir soruya, "Şu anda daha üçüncü aydayız. Yıl ortasında böyle bir değerlendirme gerektiğinde biz kesinlikle vatandaşımızdan, hele hele işçimizden böyle bir şeyi esirgemeyiz" yanıtını vermiş.
Erdoğan 'yıl ortasında gerekirse yaparız' diyor, ama daha yılında üçüncü ayında biz gerekirse sınırını fersah fersah aşmış durumdayız.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu'nun ar-ge birimi KAMU-AR'ın mart ayı açlık-yoksulluk araştırmasının sonuçları da bunu doğruluyor.
Verilere göre 2022 yılı için belirlenen 4 bin 253 liralık asgari ücret, açlık sınırının bin 485 lira altında kalmış durumda.
Ama Sayın Erdoğan henüz 'gerekirse' noktasında olmadığımızı düşünüyor.
Demek ki milletçe düşüşümüzün daha dibi de var, aman ha sıkı tutunun…
Açlık sınırını 5 bin 738 lira ve yoksulluk sınırının ise 11 bin 611 lira olarak duyuran KAMU-AR'ın araştırmasına göre açlık sınırı bir önceki aya göre 601 lira, yoksulluk sınırı ise bin 29 lira yükselmiş.
Bir ayda bu yükselişler yaşanıyorsa, aynı şekilde devam ettiği takdirde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın işaret ettiği tarih olan yıl ortasına gelindiğinde açlık sınırı 7 bin 500 lirayı aşmış olacak.
Şubattan marta kadar olan artışa göre kıyaslarsak Haziran ayına geldiğimizde 4 bin 253 lira asgari ücret açlık sınırının yaklaşık 3 bin 250 lira altında kalmış olacak.
İşte bu noktada sanırım Erdoğan'ın 'gerekirse' dediği seviyeye gelinmiş olacak ve hükümet lütfedip asgari ücrette 200-300 liralık bir artış yapacak.
Yalnız bu artışları Çanakkale Köprüsü'nün geçiş ücreti olan '200 liracık' ile karıştırmayın sakın.
Liracık sizin cebinizden çıkan, hükümetin size verdikleri ise LİRA, aman buna dikkat edin!
Haziran ayında –o da yaparlarsa- asgari ücretteki bu cılız artışı çok büyük bir ihsanda bulunuyormuş gibi lanse etmeyi de ihmal etmeyecekler.
Bakın Sayın Erdoğan, 'Biz kesinlikle vatandaşımızdan, hele hele işçimizden böyle bir şeyi esirgemeyiz. Veren el alan elden hayırlıdır' diyor.
Oysa işçi, memur ve emekli başta olmak üzere toplumu oluşturan dar gelirli milyonların cepleri delik deşik.
Marketlerde ve ekmek büfelerinin önlerinde uzayan kuyruklar, varlık ya da keyif kuyrukları değil, yokluk kuyrukları. Utanç kuyruğu da diyebilirsiniz, ama utanması gerekenlerin umurun mı?
Yaklaşık 2.5 yıldır salgın belasının da en büyük bedelini sabit maaşlı ve dar gelirli milyonlarca vatandaş ödemişti.
Şimdi Ukrayna savaşının getirdiği ekonomik şokların ağır faturası da vatandaşların sırtına yükleniyor.
Görünen o ki hükümet olmaktan bunların anladığı vatandaşın sırtına yeni yeni yükler yüklemek. Zira 20 yıllık icraatın özeti budur aslında.
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023