Tarih: 1995
"3. köprü İstanbul için cinayettir. Kuzey bölgemizde kalan yeşil alanların imara açılarak katledilmesinden başka bir şey değildir. İnşallah bu cinayet bitmeden hükümet değişir."
Tarih: 2013
"3. köprünün yapılmaması için ellerinden geleni yapıyorlar ama yapacağız."
***
Tarih: 2009
"Amerika ve Avrupa'da bankalar batarken ya da çok ucuza satılırken niye bankalarımıza bir şey olmadı? Çünkü eşeği sağlam kazığa bağladık da ondan."
Tarih: 2013
"Faiz lobisi yıllarca benim milletimin alın terini sömürdü."
***
Tarih: 1993
"Başkanlık sisteminin ortaya çıkışı bir özentinin sonucu ya da Amerikan emperyalizminin bize bir tavsiyesi."
Tarih: 2013
"Ben başkanlık sisteminden yanayım."
***
Yukarıdaki tüm açıklamalar aynı ağızdan çıktı. O ağız bu ülkenin başbakanına, Sayın Erdoğan'a ait. (Benzer örneklerin daha yüzlercesi var ama güncel olması bakımından bunları seçtik).
Şu sözler de ona ait, hedefinde ise muhalefet var:
"Bunlar akşam başka, sabah başka. Her şeyde böyle bunlar. Siyaset dürüstlük ister dürüstlük."
***
Şimdi bu manzara karşısında ne söylenir ki? Takdiri sizlere bırakıyorum.
Yazımı bir Nasreddin Hoca fıkrasıyla bitirmek istiyorum. Bu fıkranın yukarıdaki durumla zinhar bir ilgisi yoktur.
Kasabalılar, Nasreddin Hoca'ya Kadı'dan yakınmışlar: "Kadı efendi çok menfaatçi bir adam. Aynı suça bazen beraat, bazen de çok ağır ceza veriyor. Hak hukuk tanımıyor, nereden menfaati varsa o taraftan oluyor. Bundan nasıl kurtuluruz" demişler.
Hoca durumu mülki amirlere bildirmişse de, onları pek inandıramamış. "Nasıl ispat edersin?" demişler.
Hocamız, Kadı efendinin tanımadığı bir müfettişin kendisine gönderilmesini ve beraberce Kadı'yı ziyaret etmelerinin yeterli olacağını mülki amire, (vali'ye) anlatmış. Kabul etmişler.
Kararlaştırılan günde müfettiş bey kasabaya, Nasreddin Hoca'nın konuğu olarak gelmiş. Kimliğini gizli tutarak, kasaba eşrafından beş altı kişiyle beraber kadı efendiyi ziyarete gitmişler.
Hoş beşten sonra, Hoca, Kadı efendiye: "Efendi" demiş. "Kırda sığırlar yayılırken bir alaca inek, "sanırım sizinki" bizim ineği karnından boynuzlayıp öldürmüş.
"Bunda sahibinin ne kabahati var?" demiş Kadı, "Hayvandan kan davası edilmez."
Hoca sözünü değiştirmiş: "Yok yok yanlış söyledim, bizim inek sizinkini öldürmüş!"
Bunu duyan Kadı efendi hızla yerinden kalkıp, raftaki kanun kitabına uzanırken; "Haa mesele şimdi çatallaştı, bakalım kara kaplı kitap ne diyor?" demiş.
"3. köprü İstanbul için cinayettir. Kuzey bölgemizde kalan yeşil alanların imara açılarak katledilmesinden başka bir şey değildir. İnşallah bu cinayet bitmeden hükümet değişir."
Tarih: 2013
"3. köprünün yapılmaması için ellerinden geleni yapıyorlar ama yapacağız."
***
Tarih: 2009
"Amerika ve Avrupa'da bankalar batarken ya da çok ucuza satılırken niye bankalarımıza bir şey olmadı? Çünkü eşeği sağlam kazığa bağladık da ondan."
Tarih: 2013
"Faiz lobisi yıllarca benim milletimin alın terini sömürdü."
***
Tarih: 1993
"Başkanlık sisteminin ortaya çıkışı bir özentinin sonucu ya da Amerikan emperyalizminin bize bir tavsiyesi."
Tarih: 2013
"Ben başkanlık sisteminden yanayım."
***
Yukarıdaki tüm açıklamalar aynı ağızdan çıktı. O ağız bu ülkenin başbakanına, Sayın Erdoğan'a ait. (Benzer örneklerin daha yüzlercesi var ama güncel olması bakımından bunları seçtik).
Şu sözler de ona ait, hedefinde ise muhalefet var:
"Bunlar akşam başka, sabah başka. Her şeyde böyle bunlar. Siyaset dürüstlük ister dürüstlük."
***
Şimdi bu manzara karşısında ne söylenir ki? Takdiri sizlere bırakıyorum.
Yazımı bir Nasreddin Hoca fıkrasıyla bitirmek istiyorum. Bu fıkranın yukarıdaki durumla zinhar bir ilgisi yoktur.
Kasabalılar, Nasreddin Hoca'ya Kadı'dan yakınmışlar: "Kadı efendi çok menfaatçi bir adam. Aynı suça bazen beraat, bazen de çok ağır ceza veriyor. Hak hukuk tanımıyor, nereden menfaati varsa o taraftan oluyor. Bundan nasıl kurtuluruz" demişler.
Hoca durumu mülki amirlere bildirmişse de, onları pek inandıramamış. "Nasıl ispat edersin?" demişler.
Hocamız, Kadı efendinin tanımadığı bir müfettişin kendisine gönderilmesini ve beraberce Kadı'yı ziyaret etmelerinin yeterli olacağını mülki amire, (vali'ye) anlatmış. Kabul etmişler.
Kararlaştırılan günde müfettiş bey kasabaya, Nasreddin Hoca'nın konuğu olarak gelmiş. Kimliğini gizli tutarak, kasaba eşrafından beş altı kişiyle beraber kadı efendiyi ziyarete gitmişler.
Hoş beşten sonra, Hoca, Kadı efendiye: "Efendi" demiş. "Kırda sığırlar yayılırken bir alaca inek, "sanırım sizinki" bizim ineği karnından boynuzlayıp öldürmüş.
"Bunda sahibinin ne kabahati var?" demiş Kadı, "Hayvandan kan davası edilmez."
Hoca sözünü değiştirmiş: "Yok yok yanlış söyledim, bizim inek sizinkini öldürmüş!"
Bunu duyan Kadı efendi hızla yerinden kalkıp, raftaki kanun kitabına uzanırken; "Haa mesele şimdi çatallaştı, bakalım kara kaplı kitap ne diyor?" demiş.
Bayram Coşkun / diğer yazıları
- Rest çekerken verilen tavizlerin söylenmesi / 26.09.2022
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021