Eski günlerini arayan bir efsane Eskişehirspor
Türkiye'nin köklü takımlarından Eskişehirspor maziyi arıyor. Bölgesel Amatör Lig'de Mezitli 33 Spor'u 1-0 yenen Eskişehirspor 3. Lig'e yükseldi
24.05.2025 15:20:00
Bayram ÇOŞGUN
Bayram ÇOŞGUN





Türkiye futbol tarihinde özel bir yeri olan Eskişehirspor, yalnızca bir spor kulübü değil; Eskişehir halkının yüreğinde yeşermiş, kuşaktan kuşağa aktarılan bir tutkudur. 1965 yılında kurulan kulüp, Anadolu futbolunun öncülerinden biri olarak, İstanbul takımlarının hegemonyasına başkaldıran ilk kıvılcımlardan biri olmuştur.
Eskişehirspor'un lakabı "Kırmızı Şimşekler"dir. Bu lakap, hem takımın sahadaki dinamik oyununu hem de taraftarlarının sarsılmaz enerjisini simgeler. Siyah-kırmızı renkler, Eskişehir sokaklarında sadece bir forma değil, bir duruş olarak taşınır. Tribün kültürüyle, taraftarıyla ve mücadele ruhuyla Eskişehirspor, Anadolu futbolunun kalbidir.
Tarihinde sayısız unutulmaz an barındıran bu kulüp, özellikle 1970'li yıllarda Türk futbolunun çehresini değiştirmiştir. 1968-69 sezonunda ligi ikinci sırada bitirerek büyük bir başarıya imza atan Eskişehirspor, aynı dönemde Türkiye Kupası ve Cumhurbaşkanlığı Kupası gibi önemli başarılar da elde etti. O dönem Eskişehir'de doğan çocuklar, rüyalarında gol atan Fethi'yi, Ender'i, Nihat'ı izledi.
Ama bu hikâye sadece zaferlerle değil, direnişle de yazıldı. Zamanla maddi zorluklar, kötü yönetimler ve değişen futbol düzeni Eskişehirspor'u ligden düşürdü. Ancak ne lig düştü ne sevda bitti. Taraftarlar, "Hiçbir çocuk, Eskişehirsporsuz büyümemeli" diyerek her şartta takımlarına sahip çıktı. Bu sevgi, Eskişehirspor'u sadece bir futbol takımı değil, bir şehir efsanesi hâline getirdi.
Eskişehir'in ruhu, Porsuk Çayı'nda yansımasını bulur ama kalbi her zaman Eskişehir Atatürk Stadyumu'nda atar. Bugün belki takım alt liglerde mücadele ediyor, ama tribünler hâlâ dolu. Çünkü Eskişehirspor'un hikâyesi sadece puanlarla yazılmaz; aidiyetle, sadakatle, alın teriyle ve inatla yazılır.
Ve bilinir ki:
"Kırmızı kara bizim, bu şehir bizim, bu sevda bizim."
Eskişehirspor'un lakabı "Kırmızı Şimşekler"dir. Bu lakap, hem takımın sahadaki dinamik oyununu hem de taraftarlarının sarsılmaz enerjisini simgeler. Siyah-kırmızı renkler, Eskişehir sokaklarında sadece bir forma değil, bir duruş olarak taşınır. Tribün kültürüyle, taraftarıyla ve mücadele ruhuyla Eskişehirspor, Anadolu futbolunun kalbidir.
Tarihinde sayısız unutulmaz an barındıran bu kulüp, özellikle 1970'li yıllarda Türk futbolunun çehresini değiştirmiştir. 1968-69 sezonunda ligi ikinci sırada bitirerek büyük bir başarıya imza atan Eskişehirspor, aynı dönemde Türkiye Kupası ve Cumhurbaşkanlığı Kupası gibi önemli başarılar da elde etti. O dönem Eskişehir'de doğan çocuklar, rüyalarında gol atan Fethi'yi, Ender'i, Nihat'ı izledi.
Ama bu hikâye sadece zaferlerle değil, direnişle de yazıldı. Zamanla maddi zorluklar, kötü yönetimler ve değişen futbol düzeni Eskişehirspor'u ligden düşürdü. Ancak ne lig düştü ne sevda bitti. Taraftarlar, "Hiçbir çocuk, Eskişehirsporsuz büyümemeli" diyerek her şartta takımlarına sahip çıktı. Bu sevgi, Eskişehirspor'u sadece bir futbol takımı değil, bir şehir efsanesi hâline getirdi.
Eskişehir'in ruhu, Porsuk Çayı'nda yansımasını bulur ama kalbi her zaman Eskişehir Atatürk Stadyumu'nda atar. Bugün belki takım alt liglerde mücadele ediyor, ama tribünler hâlâ dolu. Çünkü Eskişehirspor'un hikâyesi sadece puanlarla yazılmaz; aidiyetle, sadakatle, alın teriyle ve inatla yazılır.
Ve bilinir ki:
"Kırmızı kara bizim, bu şehir bizim, bu sevda bizim."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.