Ey Allah'ın kulları! Allah'ı düşünün, Allah'ı!
Kufe'de irad edip Haricileri kınadığı bu hutbesinde Allah'a hamd etmekte, Peygamberi övmekte ve öğüt vermektedir
15.06.2025 14:02:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Kufe'de irad edip Haricileri kınadığı bu hutbesinde Allah'a hamd etmekte, Peygamberi övmekte ve öğüt vermektedir.
"O'nu, nimetlerine karşılık şükrün ifadesi olarak över, vazifelerini hakkıyla ifade edebilmek için yardımını dilerim. Ordusu güçlü, şanı yücedir.
Halkı O'na itaate çağıran, dini yolunda cihad ederek düşmanlarını mağlup eden; yalanlayanların toplanıp birleşmelerinin ve nurunu söndürmek isteyenlerin gayretinin engel olamadığı Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna şahadet ederim
İlahi takvaya bağlanın; çünkü takva, halkası sağlam bir ip, yüceliklerine varılmaz bir sığmaktır. Gelip çatmadan ölüme ve şiddetine hazırlanın, inmeden ona hazırlık görün.
Çünkü sonuç kıyamettir; bu, aklı olana öğüt, cahil olana da ibret olarak yeter. Kabirlerin darlığını, hüznün şiddetini, varılacak yerin korkusunu, tekrarlanan korkuları, kemiklerin ayrılığını, kulakların sağır olmasını, kabrin karanlığını, vaadin korkusunu, çukurun gamını ve taşla kapanıp örtülüsünü, oraya varmadan önce bilmelisiniz.
Ey Allah'ın kulları! Allah'ı düşünün, Allah'ı! Dünya, sizleri sünnetleri üzerinde götürmektedir. Siz ve kıyamet birbirinize yakınsınız. Kıyametin sanki alametleri görüldü, belirtileri yaklaştı da sırat'ın başında durdurdu sizleri. Sanki sarsıntısıyla geldi, göğsünü yere dayadı.
Dünya, ehlinden kesildi, onları bakıcı kucağından ayırdı, bir gün veya aydı bitti, yenisi yıprandı, semizi zayıfladı. Dar bir yerde, karışık ve şüpheli büyük işlerde; azabı şiddetli, alevi gür, yalımı yüksek, homurtusu kızgın, alevi parlak, sönmesi imkânsız, yakıtı yanıcı, tehditleri korkutucu, karar yeri zulmet, etrafı zifiri karanlık, kapları kazanları kızgın, durumu korkunç ve meşakkatli bir ateştedirler.
(Muttakilere gelince...) "Rablerinden sakınanlar bölük bölük cennete sevk edilirler."(Zümer: 73) Onlar azaptan güvende, kınanmaktan kurtulmuş, ateşten pek uzakta, güvenli evlerde yer almış, yerlerinden hoşnut olmuşlardır.
Onlar öyle kimselerdir ki işleri dünyada tertemizdi, gözleri ağlardı, dünyada huşu ile boyun eğmek ve bağışlanma dilemekle geceleri gündüz; insanlardan çekinip korkmakla da gündüzleri gece idi. Allah da onlara cenneti konak kıldı, yaptıklarının karşılığını verdi. "Onlar buna ehil ve layık kimselerdir."(Fetih: 26) Orada mülkleri devamlı, nimetleri kakçıdır.
Ey Allah'ın kullan! İçinizden yaptıklarında kazançlı çıkanların riayet ettikleri şeylere uyun, onları zayi etmekle hüsrana uğrayanların yaptıklarından çekinin. Ecelinize amellerinizle hazırlanın.
Önceden yaptıklarınızın rehini ve önden gönderdiklerinizin karşılığını görücülersiniz varsayın o korkunç şey gelip çatmış, yitirdiğinizi elde etmek için geri dönmenize imkân yok ve hatalarınızdan kurtulamazsınız.
Allah bize de, size de; kendisine ve Resulüne itaat etme başarısını versin, rahmetinin bolluğu ile bizleri affetsin. Yeryüzünde sakin durun, belalara karşı direnin.
Dillerinizin heva ve hevesleri yolunda ellerinizi ve kılıçlarınızı hareket ettirmeyin. Allah'ın acele etmenizi istemediği işlerde acele etmeyin.
Çünkü sizden Rabbinin, O'nun elçisinin ve Ehl-i Beyt'inin hakkını tanıyarak yatağında ölen kimse de şehittir ve ecri Allah'a aittir. Salih işlere niyetinden dolayı da sevaba ermesi de muhakkaktır.
Bu niyeti, (Allah yolunda) kılıcını çekmesinin yerini tutar. Şüphesiz her şeyin (sabrın da, savaşın da) bir zamanı ve eceli vardır." Nehc'ul Belaga 190 Hutbe
"O'nu, nimetlerine karşılık şükrün ifadesi olarak över, vazifelerini hakkıyla ifade edebilmek için yardımını dilerim. Ordusu güçlü, şanı yücedir.
Halkı O'na itaate çağıran, dini yolunda cihad ederek düşmanlarını mağlup eden; yalanlayanların toplanıp birleşmelerinin ve nurunu söndürmek isteyenlerin gayretinin engel olamadığı Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna şahadet ederim
İlahi takvaya bağlanın; çünkü takva, halkası sağlam bir ip, yüceliklerine varılmaz bir sığmaktır. Gelip çatmadan ölüme ve şiddetine hazırlanın, inmeden ona hazırlık görün.
Çünkü sonuç kıyamettir; bu, aklı olana öğüt, cahil olana da ibret olarak yeter. Kabirlerin darlığını, hüznün şiddetini, varılacak yerin korkusunu, tekrarlanan korkuları, kemiklerin ayrılığını, kulakların sağır olmasını, kabrin karanlığını, vaadin korkusunu, çukurun gamını ve taşla kapanıp örtülüsünü, oraya varmadan önce bilmelisiniz.
Ey Allah'ın kulları! Allah'ı düşünün, Allah'ı! Dünya, sizleri sünnetleri üzerinde götürmektedir. Siz ve kıyamet birbirinize yakınsınız. Kıyametin sanki alametleri görüldü, belirtileri yaklaştı da sırat'ın başında durdurdu sizleri. Sanki sarsıntısıyla geldi, göğsünü yere dayadı.
Dünya, ehlinden kesildi, onları bakıcı kucağından ayırdı, bir gün veya aydı bitti, yenisi yıprandı, semizi zayıfladı. Dar bir yerde, karışık ve şüpheli büyük işlerde; azabı şiddetli, alevi gür, yalımı yüksek, homurtusu kızgın, alevi parlak, sönmesi imkânsız, yakıtı yanıcı, tehditleri korkutucu, karar yeri zulmet, etrafı zifiri karanlık, kapları kazanları kızgın, durumu korkunç ve meşakkatli bir ateştedirler.
(Muttakilere gelince...) "Rablerinden sakınanlar bölük bölük cennete sevk edilirler."(Zümer: 73) Onlar azaptan güvende, kınanmaktan kurtulmuş, ateşten pek uzakta, güvenli evlerde yer almış, yerlerinden hoşnut olmuşlardır.
Onlar öyle kimselerdir ki işleri dünyada tertemizdi, gözleri ağlardı, dünyada huşu ile boyun eğmek ve bağışlanma dilemekle geceleri gündüz; insanlardan çekinip korkmakla da gündüzleri gece idi. Allah da onlara cenneti konak kıldı, yaptıklarının karşılığını verdi. "Onlar buna ehil ve layık kimselerdir."(Fetih: 26) Orada mülkleri devamlı, nimetleri kakçıdır.
Ey Allah'ın kullan! İçinizden yaptıklarında kazançlı çıkanların riayet ettikleri şeylere uyun, onları zayi etmekle hüsrana uğrayanların yaptıklarından çekinin. Ecelinize amellerinizle hazırlanın.
Önceden yaptıklarınızın rehini ve önden gönderdiklerinizin karşılığını görücülersiniz varsayın o korkunç şey gelip çatmış, yitirdiğinizi elde etmek için geri dönmenize imkân yok ve hatalarınızdan kurtulamazsınız.
Allah bize de, size de; kendisine ve Resulüne itaat etme başarısını versin, rahmetinin bolluğu ile bizleri affetsin. Yeryüzünde sakin durun, belalara karşı direnin.
Dillerinizin heva ve hevesleri yolunda ellerinizi ve kılıçlarınızı hareket ettirmeyin. Allah'ın acele etmenizi istemediği işlerde acele etmeyin.
Çünkü sizden Rabbinin, O'nun elçisinin ve Ehl-i Beyt'inin hakkını tanıyarak yatağında ölen kimse de şehittir ve ecri Allah'a aittir. Salih işlere niyetinden dolayı da sevaba ermesi de muhakkaktır.
Bu niyeti, (Allah yolunda) kılıcını çekmesinin yerini tutar. Şüphesiz her şeyin (sabrın da, savaşın da) bir zamanı ve eceli vardır." Nehc'ul Belaga 190 Hutbe
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.