Hırslarımızın ve ihtiraslarımızın peşinden dolu-dizgin koşarken konulmuş olan evrensel nice sınırları aşıyoruz, ey oruç tut bizi.
Bu çağda yaşayan Müslümanların ortak bir hastalığı olarak nerde bir mikrofon görsek, nerede bir kamera görsek mutlak şart olan nice ölçüleri ve ilkeleri unutarak coşuyoruz, ey oruç bizi.
"Settaru'l-uyub" olan, ayıpları örtücü olan Yüce Yaratıcıya kulluk iddiasında olan bizler, bir birimizin ayıplarını, kusurlarını ve eksiklerini ısrarla ve her ortamda deşiyoruz, ey oruç tut bizi.
Musa-Hızır kıssasında anlatılan yıkık duvarın onarılması, altındaki hazinenin sahipleri için bir süre daha saklanması kıssasını bolca okuduğumuz halde vatan topraklarımızın altındaki hazineler, çok kıymetli kaynaklar ecnebilerin eline geçsin diye sürekli eşiyoruz, ey oruç tut bizi.
Mevcut yaralara derman üretmek, yaraları sarmak için çareler aramak yerine eski yaraları her fırsatta kaşıyoruz, ey oruç tut bizi.
Günde beş vakit, günde kırk defa Fatiha suresini okuyarak Yüce Yaratıcıdan "dosdoğru yolu, kendilerine nimetler verilen Nebilerin, Sıddıkların, Şehitlerin ve Salihlerin" yolunu talep ettiğimiz halde günlük hayatımızda, siyasi tercihlerimizde sürekli ecnebilerin, sürekli gazaba uğrayanların ve sapıkların ardından koşuyoruz, ey oruç tut bizi.
Kendi ellerimizle, kendi dillerimizle, özbeöz fiillerimizle oluşturduğumuz haksız-hukuksuz, kanunsuz-adaletsiz bir hayatta yana yana, döne döne pişiyoruz, ey oruç tut bizi.
Uzun süren gafletimizden, umursamazlığımızdan ötürü başımıza sarılan, önümüze konulan ve soframıza sürülen GDO'lu ürünler sebebi ile sürekli şişiyoruz, ey oruç tut bizi.
Elimizde, evimizde ve gönlümüzde Kur'an gibi dünyaları aydınlatacak çapta bir ışık kaynağı olduğu halde her nasılsa, her nedense ve her ne sebeptense sürekli şaşıyoruz, ey oruç tut bizi.
İstiklalimizin ve istikbalimizin teminatı olan gençliğimizi, torunlarımızın yarınları için kullanacakları yer altı ve yer üstü kaynaklarımızı ecnebilerin sinsi planları ve hain emelleri uğruna seferber eden sözde yöneticileri uzun yıllardır sırtımızda taşıyoruz, ey oruç tut bizi.
Protein kaynağı olan ovalarımızı, yaylalarımızı ve vadilerimizi boş bıraktığımız için vücudumuz için gerekli olan proteini yeterince alamıyoruz ve Ağustos'ta üşüyoruz, ey oruç tut bizi.
İslam gibi yüce bir dine mensup olduğumuz için her işin en iyisini, her eserin en mükemmelini yapmamız gerekirken, yakın ve uzak çevremiz, yaşadığımız şehirler, köyler ve kasabalar en mükemmel ve pırıl pırıl ve dahi düzenli olması gerekirken ne yazık ki perişan bir halde ve tesadüfen yaşıyoruz, ey oruç tut bizi.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Emekli ağlar yıkılır dağlar / 29.03.2024
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024