Kainat kitabını okumanın şimdi tam zamanıdır.
Kış bahara deyin adeta ölü olan toprak kıpır kıpır, kupkuru odun görünümündeki ağaçlar, rengârenk çiçeklerle süslenmek için adeta gün sayıyorlar, birçok bölgede süslendiler bile.
Yeryüzünün elbette dört bir yanında, yedi iklim dört bucakta nevbahar belirtileri görülmekte ama özellikle de Anadolu yaylasında karların erimesi, buzların çözülmesi ve ardından kardelenlerin boy vermesi bir başka güzel.
Kâinatta mevcut olan "ayetler" adeta beni de oku, beni de oku diyorlar.
"Biz onlara hem ufuklarda ve hem kendi nefislerinde delillerimizi göstereceğiz ki, Kur'ân'ın hak olduğu kendilerine açıkça belli olsun. Senin Rabbinin her şeye şahit olması kâfi değil mi?" (Fussilet: 53).
Toprağın cana geldiği, dallara suların yürüdüğü zaman diliminden geçiyoruz.
Okumayı bilenler ve okumaya niyeti olanlar için adım attıkları her yön, baktıkları her taraf Yüce Yaratıcının kudretini ve azametini haykıran ayetlerle dopdolu.
Şairin; "Dağlar yeşillenmiş yayla zamanı/Koyunlar meleşir kuzular gelir" şeklinde tarif ettiği mevsime adım adım yaklaşıyoruz.
Bütün bir kâinatta canlanma alametleri, canlılık belirtileri ve kıpırdanmalar gözleniyor.
Kış bahara deyin ölü olan toprak, kupkuru odun olan ağaçlar bin bir çeşit renklere bürünmeye başladı.
"Ölü toprak kendileri için bir ayettir; biz onu dirilttik, ondan taneler çıkarttık, böylelikle ondan yemektedirler.
Meyvelerinden yesinler diye biz orada hurmalıklar, üzüm bağları var ettik ve içlerinde pınarlar fışkırttık. Bunları onların elleri yapmış değildir. Hâlâ şükretmeyecekler mi?"
Bitkilerden, kendilerinden ve daha henüz bilmedikleri nice şeylerden bütün çiftleri yaratan Allah, her türlü eksiklikten uzaktır." (Yasin: 33-36).
"Dünya hayatının örneği, gökten indirdiğimiz ve onunla insanların ve hayvanların yediği bitkilerin birbirine karıştığı suya benzer. Sonuçta yeryüzü güzelliğini alıp süslendiği, sahiplerinin de artık bunları toplayabileceklerini sandıkları sırada gece veya gündüz emrimiz gelir; böylece bir gün önce hiç yokmuş gibi onların tümünü biçilmiş hale çeviririz. Düşünen topluluk için ayetlerimizi işte böyle ayrıntılı olarak açıklıyoruz." (Yunus: 24).
Kış bahara deyin adeta ölü olan toprak kıpır kıpır, kupkuru odun görünümündeki ağaçlar, rengârenk çiçeklerle süslenmek için adeta gün sayıyorlar, birçok bölgede süslendiler bile.
Yeryüzünün elbette dört bir yanında, yedi iklim dört bucakta nevbahar belirtileri görülmekte ama özellikle de Anadolu yaylasında karların erimesi, buzların çözülmesi ve ardından kardelenlerin boy vermesi bir başka güzel.
Kâinatta mevcut olan "ayetler" adeta beni de oku, beni de oku diyorlar.
"Biz onlara hem ufuklarda ve hem kendi nefislerinde delillerimizi göstereceğiz ki, Kur'ân'ın hak olduğu kendilerine açıkça belli olsun. Senin Rabbinin her şeye şahit olması kâfi değil mi?" (Fussilet: 53).
Toprağın cana geldiği, dallara suların yürüdüğü zaman diliminden geçiyoruz.
Okumayı bilenler ve okumaya niyeti olanlar için adım attıkları her yön, baktıkları her taraf Yüce Yaratıcının kudretini ve azametini haykıran ayetlerle dopdolu.
Şairin; "Dağlar yeşillenmiş yayla zamanı/Koyunlar meleşir kuzular gelir" şeklinde tarif ettiği mevsime adım adım yaklaşıyoruz.
Bütün bir kâinatta canlanma alametleri, canlılık belirtileri ve kıpırdanmalar gözleniyor.
Kış bahara deyin ölü olan toprak, kupkuru odun olan ağaçlar bin bir çeşit renklere bürünmeye başladı.
"Ölü toprak kendileri için bir ayettir; biz onu dirilttik, ondan taneler çıkarttık, böylelikle ondan yemektedirler.
Meyvelerinden yesinler diye biz orada hurmalıklar, üzüm bağları var ettik ve içlerinde pınarlar fışkırttık. Bunları onların elleri yapmış değildir. Hâlâ şükretmeyecekler mi?"
Bitkilerden, kendilerinden ve daha henüz bilmedikleri nice şeylerden bütün çiftleri yaratan Allah, her türlü eksiklikten uzaktır." (Yasin: 33-36).
"Dünya hayatının örneği, gökten indirdiğimiz ve onunla insanların ve hayvanların yediği bitkilerin birbirine karıştığı suya benzer. Sonuçta yeryüzü güzelliğini alıp süslendiği, sahiplerinin de artık bunları toplayabileceklerini sandıkları sırada gece veya gündüz emrimiz gelir; böylece bir gün önce hiç yokmuş gibi onların tümünü biçilmiş hale çeviririz. Düşünen topluluk için ayetlerimizi işte böyle ayrıntılı olarak açıklıyoruz." (Yunus: 24).
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024