Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Sayın Hüseyin Baş'ı dinlerken, gayri ihtiyari dudaklardan dökülen ilk cümle bu oluyor; farklı bir ses farklı bir soluk.
Ekonomik darboğazdan geçerken, sesi ve nefesi iyice daralan bu çilekeş halkın çektiği çile ve meşakkatler yetmezmiş gibi, siyasi arenadan, siyaset meydanından öyle gürültüler ve öylesine homurtular yükseliyor ki kulak misafiri olanlar bin pişman oluyorlar ve zaten olmayan iştahları da büsbütün kaçıyor.
İşte tam da böyle bir ortamda Sayın Hüseyin Baş'ın konuşmaları halkımıza ilaç gibi yetişiyor ve gençlerimize nice umutlar aşılıyor.
Çeyrek asırdan beri ülkeyi yöneten iktidar ve ortaklarının sözcülerini dinlerken, temelsiz, tutarsız ve hayatta, çarşıda-pazarda asla karşılığı olmayan rakamlar havada uçuşurken, havası kararan, gökleri bulutlanan halkımız Hüseyin Baş'ın hitabeleriyle bir nebze ışık alıyor, bir nebze kara bulutlar dağılıyor ve güneş az da olsa kendini gösteriyor.
Bağımsız Türkiye Partisi'nin yoğun olarak devam eden il ve ilçe kongrelerinin neredeyse hepsine yetişmeye çalışıyor ve her konuşmasında da dopdolu ve farklı mesajlar veriyor.
Benim dikkatimi çeken ilk husus; Hüseyin Baş, bir kere Türkçeyi çok güzel konuşuyor ve Türkçe'nin, Nihat Sami Banarlı'nın dediği gibi 'sırlarından' azami derecede istifade ederek meramını çok kolay ifade ediyor, bu durumun sürekli olabilmesi için de herhalde çok iyi bir okuyucu olmak gerekiyor.
Sayın genel başkanı her dinlediğimde, Türk siyaseti yeni, yepyeni bir lider kazanıyor diyorum.
En son katıldığı Ankara kongresindeki konuşmasından bir paragrafla, kendisini ve kadrosunu selamlayarak bitirelim:
"Ebedi liderimiz merhum Prof. Dr. Haydar Baş da eşine rastlanmayacak, nadide, müthiş insanlardan biriydi. O da ilim, bilim ve siyaset dünyasının bir yıldızıydı. Kendisi de az önce izlediğimiz kısa kesitlerde bahsediyor, 'kapıma gelirler beni de bulamazlar' diyor ama bu kadro Türkiye'nin bütün meselelerini çözebilecek kadrodur. Dolayısıyla ben buradan Türk siyasetine sesleniyorum; onu kaybettiniz, bu kadroyu da kaybetmeyin. Aklı olan da bu vatanperver kadroyu kaybetmez, bu yetişmiş kadroyu kaybetmez. Aklı olan vatanı için burada canını dahi vermeye hazır olan, samimiyetle dimdik vatanı için ayakta duran bu insanları, bu siyasi hareketi susturmak değil Türkiye'nin ve dünyanın her yerinde konuşturmak ister."
- Tek seçenek dürüst olmak / 15.02.2025
- Deprem öncesi yıllar ve deprem sonrası anlar... / 13.02.2025
- Serveti belli ellerde toplayan sistem / 12.02.2025
- Dilim, dilim dilim olsun / 09.02.2025
- Meğer ilan edilen imar kâbusu imiş / 07.02.2025
- Et kokarsa tuz dökerler, tuz kokarsa… / 06.02.2025
- Ay bitmeden buharlaşan artışlar / 05.02.2025
- Neden karanlıkta kaldı dünyamız? / 02.02.2025
- Doymayan gözler ve ürpermeyen kalpler / 01.02.2025