Fazla Uyku Sandığınız Gibi Dinlendirmiyor Olabilir
Günümüzde birçok kişi uykunun kutsallığına inanıyor: “Ne kadar çok uyursam, o kadar dinlenirim” düşüncesi yaygın
14.10.2025 19:03:00
Ahmet Turan Yiğit
Ahmet Turan Yiğit





Günümüzde birçok kişi uykunun kutsallığına inanıyor: "Ne kadar çok uyursam, o kadar dinlenirim" düşüncesi yaygın. Ancak bu inanç, her zaman sağlıklı sonuçlar doğurmuyor. Fazla uyku, sanılanın aksine vücudu dinlendirmekten çok, bazı sistemleri yavaşlatan ve yaşam kalitesini düşüren bir alışkanlığa dönüşebiliyor. Özellikle 9 saatin üzerinde süren uyku düzeni, bedeni tembelleştirebilir, zihinsel berraklığı azaltabilir ve gün içindeki enerji seviyesini düşürebilir.
Vücut, belli bir ritimle çalışır. Bu ritim, uyku süresiyle doğrudan ilişkilidir. Gereğinden fazla uyumak, biyolojik saatin dengesini bozabilir. Sabahları yorgun kalkmak, gün boyu halsizlik hissetmek ve motivasyon eksikliği yaşamak, fazla uykunun en sık görülen sonuçları arasında yer alır. Üstelik uzun süreli uyku alışkanlığı, bağışıklık sistemini bile olumsuz etkileyebilir. Vücut, hareketsiz kaldıkça metabolizma yavaşlar, kaslar gevşer ve zihinsel performans düşer.
Fazla uyku, aynı zamanda sosyal yaşamı da etkileyebilir. Günün büyük bir kısmını yatakta geçirmek, üretkenliği azaltır ve bireyin çevresiyle olan etkileşimini sınırlar. Bu durum, zamanla yalnızlık hissi ve duygusal dalgalanmalara yol açabilir. Uyandığında hâlâ yorgun hisseden birey, kendini suçlu ya da başarısız hissedebilir. Bu da psikolojik olarak bir kısır döngü yaratır.
Elbette her bireyin uyku ihtiyacı farklıdır. Ancak genel olarak 7 ila 8 saatlik kaliteli bir uyku, hem bedensel hem zihinsel sağlığı korumak için yeterlidir. Fazlası ise, vücudun alarm sistemini devreye sokar. Uyku, bir kaçış değil; bir yenilenme aracıdır. Ne kadar çok değil, ne kadar doğru uyuduğunuz önemlidir.
Bu nedenle "çok uyuyorum ama hâlâ yorgunum" diyorsanız, belki de sorunun cevabı uykunun fazlalığında değil, dengesizliğinde gizlidir. Vücudunuzu dinleyin, ritminizi keşfedin ve uykuyu bir alışkanlık değil, bir denge unsuru olarak görün.
Vücut, belli bir ritimle çalışır. Bu ritim, uyku süresiyle doğrudan ilişkilidir. Gereğinden fazla uyumak, biyolojik saatin dengesini bozabilir. Sabahları yorgun kalkmak, gün boyu halsizlik hissetmek ve motivasyon eksikliği yaşamak, fazla uykunun en sık görülen sonuçları arasında yer alır. Üstelik uzun süreli uyku alışkanlığı, bağışıklık sistemini bile olumsuz etkileyebilir. Vücut, hareketsiz kaldıkça metabolizma yavaşlar, kaslar gevşer ve zihinsel performans düşer.
Fazla uyku, aynı zamanda sosyal yaşamı da etkileyebilir. Günün büyük bir kısmını yatakta geçirmek, üretkenliği azaltır ve bireyin çevresiyle olan etkileşimini sınırlar. Bu durum, zamanla yalnızlık hissi ve duygusal dalgalanmalara yol açabilir. Uyandığında hâlâ yorgun hisseden birey, kendini suçlu ya da başarısız hissedebilir. Bu da psikolojik olarak bir kısır döngü yaratır.
Elbette her bireyin uyku ihtiyacı farklıdır. Ancak genel olarak 7 ila 8 saatlik kaliteli bir uyku, hem bedensel hem zihinsel sağlığı korumak için yeterlidir. Fazlası ise, vücudun alarm sistemini devreye sokar. Uyku, bir kaçış değil; bir yenilenme aracıdır. Ne kadar çok değil, ne kadar doğru uyuduğunuz önemlidir.
Bu nedenle "çok uyuyorum ama hâlâ yorgunum" diyorsanız, belki de sorunun cevabı uykunun fazlalığında değil, dengesizliğinde gizlidir. Vücudunuzu dinleyin, ritminizi keşfedin ve uykuyu bir alışkanlık değil, bir denge unsuru olarak görün.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.