Ferdî ve cemaat hâlinde zikir
İbâdet ve taatle arzulanan gayeye şüphesiz ki, ferdî gayret ve çaba ile erişilir. Fakat kemâl mertebesine varmamış veya bidâyetteki sâlik için bazı yardımcı unsurlara ihtiyaç vardır
21.12.2024 18:30:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





İbâdet ve taatle arzulanan gayeye şüphesiz ki, ferdî gayret ve çaba ile erişilir. Fakat kemâl mertebesine varmamış veya bidâyetteki sâlik için bazı yardımcı unsurlara ihtiyaç vardır.
İlâhî okumak, devran dönmek, sema yapmak İlâhî muhabbeti ve rûhî vecdi artırdığından, ferdin zikir meclislerine devam ederek bu yardımcı faktörlerden yararlanması lazımdır.
Üzerine gerekli olan virdleri hergün kendi başına tamamladıktan sonra, fırsat buldukça cemaate gitmesi, ferdî menfaat açısından önemli olduğu kadar İslam'ın cemaatçilik esprisi için de önemlidir.
Dikkat edilirse İslam'ın cemaat hâlinde icra edilmesi pekçok sosyal ve psikolojik hikmet ihtiva etmektedir. Cemaatle kılınan namaz ferdî kılınan namaza göre ise yirmi yedi derece üstün olması ki, bu konuda Peygamberimiz buyuruyor ki:
"Cemâatle kılınan namazın sevâbı, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi derece üstündür."
Yine cemaat hâlinde olmanın ferd hâlinde olmaktan daha hayırlı olduğunu ifade eden hadis-i şerifler mevcuttur:
Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve âlihi) buyurdu: "İki birden hayırlıdır, üç ikiden, dört ise üçten hayırlıdır. Artık siz cemaat üzere olunuz. Çünkü Allah Teâlâ, ümmetimi ancak hidâyet üzre toplamıştır."
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Cemaat, topluluk hâlinde rahmet; firkat, ihtilâf hâlinde de azap vardır."
Cuma namazının Müslümanların haftalık istişare ve durum değerlendirmesine vesile olmak gibi bir mânâ taşıması, kurbanın, zekâtın, haccın sosyal yardımlaşma ve dayanışma hususunda rükünler ihtiva etmesi, İslam'ın fert ve toplum dengesini nasıl en ideal mânâda gerçekleştirdiğini göstermektedir.
Şeytan inanları Allah yolundan, Allah'ı anmaktan alıkoymak is ter. Bu yolda hile ve desiselerinden biri de inananların aralarındaki bağı kopartmaktır, böylece yalnız kaldıklarında onları daha kolay kandıracaktır.
"Şeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?"
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Şeytan insanın kurdudur; tıpkı koyunun kurdu olduğu gibi. Sürüden ayrılıp ve bir kenara çekilen koyunu kapar. Sakın gruplara bölünmeyin. Topluluktan, tüm halktan ve mescidden ayrılmayın!"
Bunlar gibi nedenlerle cemaatle birarada olmak övülmüş, cemaatten ayrılmak ise yerilmiştir.
Ebû Zer'den (radiyallahu anh); "Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: Kim İslam cemaatinden bir karış ayrılırsa, İslam'ın kulpunu dibinden koparmış olur."
İşte bu noktada, Allah'ı zikreden, samimi, ihlâslı, daima Allah'ı hatırlatan ve O'nu anmaya teşvik eden dosta ihtiyaç ortaya çıkar. Allah'ın elçisi olduğu hâlde Hz. Mûsâ dahi beraber zikredeceği kardeşi, dostu olan Hz. Hârun için, "Onunla arkamı kuvvetlendir" şeklinde Allah'a yakarmıştır.
"Ve bana ailemden bir vezir kıl. Kardeşim Hârun'u. Onunla arkamı kuvvetlendir. Ve onu işimde ortak kıl. Tâ ki, seni çokça tesbih edelim. Ve seni çokça zikireyleyelim." (Prof. Dr. Haydar Baş Dua ve Zikir eserinden)
İlâhî okumak, devran dönmek, sema yapmak İlâhî muhabbeti ve rûhî vecdi artırdığından, ferdin zikir meclislerine devam ederek bu yardımcı faktörlerden yararlanması lazımdır.
Üzerine gerekli olan virdleri hergün kendi başına tamamladıktan sonra, fırsat buldukça cemaate gitmesi, ferdî menfaat açısından önemli olduğu kadar İslam'ın cemaatçilik esprisi için de önemlidir.
Dikkat edilirse İslam'ın cemaat hâlinde icra edilmesi pekçok sosyal ve psikolojik hikmet ihtiva etmektedir. Cemaatle kılınan namaz ferdî kılınan namaza göre ise yirmi yedi derece üstün olması ki, bu konuda Peygamberimiz buyuruyor ki:
"Cemâatle kılınan namazın sevâbı, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi derece üstündür."
Yine cemaat hâlinde olmanın ferd hâlinde olmaktan daha hayırlı olduğunu ifade eden hadis-i şerifler mevcuttur:
Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve âlihi) buyurdu: "İki birden hayırlıdır, üç ikiden, dört ise üçten hayırlıdır. Artık siz cemaat üzere olunuz. Çünkü Allah Teâlâ, ümmetimi ancak hidâyet üzre toplamıştır."
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Cemaat, topluluk hâlinde rahmet; firkat, ihtilâf hâlinde de azap vardır."
Cuma namazının Müslümanların haftalık istişare ve durum değerlendirmesine vesile olmak gibi bir mânâ taşıması, kurbanın, zekâtın, haccın sosyal yardımlaşma ve dayanışma hususunda rükünler ihtiva etmesi, İslam'ın fert ve toplum dengesini nasıl en ideal mânâda gerçekleştirdiğini göstermektedir.
Şeytan inanları Allah yolundan, Allah'ı anmaktan alıkoymak is ter. Bu yolda hile ve desiselerinden biri de inananların aralarındaki bağı kopartmaktır, böylece yalnız kaldıklarında onları daha kolay kandıracaktır.
"Şeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?"
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Şeytan insanın kurdudur; tıpkı koyunun kurdu olduğu gibi. Sürüden ayrılıp ve bir kenara çekilen koyunu kapar. Sakın gruplara bölünmeyin. Topluluktan, tüm halktan ve mescidden ayrılmayın!"
Bunlar gibi nedenlerle cemaatle birarada olmak övülmüş, cemaatten ayrılmak ise yerilmiştir.
Ebû Zer'den (radiyallahu anh); "Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: Kim İslam cemaatinden bir karış ayrılırsa, İslam'ın kulpunu dibinden koparmış olur."
İşte bu noktada, Allah'ı zikreden, samimi, ihlâslı, daima Allah'ı hatırlatan ve O'nu anmaya teşvik eden dosta ihtiyaç ortaya çıkar. Allah'ın elçisi olduğu hâlde Hz. Mûsâ dahi beraber zikredeceği kardeşi, dostu olan Hz. Hârun için, "Onunla arkamı kuvvetlendir" şeklinde Allah'a yakarmıştır.
"Ve bana ailemden bir vezir kıl. Kardeşim Hârun'u. Onunla arkamı kuvvetlendir. Ve onu işimde ortak kıl. Tâ ki, seni çokça tesbih edelim. Ve seni çokça zikireyleyelim." (Prof. Dr. Haydar Baş Dua ve Zikir eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.