logo
29 MART 2024

FETÖ'nün Haydar Baş'a yönelik kumpasları

İcmal Gençlik Derneği'nin geleneksel yaz kampında konuşan BTP Genel Başkan Yardımcısı Av. Lütfullah Önder, "Prof. Dr. Haydar Baş'a o kadar çok dosya açtılar ki; açılan dosyalar tam 40 bin sayfa. Birçok kumpas kurdular ama başaramadılar" dedi.
08.08.2017 00:00:00
SELİM AYANOĞLU / AFYONKARAHİSAR
İcmal Gençlik Derneği tarafından Afyon'da düzenlenen geleneksel yaz kampındaki oturumda konuşan BTP Genel Başkan Yardımcısı Av. Lütfullah Önder,
FETÖ'nün, Prof. Dr. Haydar Baş'a kurduğu kumpaslar hakkında çok çarpıcı örnekler verdi.
Oturumda, Prof. Dr. Haydar Baş'ın FETÖ ile verdiği mücadeleyi anlatan BTP Genel Başkan Yardımcısı Lütfullah Önder'in çarpıcı konuşmasını Yeni Mesaj okurlarının dikkatine sunuyoruz:
"3-5 yıl öncesine kadar Fetullah Gülen Konusunda Türkiye'de 3 grup insan vardı.
* Ona tabi olan, bağlıları, şakirtleri
* O harekete sempati duyanlar
* Onları sevmese de güçlerinden korkup ses çıkarmayanlar
Ve bir de Prof. Dr. Haydar Baş ve ekibi var. Onu deşifre edip, onunla mücadele eden.
Prof. Baş dışında Fetullah Gülen'in hareketini eleştiren çok sınırlı sayıda insan olmuştur. 
Onlar da: Fetullah Gülen'i İslam devleti kurmak, gizliden şeriatı getirmek için çalışmak ile suçluyorlardı.
Ancak Haydar Baş; tam da bugün insanların gördüğü FETÖ'nun yüzünü 20 yıl önce gördü ve görmek isteyenlere gösterdi.
20 yıl boyunca; Fetullah Gülen hareketinin "CIA ile birlikte çalıştığını", "Vatikan'ın Hıristiyanlaştırma projesinin bir parçası olduğunu" anlattı.
Ülkede etkinliği olan herkese gönderdiği heyetlerle; "Fetullah Gülen hareketine engel olunmaz ise hem dini varlığımız hem de milli varlığımız zarar görecek" uyarısında bulundu. Bugün ülkemizde hiç kimse; "Fetullah Gülen konusunda beni uyaran olmadı" diyemez. 
Özellikle AKP iktidarı ile FETÖ hareketi çok güçlendi. Engel gördükleri herkese kumpaslar kurdular.
Kendilerine biat etmeyen, yaptıklarına ve yapacaklarına karşı çıkan, çıkacak herkes hakkında devlet eliyle açık arayıp buldular. Yok ettiler. Açık bulamadılar ise kumpaslar kurdular. Yine yok ettiler.
Tahşiyeciler gibi küçücük nurcu guruptan tutun da Genel Kurmay Başkanı, Kuvvet Komutanlarına kadar, İl Emniyet Müdürlerine kadar herkes?
Tahşiyeciler diye bir nurcu grubun varlığını, onlara kumpas kuran polisler yargılanmaya başlayınca duydu milletimiz.
Yani onları kabul etmeyen hiç kimseyi es geçmediler.
Herkese kumpas kuran FETÖ, Prof. Haydar Baş'a kumpas kurmadı mı!
Maskelerini düşüren, onları deşifre eden, herkes ona biat ederken bayrak çekip tek başına mücadele eden Haydar Baş ile uğraşmadılar mı FETÖ'cüler? Ona kumpas kurmadılar mı?
Emin olun ellerinden geleni ardlarına koymadılar.
O kadar çok dosya açtılar ki; Prof. Haydar Baş'a açılan dosyalar tam 40 bin sayfa. Birçok kumpas kurdular ama başaramadılar.
Genel Kurmay Başkanını silahlı Terör Örgütü lideri olarak mahkûm ettirip, üst mahkemeden dahi onatarak cezasını kesinleştiren, 3 yıldan fazla bir süre hapis yatırtan ve bunu millete de kabul ettiren bu grup, Prof. Dr. Haydar Baş'a kurdukları kumpaslarda niçin başarılı olmadılar?
Çünkü, Prof. Dr. Haydar Baş, F. Gülen hareketi ile güç kapma yarışına girmedi.
Sadece ve sadece Allah için karşı çıktı. Fetullah Gülen ekibinin yaptıkları işler ve fikirlerin imanımıza ve vatanımıza zarar verdiği için karşı çıktı.
Hiçbir hesap yapmadan, Allah için mücadele ettiği için Allah da onu yalnız bırakmadı.
Allah adamı olmak böyle bir şey
15 Temmuz darbe girişimden sonra FETÖ ile mücadele kapsamında 13 bin hâkim savcının yaklaşık 5 bin tanesi FETÖ'cü olduğu için ihraç edildi
Şimdi dönüp baktığımızda Prof. Haydar Baş'ın hukukçuları olarak biz de şaşıyoruz. Biz bu davaları nasıl kazandık!
* FETÖ'nün en kapsamlı kumpaslarından biri Ergenekon'cu yaftası idi.
Prof. Dr. Haydar Baş'ı Ergenekon Terör Örgütü(!) adına çalışmak ile suçladılar.
Soruşturma dosyalarına konu ettiler.
Soruşturma Dosyasında; 2001 yılında, Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosunun yaptığı "Ermeni Soykırım İddialarını Ret ve Tam Bağımsızlık" mitinglerinin Ergenekon Terör Örgütü tarafından tertiplediğini, Haydar Baş'ın da bu mitinglere destek verdiğini söylediler. Delil olarak da; Ergenekon'un beyin takımı dedikleri ve ilk andan beri tutukladıkları Av. Kemal Kerinçsiz'in mitingine Haydar Baş'ın katılmış ve destek vermiş olması şeklinde gösterdiler.
Yukarıda ifade edildiği gibi bu mitingleri Haydar Baş'ın kadrosu organize etmişti. İstanbul'da yapılan mitinge Av. Kemal Kerinçsiz bir grup ile birlikte katılmış ve bir pankart açmıştı. Henüz miting alanına gitmeyen ve televizyondan mitingi izleyen Prof. Dr. Haydar Baş, mitingin organizatörlerinden Fuat Şengül'ü arayarak; açılan pankartı tarif edip kaldırılmasını, o pankartı açanlara izin verilmemesini ve polislere de tutanak tutturulmasını istiyor. Fuat Bey tarafından da gereği yapılıyor.
İşte bu olay ve tutulan tutanak, 3-4 sene sonra Prof. Dr. Haydar Baş ve Kadrosuna kurulmak istenen kumpası bozuyor. Onların oyunlarını boşa çıkarıyor.
İşte Prof. Dr. Haydar Baş bu!
İster buna keramet deyin, ister feraset deyin.
İşte bu Allah adamı olmanın, sırtını Allaha dayamış olmanın fotoğrafıdır.
Balyoz Darbe Planı ve Haydar Baş'a kurulan kumpas
Darbecilerin ekonomik sistemi Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli olacaktı şeklinde bir yalan ile Balyoz Darbe Planının içine Prof. Haydar Baş'ın 2005 yılında l. Milli Ekonomi Modeli Kongresi'nin kapanış konuşmasını koydular. Bu iddia ile Balyoz davasının sanıkları arasına sokmak istediler.
Ancak, bir detayı atlamışlardı. Darbe Planının 2003 yılında hazırlandığını iddia ediyorlardı. Konuşma 2005'te yapılmış, MEM kitabı da 2005'te ilk kez basılmıştı.
Bu nedenle soruşturma dosyasında sayfalarca yer verilmiş olmasına karşın Prof. Haydar Baş'ı sanık yapamadılar.
Hatta bu olay diğer Balyoz sanıklarının en önemli delili oldu. Balyoz darbe planındaki her çelişkiye bir izah yaptılar ama bu çelişkiye izah yapamadılar.
Çetin Doğan'nın avukatı Celal Ülgen, BTP Genel Merkezi'nden bu konuyla ilgili yazı talep etti. Parti, yazıyı gönderdi. Dosyaya sundular.
Aile hayatını araştırdılar
Hz. Adem'den günümüze böyle bir dava örneği yoktur.
Nesep davalarında baba araştırılır. Anne araştırılmaz.  Ancak Prof. Haydar Baş'ın çocuklarının annesi araştırıldı. Hem de ceza yargılamasına konu edilerek. Ayrıca bu konuyu Meclis gündemine taşıdılar. 
Av. Murat Araç isminde FETÖ'cü avukatın şikayeti ile soruşturma başladı. İşi genetik incelemeye kadar götürdüler. Neticede Prof. Haydar Baş beraat etti.
O Murat Araç önce ödüllendirildi.
2011'de AKP Ankara Milletvekili adayı idi.
15 Temmuz'dan sonra aynı kişinin, FETÖ adına birçok operasyonda kullanıldığı ortaya çıktı. Örneğin, Genel Kurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt paşayı da içine alan Şemdinli iddianamesini hazırlayıp dava açan ve HSYK'dan ihraç edilen savcı Ferhat Sarıkaya FETÖ itirafçısı oldu. İhraç edildikten sonra örgüt talimatı ile Murat Araç'ın yanında sigortalı gösterildiğini, birçok operasyonda kullanıldığını anlattı. 
İlahi Adalet: O Murat Araç şimdi hapiste. Tüm mal varlığına el kondu. Her şeyini kaybetti.
BTP bürolarına baskınlar yapıldı
2004 yılında hazırlanan, FETÖ'yü deşifre eden "Hıristiyanlığın Truva Atı" CD'lerinin dağıtımını engellemek için baskınlar yapıp soruşturma dosyaları oluşturmak istediler.
Bu CD'leri milletimizin büyük bölümü çok iyi biliyor. Milyonlarca kişiye izletildi. Ancak İktidar yanlıları maalesef daha yeni fark etmiş olacaklar ki; son bir yıldır sosyal medyada yoğun olarak paylaştıklarını görüyorum.
Bir ara tespit yapalım: O CD'lerde anlatılanlara, CD'ler ilk çıktığında kulak verilmiş olunsaydı, 15 Temmuz ve FETÖ sürecinde yaşananların hiçbiri yaşanmazdı. 
O dönemde bir çığ gibi büyüyen ve yayılan bu CD'lerin yayılmasını engellemek için, asılsız ihbarlar yaptılar. Bu ihbarlar gerekçe yapılarak, Emniyet, savcılık ve mahkeme ayağı ayarlanarak Korsan CD dağıtıcısı yaftası ile baskınlar yaptılar. BTP bürolarına baskınlar yapıldı. BTP Yöneticilerinin evlerine baskınlar yapıldı. Ancak elleri boş döndüler. 
2013'te F. Gülen kendisi bizzat dava açtı
Prof. Haydar Baş, tarafından kendisine "Batının ajanı" dendiği iddiası ile Fetullah Gülen bizzat kendisi Prof. Haydar Baş'a dava açtı. Tazminat Davasını Ankara'da, Ceza soruşturmasını İstanbul'da açtı. İkisinden birinde muhakkak kendi adamının olmasını bekliyordu. İki Davayı da kazandık. Yukarıda ifade ettiğim gibi FETÖ'nün açtığı davalar 40 bin sayfayı aştı ve hepsini Prof. Dr. Haydar Baş kazandı. 
Hakim ve savcıların yarısının FETÖ'cü olduğu, geri kalanın da FETÖ bizi çizerse başımıza bir iş gelir diye korktuğu bir ortamda bu davaları kazandık.
İlginç bir olay anlatacağım: FETÖ'cüler 2010'da HSYK'yı ele geçirdikten sonra kendilerine biat etmeyen hâkimleri büyük şehirlerden sürdüler. Bir Mahkeme Başkanı; tüm arkadaşlarım sürüldü. Ben bunlara kurban verdim de öyle kurtardım. Demişti o dönemde bana. Şimdi de kurban verenler ihraç ediliyor. O da işin farklı bir cephesi.
İftira ve hakaret içeren internet siteleri oluşturdular
Kumpaslardan ve davalardan netice alamayınca, Haydar Baş'ı itibarsızlaştırmak için internet siteleri kurdular. Türlü iftiralar ve hakaretler ile ailesine dil uzattılar. Daha sonra bu konu istihbarat raporlarına girdi. Hatta kitaplara konu oldu. İnternette dolaşan Haydar Baş hakkındaki tüm yalan ve çirkin iftiraların FETÖ tarafından yapıldığı ortaya çıktı.
RTÜK, Meltem Medya Grubuna trilyonlarca ceza kesti
2013 yılı başında 5-6 ay içinde 650 adet ceza kestiler. Bir yıl içinde tüm televizyon kanallarına kesilen cezanın yaklaşık 2 katı bir ceza, Meltem Medya grubunun bir televizyonuna kesildi. Kesilen her cezayı İdare Mahkemesine taşıdık. Davalar hep lehimize sonuçlandı. 15 Temmuz'dan sonra o davalarda karar veren hâkimlerin isimlerine bakıyoruz, yüzde 80'i FETÖ'den ihraç edildi.
Meltem Medya grubuna türlü haksızlıklar yapıldı
Yaptıkları çifte standart ile 5 yıl içinde yaklaşık 3,5 milyon Dolar'dan fazla para aldılar, Meltem Medya Grubunu ekonomik olarak adeta çökerttiler.
Türkiye'de ilk birkaç özel televizyondan biri olan Meltem TV'yi diğer grup kanallarını uydunun en arka sırasına, kimsenin göremeyeceği yere attılar. Uyduda ilk sırada STV grubu, en son Meltem Medya grubu. Hava bulutlansa ilk Meltem grubu televizyonlarının yayını gidiyor. Birçok evde aramada dahi kanallar çıkmıyor. O dönemki TÜRKSAT yöneticilerine gidilip niçin bu uygulamanın yapıldığı sorulunca. "Tesadüf" deyip adeta dalga geçtiler. Biraz daha üstlerine gidilince "Biz böyle istiyoruz" deyip "Kral biziz" mesajı verdiler.
Bu konuda daha anlatacak çok şey var. Verilecek çok örnek var. Ancak daha uzatmaya gerek yok diye düşünüyorum.
En büyük güç; sırtını Allah'a dayamaktır
* Ayağına bir taş değdiğinde yolunu değiştirip doğru bildiklerini yanlış, yanlış bildiklerini doğru kabul edenler, 
* Camiden çıkıp "Amerika çok güçlü Amerikasız olmaz" diyen Hacı amca,
* Bu gün siyah dediğine, güç dengesi değişince yarın beyaz diyen, ekran ekran dolaşıp kendini aydın zanneden zavallılar,   
* Türkiye'de siyaset yapmak ve devlet yönetmek için ABD icazetinin zorunlu olduğunu düşünen siyasiler,
* Kısaca herkes için,
Prof. Haydar Baş'ın FETÖ ile mücadelesi ve zaferi çok büyük bir hayat dersidir.
En büyük gücün Allah'a sırtını dayamak olduğunun tüm insanlığa ilanıdır. 
Hak üzere olanlara kimsenin zarar veremeyeceğini garanti eden ayetin tecellisidir.
Sadece FETÖ konusu bile, bu milletin Prof. Dr. Haydar Baş'ı tanıması ve kıymetini anlaması için yeterlidir."
Murat Ağırel'den iki yeni belge
Gizli servet deştikçe fışkırdı!
'Mazlumlara yaptığımız yardım için mimlendik'
Erdoğan da Gazze istismarı yaptı
Türkiye'nin en genç başkan adayı BTP'den
BTP Kadirli Adayı 18 yaşında
İsrail, Gazze'de önüne geleni öldürdü
171 BM çalışanı hayatını kaybetti
Mehmetçikin yolunu açma çalışması
Kar kalınlığı 7 metreyi buldu
Mansur Yavaş, Haymana'da vatandaşlarla buluştu
"Bir oy çok önemli"
Vatandaş geçim için karta yüklendi
Yüzde 122 artış!
Moskova'daki terör saldırısı
Can kaybı 144'e yükseldi
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Otomobilini park edip dilenmeye gitti
Yaşı daha da şaşırttı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Murat Ağırel'den iki yeni belge
Gizli servet deştikçe fışkırdı!
'Mazlumlara yaptığımız yardım için mimlendik'
Erdoğan da Gazze istismarı yaptı
Türkiye'nin en genç başkan adayı BTP'den
BTP Kadirli Adayı 18 yaşında
İsrail, Gazze'de önüne geleni öldürdü
171 BM çalışanı hayatını kaybetti
Mehmetçikin yolunu açma çalışması
Kar kalınlığı 7 metreyi buldu
Mansur Yavaş, Haymana'da vatandaşlarla buluştu
"Bir oy çok önemli"
Vatandaş geçim için karta yüklendi
Yüzde 122 artış!
Moskova'daki terör saldırısı
Can kaybı 144'e yükseldi
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Otomobilini park edip dilenmeye gitti
Yaşı daha da şaşırttı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'

AKP'li başkan, 2 bin lira yardım için halkı sıraya dizdi

Sancaktepe Belediye Başkanı ve başkan adayı Şeyma Döğücü, emeklilere market alışverişi için her ay 2 bin TL bütçe içeren 'Sancaktepe Emekli Kart' vaadinde bulundu. Kart için oluşturulacak isim listesine adını yazdırmak isteyen vatandaşlar izdiham yarattı.
29.03.2024 11:50:00
Haber Merkezi
AKP'li başkan, 2 bin lira yardım için halkı sıraya dizdi
AKP'li başkan, 2 bin lira yardım için halkı sıraya dizdi

Geçtiğimiz günlerde Sancaktepe'nin AK Partili Belediye Başkan Adayı Şeyma Dövücü, seçildiği takdirde her ay kadınlara yarım gram altın vereceğini ileri sürdü.

Dövücü, vaadini gerçekleştireceği takdirde bunun belediyeye maliyeti ortalama olarak aylık 56 milyon 250 bin lira, yıllık 675 milyon lira olacak. Başkan adayı Dövücü'nün vaadi tartışma konusu olurken Sancaktepe'den yeni görüntüler geldi.



İKİ BİN LİRALIK YARDIM KARTI

Sokakta isim almak için kurulan çadırın önünde onlarca insanın kuyruk oluşturduğu görüntülerde gerilimin yaşandığı görüldü.


"İNSANLARI ORADAN ORAYA KOŞTURUYORSUNUZ"

İBB Meclis üyesi İbrahim Özkan, görüntülere tepki gösteren isimlerden biri oldu. Sosyal medyadan paylaşım yapan Özkan, "Sancaktepe Belediyesi Emeklilere 2.000 TL lik yardım kartı vereceğim diye insanları oradan oraya koşturuyorsunuz. Mübarek ramazan ayında; Yazıktır, günahtır, ayıptır" ifadelerini kullandı.



'SONRA VERECEĞİZ' DEYİP İSİM ALDILAR

Gazeteci Şaban Sevinç de konuyla ilgili paylaşımda bulunurken, belediye çalışanlarının vaat edilen parayı vermek yerine, "Sonra vereceğiz" deyip isim aldıklarını belirtti.

Konuyla ilgili olarak, Sevinç, "İnsanlar belediyenin önüne koştu. Ancak parayı vermek yerine, sonra vereceğiz denilerek gelenlerin isimleri listeye yazıldı" dedi.

Seçil Erzan davasında mahkemeye sunulan belgedeki imza sahte çıktı

Seçil Erzan tarafından Selçuk İnan'a verilen ve üzerinde Denizbank yetkilisinin imzası olduğu iddia edilen belge sahte çıktı!
29.03.2024 11:14:00
12 Punto
Seçil Erzan davasında mahkemeye sunulan belgedeki imza sahte çıktı
Seçil Erzan davasında mahkemeye sunulan belgedeki imza sahte çıktı
Türkiye'de gündem yaratan olaylardan biri olan Denizbank'ın eski Levent Şube Müdürü Seçil Erzan'ın davasına yeni bir rapor girdi.

8 Mart'ta yapılan ve 13 saat süren son duruşmada bazı kararlar alındı. 24 Mayıs'a ertelenen duruşma için, müştekilerden Selçuk İnan'ın ifadesinin alınması için Gaziantep Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazı yazılmasına hükmeden heyet, Fatih Terim'in tanık olarak dinlenmesi talebinin daha sonra değerlendirilmesine hükmedildi.

Alınan kararlar arasında "Müşteki Selçuk İnan vekilinin talep ettiği belgelerde sanıklardan Asiye Öztürk'e ait imzalarının Sanık Asiye 'ye ait olup olmadığı hususunda ATK 'dan ek rapor alınmasına," dair kararda yer aldı.

ADLİ TIP KURUMU "İMZA SAHTE" DEDİ

12 Punto'dan Müslim Sarıyar'ın haberine göre, mahkemeye sunulan Seçil Erzan ve yardımcısı Asiye Öztürk'ün imzası yer aldığı iddia edilen ıslak imzalı antetli Denizbank yazısı Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

Adli Tıp Kurumu belgede iddia edilen banka şube müdür yardımcısı Asiye Öztürk'ün imzası olduğu belirtilen imzayı inceledi. Yapılan incelemede sözde belgede atılan imzanın, Asiye Öztürk'ün imzası olmadığını belirtti.

BU RAPOR DAVA DOSYASINA GİRDİ

Hazırlanan raporda şöyle denildi:

"Fotokopi belgeler, bilgisayar ortamında hazırlanmış belgeler, faks çıktısı ve karbon suret belgelerde bazı tanı unsurları kayba uğrayabileceği gibi bu tür belgelerin sair usullerle elde edilebilme olasılığının da bulunduğu, ayrıca belgeye imza, yazı ya da artefakt gibi harici unsurlar eklenebileceğinden fotokopi belgeler üzerinde inceleme yapılması sakıncalı olup genel olarak belge asılları üzerinde inceleme yapılmasının gerekli olduğu, söz konusu belgelerin orijinal belgelerden elde edilmiş olduğunun kabulü halinde tersim biçimi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir bakımından yapılan incelemede; İnceleme konusu belgelerdeki imzalar ile Asiye Öztürk'ün mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği hususlarını bildirir KANAAT RAPORUDUR."

Adli Tıp Kurumu tarafından mahkemeye gönderilen bu rapor dava dosyasına konuldu.

180 milyonluk sazan sarmalı operasyonu: 20 tutuklama

Mersin polisinin, bilinen alışveriş sitelerinin kopya linkini üreten, sahte hukuk bürolarından arama ve sazan sarmalı yöntemi ile dolandırıcılık yaparak 180 milyon lira haksız kazanç elde eden çeteyi çökertti, yakalanan şüphelilerden 20'si tutuklandı. 
29.03.2024 09:21:00 / Güncelleme: 29.03.2024 09:25:23
İhlas Haber Ajansı
180 milyonluk sazan sarmalı operasyonu: 20 tutuklama
180 milyonluk sazan sarmalı operasyonu: 20 tutuklama
Edinilen bilgiye göre, İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, çeşitli yöntemlerle dolandırıcılık yapan şüphelilere yönelik çalışma gerçekleştirildi.

Polisin planlı çalışmasında Facebook Market Palace ve bilinen sitelerin sahte linkini üretmek sureti ile bungalov ev, elektrikli ev aletleri ilanları veren, sahte hukuk bürosundan uzlaştırmacı olarak arayarak para talep eden ve internet sitelerinden araç almak isteyen kişileri sazan sarmalı yöntemi ile organize bir şekilde dolandıran şüphelileri belirledi. Şüphelilerin bu yöntemle 180 milyon TL haksız kazanç elde ettiklerini tespit eden polis 4 gün öne Mersin merkezli 4 ilde eş zamanlı operasyon yaptı. Operasyonda aralarında suç örgütü liderinin de bulunduğu 36 şüpheli yakalandı. Şahısların ev, iş yeri ve araçlarında yapılan aramalarda ise 70 adet cep telefonu, 4 adet ruhsatsız silah, 1 adet para atma makinesi, farklı şahıslara ait 62 adet banka kartı ile 120 bin TL para ele geçirildi.

Gözaltına alınan 36 şüphelinin emniyette ifadeleri tamamlandı, adliyeye sevk edildi. Mahkemeye çıkartılan şüphelilerden 20'si tutuklandı, 10'u ev hapsi alırken, 6'sı ise adli kontrol şartı ile serbest kaldı.



Şüphelilerin paraları döviz ve altına çevirirken görüntüsü ortaya çıkmıştı

Polisin teknik takip çalışmasında şüphelilerin güven sağladıkları vatandaşlardan paraları aldıktan sonra döviz büroları ve sarraflara götürdükleri belirlenmişti. Nakit parayı altın ve dövize çevirdiği belirlenen şüphelilerin o anlara ait güvenlik kameralarına yansıyan görüntüleri de ortaya çıkmıştı.

Tutuklanan zanlıların ortaya çıkan görüntüsünde mağdurlardan dolandırıp nakit olarak getirdikleri yüklü miktardaki TL'yi altın ve dövize çevirdiği anlar yer almıştı.

Kırmızı bültenle aranan 2 suç örgütü lideri da İstanbul'da yakalandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya İnterpol kırmızı bülteniyle 'Yasa Dışı Örgüt Faaliyetleri ve Kaçakçılık' suçundan uluslararası seviyede aranan Talgat Baisaov ve 'Dolandırıcılık' suçundan uluslararası seviyede aranan Maxat Rakhishov'un İstanbul'da düzenlenen 'Mahzen-23' Operasyonuyla yakalandığını açıkladı.
29.03.2024 08:28:00
Haber Merkezi
Kırmızı bültenle aranan 2 suç örgütü lideri da İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranan 2 suç örgütü lideri da İstanbul'da yakalandı
Bakan Yerlikaya X hesabından yaptığı paylaşımda Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğünce gerçekleştirilen 'MAHZEN-23' Operasyonu sonucu İnterpol kırmızı bülteniyle 'Yasa Dışı Örgüt Faaliyetleri ve Kaçakçılık' suçundan aranan Talgat Baisaov ve 'Dolandırıcılık' suçundan aranan Maxat Rakhishov'un yakalandığını duyurdu.

Kıskaç operasyonlarında 70 şüpheli yakalandı

Bakan Yerlikaya ayrıca, 20 ilde FETÖ'ye yönelik olarak son bir hafta içinde düzenlenen "KISKAÇ-11" operasyonlarında 70 şüphelinin yakalandığını duyurdu.


"FETÖ'cülere göz açtırmayacağız. Aziz milletimizin huzuru, birlik ve beraberliği için güvenlik güçlerimizin üstün gayretleriyle operasyonlarımız kararlılıkla devam edecek" diyen Yerlikaya, şu bilgileri paylaştı.

"Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı, TEM Daire Başkanlığı, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı koordinesinde; İl Emniyet Müdürlükleri, TEM ve KOM Şube Müdürlüklerince yapılan çalışmalar sonucu; Aksaray, Bolu, Gaziantep, Sakarya, Muğla, Mersin, Manisa, İstanbul, Kayseri, Kars, Erzurum, İzmir, Elazığ, Adana, Uşak, Denizli, Sivas, Mardin, Edirne ve Bursa'da FETÖ'ye yönelik eş zamanlı olarak düzenlenen "KISKAÇ-11" operasyonlarında şüphelilerin:
  • Örgütün sözde "Emniyet Mahrem Yapılanması" içerisinde faaliyette bulundukları,
  • Örgütün kripto haberleşme programı "ByLock" kullanıcısı oldukları,
  • Ankesörlü telefonlarla iletişim kurdukları,
  • Örgütün "Gaybubet Evi" olarak adlandırdıkları hücre evlerinde barındıkları,
  • İfade ve teşhislerde adlarının geçtiği, FETÖ soruşturmaları kapsamında haklarında kesinleşmiş hapis cezası ile aranma kaydı bulunduğu tespit edildi.

Operasyonlar sonucu: Çok sayıda dijital materyale el konuldu."

Yerlikaya, operasyonlara katılan polisleri de tebrik etti.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.