Elbette hırsızlığın her çeşidi kötüdür ve yasaklanmıştır.
Hırsızlıkla ve hırsızlarla mücadele için çıkarılan kanunlar insanlık tarihi kadar eskidir.
Bugün dahi yirmi birinci yüzyılın dünyasında devletlerin ve milletlerin uğraşıp da kökünü kazıyamadıkları, sıfırlamaya güç yetiremedikleri suçların başında ne yazık ki yine hırsızlık geliyor.
Fikir hırsızlığı, diğer çeşitleri arasında çok daha ağır, çok daha yüz kızartıcı bir suç olsa gerek.
Bir yazı yazıyorsunuz, yazınızın içine bir paragraf yerleştiriyorsunuz ve aldığınız eseri de eserin sahibini de yazmıyorsunuz.
Bazıları başkasına ait olan paragrafları tırnak içine alma gereği dahi duymuyor, kendi fikriymiş gibi lanse ediyor.
Bir şiir okuyorsunuz, şiirden bir dörtlük, bir beyit alıntı yapıyorsunuz ama şairini anons etmiyorsunuz.
Bilindiği gibi halk şiirinde, âşıklık geleneğinde 'tapşırma' dediğimiz bir kaide vardır, şair şiirinin son kıtasında ismini, ya da mahlasını zikreder.
Hırsızlığı kafaya koymuş olanlar, seçip beğendiği şiiri okur okur, fakat son kıtayı ya okumaz ya da kendi adını son kıtaya monta eder ve zanneder ki 'bir Molla Kasım' çıkıp kendisini sigaya çekmeyecek.
Hoşuna giden, 'tam da benim hislerime tercüman olmuş' diyebileceğin bir esere, bir şiire, bir makaleye ya da bir paragrafa rastladın, al kullan ama adam gibi de eserin sahibini söyle, vicdan ve insaf sahibi olmanın asgari şartı da bu değil mi?
Havuz medyasının televizyon kanallarından birinde bir gazeteci arkadaş konuşuyor, konu Amerika, doların yükselişi, doların hakimiyetinin nasıl sonlandırılacağı...
Sayın Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli adlı eserini şöyle göz ucuyla karıştırmış olanlar dahi konuşan arkadaşın cümlelerinin söz konusu eserden bire bir kopya olduğunu rahatlıkla anlayabilir.
Belli ki arkadaş, kitabı dikkatle okumuş ve Sayın Baş'ın ısrarla altını çizdiği "Milli paralarla ticaret" bahsini çok iyi dinlemiş, hazmetmiş ve çıkmış kendi fikriymiş gibi seksen milyona pazarlıyor.
Dese ki; "Bu konuyu daha iyi anlamak isteyenler Sayın Haydar Baş'ı iyi dinlesin, ilgili eserini de dikkatle okusun" ne kadar güzel olacak ve fikir hırsızlığından kurtulmuş olacak.
Başkasının malı ile başkasının parası ile tüccarlığa soyunanların tüccarlığı ne kadar sürer?
Hırsızlığın her çeşidi elbette kötü, elbette sahibini alçaltıcı ve yüz kızartıcı bir suç ama her halde fikir hırsızları bu piramidin en altında yer almaktadırlar.
Hırsızlıkla ve hırsızlarla mücadele için çıkarılan kanunlar insanlık tarihi kadar eskidir.
Bugün dahi yirmi birinci yüzyılın dünyasında devletlerin ve milletlerin uğraşıp da kökünü kazıyamadıkları, sıfırlamaya güç yetiremedikleri suçların başında ne yazık ki yine hırsızlık geliyor.
Fikir hırsızlığı, diğer çeşitleri arasında çok daha ağır, çok daha yüz kızartıcı bir suç olsa gerek.
Bir yazı yazıyorsunuz, yazınızın içine bir paragraf yerleştiriyorsunuz ve aldığınız eseri de eserin sahibini de yazmıyorsunuz.
Bazıları başkasına ait olan paragrafları tırnak içine alma gereği dahi duymuyor, kendi fikriymiş gibi lanse ediyor.
Bir şiir okuyorsunuz, şiirden bir dörtlük, bir beyit alıntı yapıyorsunuz ama şairini anons etmiyorsunuz.
Bilindiği gibi halk şiirinde, âşıklık geleneğinde 'tapşırma' dediğimiz bir kaide vardır, şair şiirinin son kıtasında ismini, ya da mahlasını zikreder.
Hırsızlığı kafaya koymuş olanlar, seçip beğendiği şiiri okur okur, fakat son kıtayı ya okumaz ya da kendi adını son kıtaya monta eder ve zanneder ki 'bir Molla Kasım' çıkıp kendisini sigaya çekmeyecek.
Hoşuna giden, 'tam da benim hislerime tercüman olmuş' diyebileceğin bir esere, bir şiire, bir makaleye ya da bir paragrafa rastladın, al kullan ama adam gibi de eserin sahibini söyle, vicdan ve insaf sahibi olmanın asgari şartı da bu değil mi?
Havuz medyasının televizyon kanallarından birinde bir gazeteci arkadaş konuşuyor, konu Amerika, doların yükselişi, doların hakimiyetinin nasıl sonlandırılacağı...
Sayın Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli adlı eserini şöyle göz ucuyla karıştırmış olanlar dahi konuşan arkadaşın cümlelerinin söz konusu eserden bire bir kopya olduğunu rahatlıkla anlayabilir.
Belli ki arkadaş, kitabı dikkatle okumuş ve Sayın Baş'ın ısrarla altını çizdiği "Milli paralarla ticaret" bahsini çok iyi dinlemiş, hazmetmiş ve çıkmış kendi fikriymiş gibi seksen milyona pazarlıyor.
Dese ki; "Bu konuyu daha iyi anlamak isteyenler Sayın Haydar Baş'ı iyi dinlesin, ilgili eserini de dikkatle okusun" ne kadar güzel olacak ve fikir hırsızlığından kurtulmuş olacak.
Başkasının malı ile başkasının parası ile tüccarlığa soyunanların tüccarlığı ne kadar sürer?
Hırsızlığın her çeşidi elbette kötü, elbette sahibini alçaltıcı ve yüz kızartıcı bir suç ama her halde fikir hırsızları bu piramidin en altında yer almaktadırlar.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024