Futbola siyaset bulaştı

RECEP BAHAR / TRABZON Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı ve Trabzonspor Onur Kurulu Üyesi Prof. Dr. Haydar Baş, Trabzonspor'un önemli taraftar gruplarından Grup Dakka 61'in birinci kuruluş yıldönümü etkinliğine katıldı. BTP Genel Başkanı'na burada kurmaylarının yanı sıra Trabzonspor'un efsanevi futbolcusu, Meltem TV Yorumcusu Serdar Bali de eşlik etti. Yaklaşık 200 taraftar tarafından meşalelerle ve Akçaabat horon ekibinin folklor gösterisiyle karşılanan Prof. Dr. Baş, burada yaptığı konuşmada, taraftarlardan Trabzonspor yönetimine ve takımına sahip çıkmasını istedi. Dakka 61 Taraftar Grubu'nun yaptığı işin sıradan bir iş olmadığını ifade eden Prof. Dr. Baş, "Tabiri caizse, bu bir vatan müdafaasıdır, bu bir namus korumasıdır, bu şeref ve haysiyeti ayakta tutma olayıdır. Bir milletin hangi bölgede olursa olsun aidiyetini koruması üzerine düşen en büyük vazifedir. Bir Trabzonsporlu olarak buranın adetleri, gelenek ve görenekleri futbolla yoğrulmuştur" dedi. Trabzonspor'un dünya çapında insanlar yetiştirdiğine dikkatleri çeken Prof. Dr. Baş, şöyle devam etti: "Ben maneviyat kimlikli bir kardeşinizim ama geçmişte spor ile de iştigal ettiğim için bunun ne manaya geldiğini çok iyi biliyorum. Dünyanın en güçlü insanlarının yetiştiği sporda Trabzonlu olacaksın ama Trabzonsporlu olmayacaksın!" Ciddi maddi kayba uğramasına, Trabzon ticaret dünyasından reklam alamamalarına rağmen Meltem Yayın Grubu'nun Trabzonspor'a devamlı destek verdiğini dile getiren Prof. Dr. Baş, "Aylık kaybımız 10 milyon TL'dir. Haydar Hoca'dan başka kimse bu fedakârlığı yapamaz. Ama bunun bir kazancı var: O da Türk futboluna gönül veren Karadenizli kardeşlerim beni her gördüğü yerde kucaklıyor. Ben bu gönülleri kazanmak için milyar dolarlar versem bunu yapamazdım" dedi. Trabzonspor'a haksızlık yapılıyor Trabzonspor'un köklü tarihi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Baş, şunları söyledi: "Kökleri ne kadar derinlerdeyse, o derece ona karşı olanlar var. Trabzonspor dendiği zaman, Trabzon'un hamsisine, mısırına, havasına, suyuna ve futboluna karşı olanlar var. Öyle bir ittifak edip karşına çıkıyor ki, bir satır yazıyla Trabzonspor'u gazetelerine almıyorlar. Trabzonspor'un bir maçı yok ki, Trabzon'a haksızlık yapılmasın! Atılan golleri iptal ediliyor, haksızlığa uğruyor. Sahaya çıkan 11 insan, evvela hakemlerle mücadele ediyor. Futbolda hakem moralinizi bir bozdu mu, dünyanın en güçlü kondisyonu olsun sende, 3 adım atamazsın. Büyük oyunlar var. Kamuoyuna çıktığınız vakit oyuncularınızı, yönetimi ve hocaları değil, onları bu hale getirenleri eleştirin. Bunlar hak ettiler. Elinde bir düdük beni mağlup ediyorsun." Birliğe ihtiyaç var BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, Türkiye'de futbola siyaset girdiğini dile getirerek, şunları söyledi: "Bu 'sahanın kararı sahada verilmiyor' demektir. Sahada verilse, o hakem öyle yapamayacak. Federasyon Başkanı adil davranmak mecburiyetinde kalacak ama şimdi adil davranamıyor. Hakem maçı adil yönetemiyor. Sonuca bakmanın anlamı yok zaten bu sonucun böyle olmaması mantıksız. Bizim mücadele etmemiz gerekenler bunlar olması lazım. Dünyanın en iyi 11'ini getirin, Trabzonspor formasını giydirin, Türkiye'de bu şartlarda bir şey yapamaz. Onun için en fazla birliğe ihtiyacımız olduğu gün bugündür. Diyelim ki, biz Trabzonspor Başkanı'na yüklendik, mesleğinden ayırdık. O zaman olağanüstü kongreye kadar kulüp müthiş bir darbe yiyecek. Futbol takımı da, hocası da darbe yiyecek. O zaman ne yapmamız lazım? Yönetim yanlış mı yapıyor, iyi organize olursunuz, seçim zamanı geldi mi gereğini yaparsınız." Kulübe sahip çıkın Şike sürecinde Trabzon milletvekillerinin konuşmadığını hatırlatan Prof. Dr. Baş, "Sen kimden oy aldın? Kimi temsil ediyorsun? Trabzon'un dışında biri sana rey verdi de, Meclis'e mi gönderdi? Neliksin sen?" diye sordu. Milletvekillerinin ağzını diktiklerini dile getiren Prof. Dr. Baş, şöyle devam etti: "2010 -11 futbol sezonunda bir facia ve cinayet yaşandı. Nedir bu sonuç? İki dudağının arasında adamın... Bunu yapacaksın, ondan sonra da Trabzonspor neden başarılı olamadı, diyeceksin? Engelleri aşıp şampiyon oluyorsun, onu da elinden alıyorlar. Bu insanın morali kalır mı? Yöneticiye, hocaya, futbolcuya sahip çıkmamız lazım. Benim yönetimle zerre kadar alakam yok. Yeni yeni tanıyorum onları. Menfaat birliğim yok. Olması gerekenleri anlatıyorum. Kızdık mı bunlara, kongrede hesap soracaksınız. Maçı değerlendirip, rapor hazırlayacaksınız ve bunları yönetime ve hocaya ileteceksiniz. Sizi dinlemezlerse, gereğini yerine getirisiniz. Hiçbir şey yapmadan eleştirileri gündeme getirirseniz, kulübün moralini bozma vazifesini üstlenirsiniz. Kısaca kulübe sahip çıkacaksınız."