Gavurdan ne zaman dostluk gördünüz?

Öldürüyor şu "bizimkiler"

Yok canım "Bizimkiler" dizisi değil.

Şu "dinî bütün herkes."

"Basınımızın yumurta akı" isyanda.

Bir insanın inanmadığı şeyi ölesiye savunmasını merak eden varsa "basınımızın yumurta akı" en canlı örnek.

Milletin harıl harıl İslam dışı inanışlara kaydığı bir zamanda, o hiç de oralı değil.

"Kavanozda kurbağa, gel beri Şaban Ağa"

"Langur lungur, tarhana bulgur"

"Arabadan atladı, pantolonu patladı" en sevdiği başlıklar.

Dün de accayip bir başlıkla çıktı; "AİHM kendini bitirdi."

Eğer bu manşeti AİHM yetkilileri okursa, kesinkez bir "vaaay beee, ulen biz nettik? Bir çuval yemişi mekrüf ettik" diyeceklerdir.

Arap edebiyatında "aks-i teşbih" sanatı var.

Bir nesneyi överken, asıl gaye başka bir nesneyi övmeyi mümkün hale getirmek. (Ben böyle tarif ettim, beğenmeyen okumasın)

Önce milletin "değerlerini savunup", iktidar olunca da hep "geri vites" manevrası yapan AKP kendini bitirdi diyecek hali yok ya.

AB yalanı uğruna, ülkenin millî ve dinî bütünlüğünü gözden çıkarabilenler, halkın %99'unun (bu rakam da yalama oldu) isteğini Meclis'teki kahredici çoğunluğa rağmen yerine getiremeyenler bitmiyor da, AİHM bitiyor.

Ya da "baş örtmek teferruattır/tali bir meseledir" fetvasını ısrar gündemde tutan (en son çıkan insanın özündeki sevgi adlı eserin 126. sayfası) Fethullah Gülen kendini bitirmedi ama, Hıristiyanlık kültürünün ürünü AİHM "başörtüsü laikliğe aykırıdır" hükmünü verdi diye kendini bitirdi.

Kaç kişi "Hoca, niye böylesi bizi zora sokacak fetvayı verdin" dedi mi, diyebildi mi?

Niye diyemiyor, bir şeyden mi korkuyorlar?

Bu konuda hocaefendiyi ilk kez ikaz eden insan Prof. Dr. Haydar Baş'tır.

"Bir müddet evvel basına yansıyan bir beyanatınızda başörtüsüne "teferruat" demişsiniz. Bu söz, İslam'ı tahrif etmeyi meslek edinenler tarafından ele alınarak neredeyse tesettürün lüzumsuzluğuna hükmedildi. Belki maksadınız bu değildi, fakat olaylar sonuçlarıyla ölçüdür.

Çok iyi bilirsiniz ki tesettür, başörtüsü bir vecibedir, farzdır. Ayetlerle sabittir. Ayette başörtüsü, "Hamr" kelimesiyle anlatılır. Bir manası başı, diğer bir manası da göğsü örtmek hakkındadır. Ma'lumunuzdur ki, lafızların kelime manası esas alındığında mesele sapar ve saptırılır. Zira bu kelimenin elliye yakın manası vardır. Bir manası da içkidir. Sadece kelime manasından yola çıkarak kalkıp da ayette geçen 'Hamr' kelimesini içki anlamıyla kabul edersek "içkiyi örtmek" gibi bir şey ortaya çıkar ki, bu mantıksızlıktır." (Prof. Dr Haydar Baş'ın F. Gülen'e 1998'te yazıp emin ellerle ulaştırdığı tarihi mektuptan)

AİHM'nin verdiği kararla hocaefendinin verdiği fetva, hangisi daha "bitirici?"

Hem sonra, Müslümanlar ne zamandan beri gavurdan medet ummaya başladı?

Daha önce de yazdım.

Sayın yetkililer "serbest kalmasının yüzü suyu hürmetine rica etsinler Leyla Zana'ya, "Baş örtüsü tak bacı!" diye."

O da, Türkiye'de başörtüsü takma özgürlüğümüz kalmadı şeklinde AİHM'ye müracaat etsin, bakın nasıl olumlu karar çıkar o zaman bu AİHM denen yerden.

Laf dinlemiyorlar,

Çay demlemiyorlar.

Bunun yanında bir başka trajikomik hal şu;

Ölümüne başörtüsü savunucuları da AB sevdalısı, ölümüne başörtüsü karşıtları da AB sevdalısı, güler misiniz, yoksa ağlar mısınız?

Siz aynı anda ikisini yapın, soranlara da; hersimden ve AİHM olan hırsımdan gülüyorum dersiniz, olur biter.

Basından...

Öymen; Baykal'a güvenmiyoruz. (medya)

Olsun, siz de bakkala güvenin o zaman.

*

Saddam'ı yeni Irak yönetimi yargılayacak. (medya)

Yani, eski Saddam'ı yeni Saddam yargılayacak.

*

Doğalgaz zammı bakanın ısrarıyla yüzde 6.5'te kaldı. (medya)

"Hani söz vermiştiniz, doğalgaza zam yapılmayacaktı" manşeti yerine böylesi bir manşeti atan yalaka medya oldukça, bu hükümetin sırtı hiç yere gelir mi?

*

Normale döndük. (medya)

Ne biçim laf, yoksa daha önce anormal miydik?

*

Bakan Beşir Atalay'ın eli, "24" dizisindeki bir sahneden esinlenerek CİA elemanlarınca tahlil edilmiş. (medya)

Oh be! Biz de "küçük abdest sonrası" elini yıkayıp yıkamadığını kontrol için diye sanmıştık.