"Kaynaklar sınırlı" yalanına inanan aç gözlüler, doymak bilmez oburlar bataklığa üşüşen sinekler gibi kaynaklara üşüşmüşler kimseleri yaklaştırmıyorlar, gözelerin başını kesmişler başkalarına bir yudum su vermiyorlar.
"Allah'ın verdiği nimetleri sayacak olsanız bitiremezsiniz; doğrusu Allah bağışlar, merhamet eder" (Nahl: 18) şeklindeki İlahi müjdeden habersiz olan madde zebunları bir yandan pastanın tamamına sahip olmanın arsızlığını ve de hırsızlığını sergilerlerken diğer yandan da pastaya uzanacak elleri/ kolları budamak için, yani katliamlar için hesapsız kaynak harcamaktadırlar.
"De ki: "Rabbimin rahmet hazinelerine siz sahip olsaydınız, tükenir korkusuyla yine de cimrilik ederdiniz. Aslında insan pek cimridir." (İsra: 100).
Yeryüzünün sınırsız kaynakları bu tiynetteki, bu cibilliyetteki aç gözlülerin ellerine geçtiği için bugün insanlık inim inim inlemektedir. Kaynakların başında oturan bir avuç mutlu azınlık, kontrol ettikleri kaynaklardan insanlığa zerre kadar koklatmadıkları gibi, çok az gelirle hayatını idame ettirmeye çalışan yoksul kitleleri de kurdukları düzeneklerle adeta sağmaktadırlar.
Başta ülkemiz olmak üzere topyekun İslam coğrafyasının mevcut perişan hali aslında her şeyi anlatmaktadır.
Dünyanın kaynaklarından pay almaları bir yana, kendi topraklarındaki kaynakları dahi yeterince ve gereğince değerlendirip kullanamadıkları için, bu coğrafyada yaşayan yoksul halkın asıl ve acil ihtiyaçları için gerekli olan kaynaklar bile küresel tefecilerin kasalarına akıtılmaktadır.
Bu coğrafyada ne yazık ki geceler yıl kadar uzundur yoksullar için.
Aç insan için sabah olmaz bir türlü ve yatağı da yastığı da adeta taş kesilir her gece.
Küresel tefeciler faiz tuzağı ile bütün kaynaklarımızı, alın terimizi, el emeğimizi ve soframızdaki lokmamıza kadar her şeyimizi kendi kasalarına akıttıkları halde ülkeyi yönetenler yıllardır bu ters akışa seyircidir, hatta destekçidir.
İslam coğrafyasında var olan üniversiteler, sayıları yüz binlere ulaşan iktisat profesörleri de ne yazık ki, kendi çocuklarına küresel tefecilerin ilim adına uydurdukları yalanları okuttukları için aç gözlülerin tuzakları bir türlü bozulamamaktadır.
"Durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak" diyerek kapitalizme, her çeşit sömürü düzenine baş kaldıran, "böyle gelmiş olsa bile böyle gitmez" diyerek geliştirdiği modeli ile kitlelere umut pompalayan Prof. Dr. Haydar Baş'a karşı sergilenen tavır, hem ülkemizin hem de tüm İslam aleminin kuşatılmışlığının korkunç boyutlarını göstermektedir.
Bu konuda asıl hayrete şayan durum ise şudur; Kur'an'ın 'Allah ve Resulüne karşı savaşmaktır' dediği faiz illetine bir çare buldum, bir çözüm ürettim diyen sayın Haydar Baş'a karşı Diyanet ve İlahiyat çevrelerinden takınılan "kör ve sağır" tutumdur.
Allah ve Resulüne karşı savaşmak anlamına gelen faiz belasının yediden yetmişe toplumun bütün katmanlarına yayılmasından rahatsız olmayan Müslümanlar, bugün yaşadıkları perişanlığı akşamdan hak etmişler demektir.
Öyle değil mi; Allah ve Resulüne karşı savaşanlar perperişan olmaz da ne olur?
"Allah'ın verdiği nimetleri sayacak olsanız bitiremezsiniz; doğrusu Allah bağışlar, merhamet eder" (Nahl: 18) şeklindeki İlahi müjdeden habersiz olan madde zebunları bir yandan pastanın tamamına sahip olmanın arsızlığını ve de hırsızlığını sergilerlerken diğer yandan da pastaya uzanacak elleri/ kolları budamak için, yani katliamlar için hesapsız kaynak harcamaktadırlar.
"De ki: "Rabbimin rahmet hazinelerine siz sahip olsaydınız, tükenir korkusuyla yine de cimrilik ederdiniz. Aslında insan pek cimridir." (İsra: 100).
Yeryüzünün sınırsız kaynakları bu tiynetteki, bu cibilliyetteki aç gözlülerin ellerine geçtiği için bugün insanlık inim inim inlemektedir. Kaynakların başında oturan bir avuç mutlu azınlık, kontrol ettikleri kaynaklardan insanlığa zerre kadar koklatmadıkları gibi, çok az gelirle hayatını idame ettirmeye çalışan yoksul kitleleri de kurdukları düzeneklerle adeta sağmaktadırlar.
Başta ülkemiz olmak üzere topyekun İslam coğrafyasının mevcut perişan hali aslında her şeyi anlatmaktadır.
Dünyanın kaynaklarından pay almaları bir yana, kendi topraklarındaki kaynakları dahi yeterince ve gereğince değerlendirip kullanamadıkları için, bu coğrafyada yaşayan yoksul halkın asıl ve acil ihtiyaçları için gerekli olan kaynaklar bile küresel tefecilerin kasalarına akıtılmaktadır.
Bu coğrafyada ne yazık ki geceler yıl kadar uzundur yoksullar için.
Aç insan için sabah olmaz bir türlü ve yatağı da yastığı da adeta taş kesilir her gece.
Küresel tefeciler faiz tuzağı ile bütün kaynaklarımızı, alın terimizi, el emeğimizi ve soframızdaki lokmamıza kadar her şeyimizi kendi kasalarına akıttıkları halde ülkeyi yönetenler yıllardır bu ters akışa seyircidir, hatta destekçidir.
İslam coğrafyasında var olan üniversiteler, sayıları yüz binlere ulaşan iktisat profesörleri de ne yazık ki, kendi çocuklarına küresel tefecilerin ilim adına uydurdukları yalanları okuttukları için aç gözlülerin tuzakları bir türlü bozulamamaktadır.
"Durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak" diyerek kapitalizme, her çeşit sömürü düzenine baş kaldıran, "böyle gelmiş olsa bile böyle gitmez" diyerek geliştirdiği modeli ile kitlelere umut pompalayan Prof. Dr. Haydar Baş'a karşı sergilenen tavır, hem ülkemizin hem de tüm İslam aleminin kuşatılmışlığının korkunç boyutlarını göstermektedir.
Bu konuda asıl hayrete şayan durum ise şudur; Kur'an'ın 'Allah ve Resulüne karşı savaşmaktır' dediği faiz illetine bir çare buldum, bir çözüm ürettim diyen sayın Haydar Baş'a karşı Diyanet ve İlahiyat çevrelerinden takınılan "kör ve sağır" tutumdur.
Allah ve Resulüne karşı savaşmak anlamına gelen faiz belasının yediden yetmişe toplumun bütün katmanlarına yayılmasından rahatsız olmayan Müslümanlar, bugün yaşadıkları perişanlığı akşamdan hak etmişler demektir.
Öyle değil mi; Allah ve Resulüne karşı savaşanlar perperişan olmaz da ne olur?
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024