Geçmeyen karın ağrısını ihmal etmeyin
Manisa Devlet Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Erhan Ergin, “Geçmeyen karın ağrısı, kilo kaybı ve kansızlık yakınması 'kanser' habercisi olabilir” dedi
16.03.2013 00:00:00
Türkiye genelinde giderek artan kanser vakalarının ilk sıralarında yer alan mide kanseri hakkında uyarılarda bulunan Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Erhan Ergin, şöyle konuştu: “Karın üzerinde mide bölgesi ve onun etrafındaki bölgede rahatsızlık hissi, ağrı ve dolgunluk hissi, kısa sürede kilo kaybı, bulantı ve kusma, yemeklerden sonra rahatsızlık hissi, sindirim sisteminde kanama veya gizli kanama, erken doyma hissi, demir eksikliği anemisi hastalığının belirtilerindendir.”
Tüm kanser türlerinde olduğu gibi mide kanserinde de erken tanının hayat kurtarıcı nitelikte olduğunu kaydeden Ergin, erken tanıyla hastalıktan kurtulma ihtimalinin yüzde 100’e kadar çıktığını anlattı. Mide kanserinin tedavisi ve hastalıksız hayatta kalım süresini etkileyen en önemli noktanın erken teşhis olduğunu anlatan Ergin, şunları söyledi: "Tespit edilecek mide kanseri, zaman kaybı döneminde ilerlediğinden tedavisi zor aşamalara gelmektedir. Unutulmamalı ki mide kanserinde erken tanı çok önemli ve hayat kurtarıcıdır. Erken yakalanırsa, kişinin bu hastalıktan tamamen kurtulma ihtimali yüzde 100'e yakındır.”
Mide kanseri tanısında endoskopi şart
Mide kanseri tanısında endoskopinin şart olduğunu açıklayan Doktor Ergin, endoskopiden korkulmaması gerektiğini söyledi. Manisa Devlet Hastanesi’nde endoskopi işleminin uyutularak yapıldığını belirten Ergin, sözlerine şöyle devam etti: “Üst gastrointestinal sistem endoskopisi ve biopsi mide kanseri tanısı için en uygun yöntemdir. Tümörün yeri, büyüklüğü, yayılım derecesi endoskopi ile belirlenebilir. Hastalar zor olduğu düşüncesiyle endoskopik incelemeden kaçıyor. Oysa bugünkü teknolojik imkanlarla hastalara hiç hissettirmeden inceleme yapılabilmekte ve bu işlem oldukça kısa sürede tamamlanabilmektedir.”
Mide kanseri teşhisindeki diğer yöntemler hakkında da bilgi veren Ergin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bilgisayarlı Tomografi: Karın ve pelvisin bilgisayarlı tomografisi ameliyat öncesinde yapılmalıdır. Yemek borusuna yakın bölgedeki (proksimal) tümörlerde toraksında tomografik tetkiki gereklidir.Akciğer grafisi: Mide kanserinin metastazını ortaya koymada etkilidir. Bunun yanında hastanın fonksiyonel durumunu belirlemede kullanılabilir.Baryumlu çift kontraslı üst gastrointestinal sistem grafisi: Tanısal değeri endoskopi kadar yüksek değildir. Ülser kanser ayırımı sorununda biopsi alınamadığı için mutlaka endoskopi gerekli olur.”
Ameliyatla kurtarılabilen vakalar
Mide kanserlerinde ileri evreye gelmemiş vakaların ameliyatla kurtarılabildiğine dikkat çeken Ergin, hastanın midesinin tamamının alınması halinde bile normal hayatına devam edebildiğini kaydetti.
Hastanın hiçbir şey hissetmeden normal hayatına döndüğünü ifade eden Ergin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erken teşhis edilmiş, henüz midenin iç yüzeyinde sınırlı kanserlerde endoskopik olarak tümör çıkarılabilmekte, diğer durumlarda da laparoskopik ve açık yöntemle ameliyat yapılabilmektedir. Mide kanseri nedeniyle ameliyat edilen, kısmen ya da tamamen mideleri alınan hastalar, operasyon sonrasında belli bir adaptasyon döneminin ardından yeme içme işlevlerini sorunsuz yerine getirmektedir.”
Hastalığın tedavisinde kemoterapi ve radyoterapinin çok etkili olmadığını açıklayan Ergin, ancak ileri evre mide tümörü olan hastalarda ameliyat öncesinde tümörün küçültülerek hastanın cerrahi müdahaleye elverişli olması konusunda bilimsel araştırmaların yapıldığını söyledi. (İHA)
Tüm kanser türlerinde olduğu gibi mide kanserinde de erken tanının hayat kurtarıcı nitelikte olduğunu kaydeden Ergin, erken tanıyla hastalıktan kurtulma ihtimalinin yüzde 100’e kadar çıktığını anlattı. Mide kanserinin tedavisi ve hastalıksız hayatta kalım süresini etkileyen en önemli noktanın erken teşhis olduğunu anlatan Ergin, şunları söyledi: "Tespit edilecek mide kanseri, zaman kaybı döneminde ilerlediğinden tedavisi zor aşamalara gelmektedir. Unutulmamalı ki mide kanserinde erken tanı çok önemli ve hayat kurtarıcıdır. Erken yakalanırsa, kişinin bu hastalıktan tamamen kurtulma ihtimali yüzde 100'e yakındır.”
Mide kanseri tanısında endoskopi şart
Mide kanseri tanısında endoskopinin şart olduğunu açıklayan Doktor Ergin, endoskopiden korkulmaması gerektiğini söyledi. Manisa Devlet Hastanesi’nde endoskopi işleminin uyutularak yapıldığını belirten Ergin, sözlerine şöyle devam etti: “Üst gastrointestinal sistem endoskopisi ve biopsi mide kanseri tanısı için en uygun yöntemdir. Tümörün yeri, büyüklüğü, yayılım derecesi endoskopi ile belirlenebilir. Hastalar zor olduğu düşüncesiyle endoskopik incelemeden kaçıyor. Oysa bugünkü teknolojik imkanlarla hastalara hiç hissettirmeden inceleme yapılabilmekte ve bu işlem oldukça kısa sürede tamamlanabilmektedir.”
Mide kanseri teşhisindeki diğer yöntemler hakkında da bilgi veren Ergin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bilgisayarlı Tomografi: Karın ve pelvisin bilgisayarlı tomografisi ameliyat öncesinde yapılmalıdır. Yemek borusuna yakın bölgedeki (proksimal) tümörlerde toraksında tomografik tetkiki gereklidir.Akciğer grafisi: Mide kanserinin metastazını ortaya koymada etkilidir. Bunun yanında hastanın fonksiyonel durumunu belirlemede kullanılabilir.Baryumlu çift kontraslı üst gastrointestinal sistem grafisi: Tanısal değeri endoskopi kadar yüksek değildir. Ülser kanser ayırımı sorununda biopsi alınamadığı için mutlaka endoskopi gerekli olur.”
Ameliyatla kurtarılabilen vakalar
Mide kanserlerinde ileri evreye gelmemiş vakaların ameliyatla kurtarılabildiğine dikkat çeken Ergin, hastanın midesinin tamamının alınması halinde bile normal hayatına devam edebildiğini kaydetti.
Hastanın hiçbir şey hissetmeden normal hayatına döndüğünü ifade eden Ergin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erken teşhis edilmiş, henüz midenin iç yüzeyinde sınırlı kanserlerde endoskopik olarak tümör çıkarılabilmekte, diğer durumlarda da laparoskopik ve açık yöntemle ameliyat yapılabilmektedir. Mide kanseri nedeniyle ameliyat edilen, kısmen ya da tamamen mideleri alınan hastalar, operasyon sonrasında belli bir adaptasyon döneminin ardından yeme içme işlevlerini sorunsuz yerine getirmektedir.”
Hastalığın tedavisinde kemoterapi ve radyoterapinin çok etkili olmadığını açıklayan Ergin, ancak ileri evre mide tümörü olan hastalarda ameliyat öncesinde tümörün küçültülerek hastanın cerrahi müdahaleye elverişli olması konusunda bilimsel araştırmaların yapıldığını söyledi. (İHA)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.