logo
29 MART 2024

'Geleceğin Türkiye'sini O şekillendirecektir'

Milli ve Dini Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler Sempozyumu'nda konuşan Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu, "Varlık-yokluk mücadelesini kazanarak, dünyada gereken güç ve saygınlığı etmek, ancak Prof. Dr. Haydar Baş'ın çözümlerinin hayata geçirilmesiyle mümkün olacaktır. Dünya Prof. Dr. Haydar Baş'ın tezleriyle değişmektedir. Geleceğin Türkiye'si de O'nun projeleriyle ve çözümleriyle şekillenecektir" dedi.
17.10.2016 00:00:00
 Milletlerin dünya sahnesindeki gerçek gücü, yetiştirdiği ilim ve fikir adamlarıyla ve bunların ortaya koyduğu buluşların ve fikirlerin uygulanmasıyla orantılıdır. Yeraltı ve yerüstü kaynakları bakımından çok zengin olmasına rağmen, dünyada söz sahibi olamayan, egemenliği başkalarına bağlı, kendi inanç ve değerlerini dahi savunamayan birçok ülkenin, daha az kaynaklara sahip milletlerin baskısı altında hayatlarını sürdürebildiği bilinen bir gerçektir. Tarih boyunca ortaya çıkan medeniyetleri kuran milletlerin, aynı zamanda çok önemli bilim insanlarına ve fikir adamlarına sahip olduğu, bu insanların toplumun idaresinde doğrudan ve dolaylı olarak yer aldığı görülmektedir. Hatta bu medeniyetlerin karakteristik özellikleri, takip ettiği bu ilim ve fikir adamlarının ortaya koyduğu görüşlere dayanmaktadır.

Dünya büyük problemlerle boğuşuyor
Milletlerin kendi içinde olduğu gibi, diğer milletlerle olan ilişkileri de bu durumdan etkilenmiştir. Özellikle, iletişimin son derece hızlandığı, "globalleşen" dünyada, bu etkinin çok daha yaygın olduğu görülmektedir. Son iki yüzyıl, bölgesel problemlerin dahi uluslararası etkisinin neredeyse tüm dünyayı içine aldığının örnekleriyle doludur. Bu manada son yüzyıl içerisinde yaşanan iki dünya savaşı ve halen devam etmekte olduğu ifade edilen ilan edilmemiş bir üçüncü dünya savaşı, insanlık aleminin globalleşen dünyada ortak problemlerinin bir sonucudur.
İnsanlık alemini topyekûn bir dünya savaşına götüren sebeplerin başında ekonomik nedenlerin olduğu, güç dengelerinin buna göre şekillendiği bir çağı yaşamaktayız. "Pazar" ve "Enerji" savaşlarının yanında, yakın dönemde "Su" savaşlarının yaşanacağı öngörülmektedir. Aslında bu problemin temelinde "kaynaklar" ve "paylaşım" arasındaki ilişkinin yattığını söyleyebiliriz. Batı dünyasının etkin olduğu son iki yüzyılda ortaya çıkan tablo batı medeniyetinin ürünü olarak dünyaya kabul ettirilen liberal-kapitalist sistemin bu iki konuya (kaynaklar ve paylaşım) bakışının bir sonucudur. Bu anlayışa göre "sınırlı olan kaynaklara" sahip olmak "homo-economicus" için temel amaçtır. İnsanlar (veya milletler) bu kaynaklara sahip olduğu oranda güç sahibidir ve bu nedenle "paylaşım" değil, "bencillik" esastır. İşte bu anlayışın hakimiyeti, bir tarafta açlıktan her dakika 8 kişinin hayatını kaybettiği diğer tarafta obezite (aşırı beslenme) nedeniyle insanların sağlığını kaybettiği bir tabloyu ortaya çıkarmıştır. Bu dönem, her türlü teknolojik ilerlemeye rağmen, insanlık tarihinin en vahşi olaylarının yaşandığı, sömürü, zulüm, kaos, karmaşa ve terörün öne çıktığı, kan ve gözyaşının dinmediği bir süreç olarak devam etmektedir.
Tarihin değişik dönemlerinde de karanlık tabloların ortaya çıktığı ve bu dönemlerin ortaya konulan yeni fikir ve akımlarla aydınlatılmasıyla son bulduğu görülmektedir. Batılılar da dahil olmak üzere, birçok bilim ve fikir adamı bu yanlış anlayışın yerini alabilecek bir ekonomi modelini ortaya koymaya çalışsa da bu konuda başarılı olamamıştır. Liberal-kapitalist anlayışa anti-tez olarak ortaya konulan sosyalist-komünist sistemin de çöküşü yakın tarihte yaşanmış bir olaydır. Bunun sonucu olarak, batı medeniyetinin bu anlayışını "tarihin sonu" olarak niteleyen fikir adamları ortaya çıkmıştır.
Çözümün adı Milli Ekonomi Modeli
İşte tam bu ortamda, Prof. Dr. Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli'ni insanlığa sunmuştur. Bu model, "kaynaklar" ve "paylaşım" konusunda, gerçekçi bir analizle, ekonomi anlayışını kökten değiştirmektedir. Milli Ekonomi Modeli; mevcut ekonomik sistemin çözüm bulamadığı dengeli gelir dağılımı, sürekli büyüme ve tam istihdamın sağlanması problemlerini çözen, parayı emek ve üretim karşılığı olarak tanımlayan, tekelcilik ve faize dayalı piyasa düzenini değiştiren, tüketimi bir kaynak olarak tanımlayarak açlık ve sefaleti ortadan kaldıran bir model olarak, bilim dünyasında karşılık bulmuş ve yapılan uluslararası kongrelerde, uluslararası tanınmış bilim adamlarının hayranlığını kazanmıştır. Özellikle Rus Bilimler Akademisi Üyeleri, bu model üzerine birçok çalışma yürütmüş ve modelin piyasada bulunması gereken para miktarının belirlenmesine dair formülünün bilgisayar simülasyonunu gerçekleştirmişlerdir. Bu çalışmalar sonucunda, ilgili devlet yöneticilerine Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni önerdikleri ve 2005'ten bugüne, Rusya'nın bu modelden faydalanarak, uluslararası arenada tekrar etkin bir güç haline geldiği, bu bilim adamları tarafından değişik platformlarda dile getirilmiştir.
Milli Ekonomi Modeli'nin uygulama formülleri niteliğindeki "Sosyal Devlet Milli Devlet" tezinin yine Prof. Dr. Haydar Baş tarafından ortaya konulmasıyla, dünyada birçok devletin bu uygulamaları kısmen başlattığı, Güney Afrika'dan Avrupa Ülkeleri'ne, Şili'den Çin'e kadar çok geniş bir coğrafyada gündem olduğu görülmektedir. Dünyada yeni ekonomik-siyasi ve askeri blokların oluşmasında, bu tezlerin ve fikirlerin etkileri açıkça görülmektedir. Brezilya, Rusya, İran, Çin ve Güney Afrika'nın oluşturduğu (BRICS) ülkeleri, son dönemde her alanda etkili olmaya başlamışlardır. Dünyada yeni bir değişim süreci başlamış olup, bu değişimin fikir mimarı Prof. Dr. Haydar Baş olmuştur.
İslam dünyasının kaderini belirleyecek
Değişen dünyada, özellikle Ortadoğu gibi sıcak bölgelerdeki ülkelerin kaderi, bu değişime uygun stratejiler geliştirmelerine bağlı olarak şekillenecektir. Yaklaşık 30 yıldır bölgede meydana gelen olaylar, Büyük Ortadoğu Planı (BOP) çerçevesinde yürütülürken, yeni güç dengelerinin ortaya çıkmasıyla, bölge ülkelerini bu çemberden kurtaracak önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Bu ortamda, Türkiye'nin durumu çok büyük önem arz etmektedir. 1900'lü yılların başında, büyük bir imparatorluğun parçalanmasıyla yok olmakla karşı karşıya kalan, ancak, Atatürk'ün önderliğinde verdiği destansı istiklal mücadelesiyle Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarak, egemenliğini ilan eden milletimiz, maalesef özellikle II. Dünya Savaşı sonrası, uluslararası güçlerin güdümüne girmiş ve bağımsız hareket edebilme kabiliyetini belli oranda kaybetmiştir. Özellikle ekonomik alanda büyük krizler yaşamış ve borçlandırılarak siyasi yaptırımlara açık hale getirilmiştir. Zengin yeraltı kaynaklarını, tarıma elverişli geniş topraklarını, genç ve dinamik nüfusunu gerektiği gibi kullanması engellenmiştir. Uzun süredir devam eden bu politikaların ve tek kutuplu dünya düzeninin getirdiği baskılar sonucunda maalesef ülkemizin iç huzurunun yanında, komşularıyla olan ilişkileri de bozulmuştur. Son dönemde, başta Irak ve Suriye olmak üzere komşularımızda yakılan ateş, Türkiye'mizi de içine alma eğilimindedir. Yıllardır süregelen güneydoğudaki problemlere üretilen çözümlerin maalesef başarılı olamadığı görülmektedir. 15 Temmuz ve devamında gerçekleşen olaylar, ülke içindeki tablonun karanlık yüzünü ortaya koymaktadır. Türkiye'nin önüne Lozan öncesi dayatılan planların konulmaya çalışıldığı bizzat başbakan tarafından ifade edilmiştir. Özetle, Türkiye yeniden bir varlık-yokluk mücadelesi içerisindedir.
Türkiye'nin geleceğini Prof. Dr. Haydar Baş belirleyecek
Bu şartlar altında, Türkiye'nin geleceği, içeride ve dışarıda izleyeceği politikalara bağlıdır. Öncelikle iç barışın temini, güneydoğudaki problemin çözülmesi gerekmektedir. Ekonomik bağımsızlığın elde edilmesi, siyasi bağımsızlığımız için şarttır. Aslında bütün bu problemlerin birbirleriyle ilişkili olduğu ve bu nedenle çok parametreli karmaşık bir yapı arz ettiği söylenebilir. Ancak, bu kadar girift bir problemin temel bir ortak paydasının bulunması halinde çözümünün mümkün olabileceği ihtimalini düşünmemizi gerektiren bazı olayları da dikkate almak gerekmektedir. Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet tezleriyle, dünyada değişim sürecini başlatan Prof. Dr. Haydar Baş, aynı tezlerle Türkiye'yi de bu açmazdan çıkaracağını yüksek sesle ilan etmektedir. Kısmen uygulama sahası bulmasına rağmen, tezlerinin başarılı sonuçları, bu iddiasının aslında en güzel ispatı niteliğindedir. Kaldı ki, bu milletin bir ferdi olarak, bu tezlerin ülkemizde uygulanması için hazırladığını her defasında ifade eden Prof. Dr. Haydar Baş, dünyada söz sahibi, güçlü bir Türkiye'yi hedeflemektedir. Yıllardan beri, öngörülerinin tamamının gerçekleşmiş olması, Prof. Dr. Haydar Baş'ın farkını ispatlamaktadır. Bugüne kadar, kendi içinden çıkan bu değere kulak tıkayan milletimiz ve idarecilerimizin, Türkiye'nin geleceği ile ilgili sorumluluğu büyüktür. Prof. Dr. Haydar Baş, bu konuda üzerine düşen sorumluluğu fazlasıyla yerine getirmiş, tüm insanlığa ve milletimize çözümler sunmuştur. Bu çözümlerden istifade eden ülkelerin durumu ortadadır. Varlık-yokluk mücadelesini kazanarak, dünyada gereken güç ve saygınlığı etmek, ancak Prof. Dr. Haydar Baş'ın çözümlerinin hayata geçirilmesiyle mümkün olacaktır. Dünya Prof. Dr. Haydar Baş'ın tezleriyle değişmektedir. Geleceğin Türkiye'si de O'nun projeleriyle ve çözümleriyle şekillenecektir.
(Bu metin, Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu'nun, Milli ve Dini Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler Sempozyumu'ndaki sunumundan alınmıştır).
 
Murat Ağırel'den iki yeni belge
Gizli servet deştikçe fışkırdı!
'Mazlumlara yaptığımız yardım için mimlendik'
Erdoğan da Gazze istismarı yaptı
Türkiye'nin en genç başkan adayı BTP'den
BTP Kadirli Adayı 18 yaşında
İsrail, Gazze'de önüne geleni öldürdü
171 BM çalışanı hayatını kaybetti
Mehmetçikin yolunu açma çalışması
Kar kalınlığı 7 metreyi buldu
Mansur Yavaş, Haymana'da vatandaşlarla buluştu
"Bir oy çok önemli"
Vatandaş geçim için karta yüklendi
Yüzde 122 artış!
Moskova'daki terör saldırısı
Can kaybı 144'e yükseldi
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Otomobilini park edip dilenmeye gitti
Yaşı daha da şaşırttı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Murat Ağırel'den iki yeni belge
Gizli servet deştikçe fışkırdı!
'Mazlumlara yaptığımız yardım için mimlendik'
Erdoğan da Gazze istismarı yaptı
Türkiye'nin en genç başkan adayı BTP'den
BTP Kadirli Adayı 18 yaşında
İsrail, Gazze'de önüne geleni öldürdü
171 BM çalışanı hayatını kaybetti
Mehmetçikin yolunu açma çalışması
Kar kalınlığı 7 metreyi buldu
Mansur Yavaş, Haymana'da vatandaşlarla buluştu
"Bir oy çok önemli"
Vatandaş geçim için karta yüklendi
Yüzde 122 artış!
Moskova'daki terör saldırısı
Can kaybı 144'e yükseldi
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Otomobilini park edip dilenmeye gitti
Yaşı daha da şaşırttı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'

Amasya'da mercimek yüklü tırdan 40 kaçak göçmen çıktı

Amasya'da polis tarafından durdurulan mercimek yüklü tırdan Afganistan uyruklu 40 kaçak göçmen çıktı. Tırın sürücüsü gözaltına alındı
29.03.2024 15:23:00 / Güncelleme: 29.03.2024 15:25:43
İHA
Amasya'da mercimek yüklü tırdan 40 kaçak göçmen çıktı
Amasya'da mercimek yüklü tırdan 40 kaçak göçmen çıktı
Edinilen bilgiye göre, Ağrı'nın Doğubeyazıt ilçesinden yurda giriş yapıp İstanbul'a doğru gitmekte olan Gürcistan plakalı 22 ton mercimek yüklü tır, Amasya merkez Taşova kavşağı uygulama noktasında durduruldu.

Amasya Emniyet Müdürlüğü'ne çekilen tırda Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Şubesi ekipleri tarafından arama yapıldı.

Tırın dorsesinden 1'i kadın toplam 40 Afganistan uyruklu göçmen çıktı.

Tır sürücüsü Ş.G (50) gözaltına alındı.

AKP'li başkan, 2 bin lira yardım için halkı sıraya dizdi

Sancaktepe Belediye Başkanı ve başkan adayı Şeyma Döğücü, emeklilere market alışverişi için her ay 2 bin TL bütçe içeren 'Sancaktepe Emekli Kart' vaadinde bulundu. Kart için oluşturulacak isim listesine adını yazdırmak isteyen vatandaşlar izdiham yarattı.
29.03.2024 11:50:00
Haber Merkezi
AKP'li başkan, 2 bin lira yardım için halkı sıraya dizdi
AKP'li başkan, 2 bin lira yardım için halkı sıraya dizdi

Geçtiğimiz günlerde Sancaktepe'nin AK Partili Belediye Başkan Adayı Şeyma Dövücü, seçildiği takdirde her ay kadınlara yarım gram altın vereceğini ileri sürdü.

Dövücü, vaadini gerçekleştireceği takdirde bunun belediyeye maliyeti ortalama olarak aylık 56 milyon 250 bin lira, yıllık 675 milyon lira olacak. Başkan adayı Dövücü'nün vaadi tartışma konusu olurken Sancaktepe'den yeni görüntüler geldi.



İKİ BİN LİRALIK YARDIM KARTI

Sokakta isim almak için kurulan çadırın önünde onlarca insanın kuyruk oluşturduğu görüntülerde gerilimin yaşandığı görüldü.


"İNSANLARI ORADAN ORAYA KOŞTURUYORSUNUZ"

İBB Meclis üyesi İbrahim Özkan, görüntülere tepki gösteren isimlerden biri oldu. Sosyal medyadan paylaşım yapan Özkan, "Sancaktepe Belediyesi Emeklilere 2.000 TL lik yardım kartı vereceğim diye insanları oradan oraya koşturuyorsunuz. Mübarek ramazan ayında; Yazıktır, günahtır, ayıptır" ifadelerini kullandı.



'SONRA VERECEĞİZ' DEYİP İSİM ALDILAR

Gazeteci Şaban Sevinç de konuyla ilgili paylaşımda bulunurken, belediye çalışanlarının vaat edilen parayı vermek yerine, "Sonra vereceğiz" deyip isim aldıklarını belirtti.

Konuyla ilgili olarak, Sevinç, "İnsanlar belediyenin önüne koştu. Ancak parayı vermek yerine, sonra vereceğiz denilerek gelenlerin isimleri listeye yazıldı" dedi.

Seçil Erzan davasında mahkemeye sunulan belgedeki imza sahte çıktı

Seçil Erzan tarafından Selçuk İnan'a verilen ve üzerinde Denizbank yetkilisinin imzası olduğu iddia edilen belge sahte çıktı!
29.03.2024 11:14:00
12 Punto
Seçil Erzan davasında mahkemeye sunulan belgedeki imza sahte çıktı
Seçil Erzan davasında mahkemeye sunulan belgedeki imza sahte çıktı
Türkiye'de gündem yaratan olaylardan biri olan Denizbank'ın eski Levent Şube Müdürü Seçil Erzan'ın davasına yeni bir rapor girdi.

8 Mart'ta yapılan ve 13 saat süren son duruşmada bazı kararlar alındı. 24 Mayıs'a ertelenen duruşma için, müştekilerden Selçuk İnan'ın ifadesinin alınması için Gaziantep Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazı yazılmasına hükmeden heyet, Fatih Terim'in tanık olarak dinlenmesi talebinin daha sonra değerlendirilmesine hükmedildi.

Alınan kararlar arasında "Müşteki Selçuk İnan vekilinin talep ettiği belgelerde sanıklardan Asiye Öztürk'e ait imzalarının Sanık Asiye 'ye ait olup olmadığı hususunda ATK 'dan ek rapor alınmasına," dair kararda yer aldı.

ADLİ TIP KURUMU "İMZA SAHTE" DEDİ

12 Punto'dan Müslim Sarıyar'ın haberine göre, mahkemeye sunulan Seçil Erzan ve yardımcısı Asiye Öztürk'ün imzası yer aldığı iddia edilen ıslak imzalı antetli Denizbank yazısı Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

Adli Tıp Kurumu belgede iddia edilen banka şube müdür yardımcısı Asiye Öztürk'ün imzası olduğu belirtilen imzayı inceledi. Yapılan incelemede sözde belgede atılan imzanın, Asiye Öztürk'ün imzası olmadığını belirtti.

BU RAPOR DAVA DOSYASINA GİRDİ

Hazırlanan raporda şöyle denildi:

"Fotokopi belgeler, bilgisayar ortamında hazırlanmış belgeler, faks çıktısı ve karbon suret belgelerde bazı tanı unsurları kayba uğrayabileceği gibi bu tür belgelerin sair usullerle elde edilebilme olasılığının da bulunduğu, ayrıca belgeye imza, yazı ya da artefakt gibi harici unsurlar eklenebileceğinden fotokopi belgeler üzerinde inceleme yapılması sakıncalı olup genel olarak belge asılları üzerinde inceleme yapılmasının gerekli olduğu, söz konusu belgelerin orijinal belgelerden elde edilmiş olduğunun kabulü halinde tersim biçimi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir bakımından yapılan incelemede; İnceleme konusu belgelerdeki imzalar ile Asiye Öztürk'ün mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği hususlarını bildirir KANAAT RAPORUDUR."

Adli Tıp Kurumu tarafından mahkemeye gönderilen bu rapor dava dosyasına konuldu.

Kırmızı bültenle aranan 2 suç örgütü lideri da İstanbul'da yakalandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya İnterpol kırmızı bülteniyle 'Yasa Dışı Örgüt Faaliyetleri ve Kaçakçılık' suçundan uluslararası seviyede aranan Talgat Baisaov ve 'Dolandırıcılık' suçundan uluslararası seviyede aranan Maxat Rakhishov'un İstanbul'da düzenlenen 'Mahzen-23' Operasyonuyla yakalandığını açıkladı.
29.03.2024 08:28:00
Haber Merkezi
Kırmızı bültenle aranan 2 suç örgütü lideri da İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranan 2 suç örgütü lideri da İstanbul'da yakalandı
Bakan Yerlikaya X hesabından yaptığı paylaşımda Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğünce gerçekleştirilen 'MAHZEN-23' Operasyonu sonucu İnterpol kırmızı bülteniyle 'Yasa Dışı Örgüt Faaliyetleri ve Kaçakçılık' suçundan aranan Talgat Baisaov ve 'Dolandırıcılık' suçundan aranan Maxat Rakhishov'un yakalandığını duyurdu.

Kıskaç operasyonlarında 70 şüpheli yakalandı

Bakan Yerlikaya ayrıca, 20 ilde FETÖ'ye yönelik olarak son bir hafta içinde düzenlenen "KISKAÇ-11" operasyonlarında 70 şüphelinin yakalandığını duyurdu.


"FETÖ'cülere göz açtırmayacağız. Aziz milletimizin huzuru, birlik ve beraberliği için güvenlik güçlerimizin üstün gayretleriyle operasyonlarımız kararlılıkla devam edecek" diyen Yerlikaya, şu bilgileri paylaştı.

"Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı, TEM Daire Başkanlığı, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı koordinesinde; İl Emniyet Müdürlükleri, TEM ve KOM Şube Müdürlüklerince yapılan çalışmalar sonucu; Aksaray, Bolu, Gaziantep, Sakarya, Muğla, Mersin, Manisa, İstanbul, Kayseri, Kars, Erzurum, İzmir, Elazığ, Adana, Uşak, Denizli, Sivas, Mardin, Edirne ve Bursa'da FETÖ'ye yönelik eş zamanlı olarak düzenlenen "KISKAÇ-11" operasyonlarında şüphelilerin:
  • Örgütün sözde "Emniyet Mahrem Yapılanması" içerisinde faaliyette bulundukları,
  • Örgütün kripto haberleşme programı "ByLock" kullanıcısı oldukları,
  • Ankesörlü telefonlarla iletişim kurdukları,
  • Örgütün "Gaybubet Evi" olarak adlandırdıkları hücre evlerinde barındıkları,
  • İfade ve teşhislerde adlarının geçtiği, FETÖ soruşturmaları kapsamında haklarında kesinleşmiş hapis cezası ile aranma kaydı bulunduğu tespit edildi.

Operasyonlar sonucu: Çok sayıda dijital materyale el konuldu."

Yerlikaya, operasyonlara katılan polisleri de tebrik etti.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.