logo
25 NİSAN 2024

Gelin canlar bir olalım

Gadir-i Hum Bayramı programında Prof. Dr. Haydar Baş'a İmam Hüseyin'in kabrinin örtüsü hediye edildi. Bu örtünün, Peygamberimizin Ehl-i Beyt'ini temsil ettiğini söyleyen Baş, Türk milletini bu örtünün altında birleşmeye çağırdı
28.10.2013 00:00:00
ORHAN DEDE / İSTANBULYeni Mesaj gazetesinin düzenlediği Uluslararası Gadir-i Hum Bayramı ve Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt Programı on binlerce vatandaşın katılımıyla Cumartesi gecesi İstanbul Bostancı Gösteri Merkezi'nde coşkuyla gerçekleştirildi. Programa Ehl-i Beyt sevdalısı on binlerce vatandaş katıldı. Katılımın yoğun olduğu gecede vatandaşlar salona sığmadı ve binlerce vatandaş programı salon dışında kurulan televizyonlardan takip etti. Birbirinden seçkin ilim adamlarının konuşma yaptığı programın kapanış konuşmasını Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş yaptı. Programa yurt dışından katılan misafirler arasında Irak'tan Seyyit İzzettin Muhammed Ali El Hekim ve İran'dan Seyyid Celal Meaş da hazır bulundu. Programda son konuşmayı yapan Prof. Dr. Haydar Baş konuşmasına "Cumhuriyetimizi bize hediye eden Ehl-i Beyt aşığı Mustafa Kemal Atatürk'ün ruhu şad olsun" duasıyla başladı. "Salı günü Cumhuriyet Bayramını kutlayacağız, Allah mübarek eylesin" diyen Prof. Dr. Baş, "Bayramlar elhamdülillah üst üste geliyor. Önce Kurban Bayramı daha sonra Gadir-i Hum bayramı ve önümüzdeki Salı günü de Cumhuriyet Bayramımız hepimize kutlu olsun ve hayırlar, uğurlar getirsin" temennisinde bulundu. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyledi: "Bugün İslam âleminin Gadir-i Hum bayramı. Bu bayramın nedeni, Maide suresi 67'inci ayeti kerimesidir. Mealen okuyorum: "Ey Resul sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan peygamberliğini tebliğ etmemiş gibi olursun. Ve Allah seni insanlardan koruyacak." Bu ayeti kerime nazil olduğunda Allah'ın sevgilisi veda haccını yapmış Medine'ye dönüyordu. Tam bu esnada Maide suresinin 67'inci ayeti nazil oldu. Allah'ın sevgilisi sahabesinin tamamını toplayarak bir hutbe irad etti. Bu hutbede Resulullah, İmam Ali Efendimizin kendinden sonra İmam ve halife olduğunu bütün kâinata ilan etti."İmam Ali'yi Allah Resulü halife tayin etti"Bazı mukallitler, hadisle uğraşan cehil sahibi insanlar kendilerini hadis tekniği açısından ileride gösterebilmek için tevil yorumlara gitmiş olsa da Arapça tabirle onların irapta mahalli yoktur" diyen Prof. Dr. Haydar Baş konuşmasını şöyle sürdürdü: "Allah'ın sevgilisi ala rivayet 100 binin üzerinde sahabenin toplandığı yerde yüksekçe bir yere çıkıyor ve "Ali bin Ebi Talip benim kardeşimdir, vasimdir ve benden sonraki halifemdir O" diyor. Yine aynı hitabede "Allah Resulü'nün halifesi O'dur. Müminlerin emiri O'dur. Allah tarafından tayin edilen İmam O'dur" buyuruyor. Kim söylüyor bunu? Allah'ın sevgilisi Hz. Muhammed (sav). Neye göre söylüyor? Allah'ın emrine göre. Yine, "Ey insanlar bu Ali'dir. Bu benim kardeşimdir, vasim, ilmimi toplayan ve ümmetim arasında iman eden kimseler üzerindeki halifemdir" buyurmuştur. Yine aynı hutbede, "Ey insanlar ben hilafet emrini kıyamet gününe kadar imamet veraseti olarak neslime emanet ediyorum" buyrulmuştur. Yani Hz. Ali'den sonra gelecek halifeler de Allah sevgilisinin torunlarıdır. Gadir-i Hum hutbesinde "Ali, Allah tarafından tayin edilen imamdır" deniliyor. Yine hutbenin bir başka yerinde "Benden sonra Ali, Allah'ın emriyle sizin veliniz ve imamınızdır. İmamlık makamı O'ndan sonra da Allah ve Resulüyle görüşeceğiniz güne kadar O'nun evlatlarından olan benim neslimin hakkıdır" diye buyuruyor Resulullah." Eh-i Beyt'te günah aramak en büyük günahtırEhl-i Beyt'in tertemiz insanlar olduğunu ve hiç günah işlemediklerini söyleyen Bağımsız Türkiye Partisi Genel başkanı Prof. Dr. Haydar Baş sözlerini şöyle sürdürdü: "Ehl-i Beyt'te günah arayanlar, günahı kebair, en büyük günahı işleyen insanlardır. Nereden mi biliyorum? Gelin Allah'ın kitabı Kuran'a bakalım. Allah Kuran'ı Kerim'de "Ey Ehl-i Beyt, yüce Allah sizden her türlü günahı, haramı, fenalığı, çirkinliği, basitliği uzaklaştırmak ve sizi tertemiz yapmak ister" buyuruyor. Onlar tertemizdir. Allah'ın muradı budur. Allah'ın muradı olur mu, olmaz mı? Olur değil mi? O halde Ehl-i Beyt'te kusur aranamaz. Buna rağmen Ehl-i Beyt'te kusur, günah aramaya kalkanlar, aslında kendi imanlarını tartışmaya açanlardır. Şura suresi 23'üncü ayeti kerimede Cenabı Hak (cc) "Deki Muhammedim ben peygamberliğime tebliğe karşılık sizden Ehl-i Beyt'imi sevmenizden başka hiçbir ücret istemiyorum" buyurmaktadır. Yani bu ayette Allah peygamberinin lisanından "Ben bu dini tebliğ ediyorum ama bunun karşılığında sizden istediğim sadece Ehl-i Beyt'imi sevmenizdir" demektedir. Sevgili kardeşlerim İmam Şafii (ra) buyuruyor ki, "Bu ayeti kerimeye göre her Müslüman'ın Ehl-i Beyt'i sevmesi farzdır." Diyalogcular zamanımızın Necranlıları gibi?Bir başka ayette Allah'ın "Sana gelen bu ilimden sonra artık her kim seninle münakaşa etmeye kalkarsa de ki, öyleyse gelin, oğullarımızı oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendilerimizi ve kendilerinizi çağıralım, sonra canı gönülden lanetleşip, beddua edelim de Allah'ın laneti yalancıların üzerine olsun" diye buyurduğunu söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş şu çarpıcı açıklamayı yaptı: "Bu ayetin iniş nedeni şudur: Necran Hıristiyanlarına Sevgili Peygamberimiz gidiyor ve "Necranlılar gelin elimdeki kitabım, gönlümdeki imanımla sizi Allahın dini İslam'a davet ediyorum, Müslüman olun" diyor. Necranlılar, "Ya Muhammed biz de sizin gibi Müslüman'ız, iman etmemize ve seninle beraber olmamıza gerek yoktur" cevabını veriyor. Sevgili kardeşlerim işte Cenabı Hak (cc) Peygamber Efendimizin onlarla lanetleşmesi için bu ayeti indiriyor. Resulullah Necranlılara, "Siz üç sebepten dolayı Müslüman olmadınız. Bir, haça tapıyorsunuz. İki, İsa'ya Allah'ın oğlu diyorsunuz. Üç, domuz eti yiyorsunuz. Bundan dolayı siz Müslüman değilsiniz" diyor. Lanetleşmeyi Necranlılar kabul ediyor ve bir gün sonra din adamlarıyla birlikte tespit edilen mekânda toplanıyorlar ve Müslümanları bekliyorlar. Bekliyorlar ki, Muhammed bütün ashabını alsın gelsin. Bir de uzaktan küçük bir karartı görüyorlar, küçük bir topluluk onlara doğru geliyor. Başta Peygamber Efendimiz (sav) yanında İmam Ali, kızı Fatıma, torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin. Beş kişi. Allah Allah, şaşırıyorlar. Papazları Necranlılara "sakın ha bunlarla lanetleşmeyin. Eğer bu lanetleşmeyi yaparsanız yemin ederiz ki şu anda bunlar isterlerse şu dağ yerle bir olur, Allah sizi helak eder, nesliniz kurur" diyorlar. Pişman oluyorlar ve Cenabı Peygambere geliyorlar ve "Ya Muhammed biz lanetleşmekten vazgeçtik. Ama Müslüman da olmayacağız. Cizye verelim bizi bırakın" diyorlar. Cenabı Peygamber Efendimiz ilk cizyeyi de orada Necranlılardan alıyor. İşte bu ayeti kerime o olayı anlatıyor. Şimdi bunu dinlerarası diyaloga delil olarak kullananlar çok samimi konuşuyorum oradaki Necranlılardan çok farklı olmayan insanlardır."Kur'an ancak ve ancak Ehl-i Beyt'le yaşanabilirEhl-i Beyt üzerine 30'un üzerinde ayet ve İmam Ali hakkında yüzlerce hadisin var olduğunu söyleyen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Ehl-i Beyt konusundaki hadislerden bazı örnekler verdi. "Ehl-i Beyt Nuh'un gemisi gibidir. Bu gemiye binmeyen boğulur" hadisini okuyan Prof. Dr. Baş şöyle konuştu: "Yani kim Ehl-i Beyt'in gemisine bindiyse kurtuluşa ermiştir. Bir başka hadis, "Yıldızlar yeryüzündekileri boğulmaktan kurtarır. Ehl-i Beyt'im de ümmetimin ihtilafa düşmesinin güvencesidir. Ehl-i Beyt'te gönül verirseniz, onlarla bir ve beraber olursanız fitneden fesattan kurtulursunuz." Kim diyor? Sevgili Peygamber Efendimiz. Üç, "Ey insanlar aranıza iki değerli emanet bırakıyorum. Allah'ın kitabı ve itretim Ehl-i Beyt'im." Allah şefaatlerinden mahrum eylemesin. Peki, Ehl-i Beyt'in Kuran'ın yanında işi ne? Sevgili kardeşlerim Kuran'da merhametten, şefkatten, izzetten, hayâdan, tefekkürden, tezekkürden vesair şeylerden bahsedilir. Bütün emirler Kuran yoluyla Peygamber Efendimiz vasıtasıyla bizlere geliyor. İşte bunları canlı hale getirerek yaşayan örnekler kim? Ehl-i Beyt. O aynada kendimizi görürsek Kuran'a uyduk demektir. "Ben açar Kuran'ı okur, amel ederim" diyenler yaya kalırlar. İlla senin uygulaman kadınsan, Hz. Fatıma anamıza benzeyecek. Erkeksen, İmam Ali'ye, İmam Hasan ve İmam Hüseyin'e benzeyecek. Kurtuluşun o zaman mümkün. Nefsine uyarsan, o senin nefsinin dini olur. O senin nefsinin tanrısı olur Kuran'da beyan edilen Rab olmaz, Allah olmaz. Senin düşündüğün, hayal ettiğin rableri üst üste koysan Kuran'da beyan edilen Allah'ı hayali bile mümkün değildir. Bunu böyle bilelim. Ama Ehl-i Beyt'in yaşadığı, yaşattığı inancı yaşarsan vallahi de tam Allah'ın dediğini yaşamış olursun." Kâinat Ehl-i Beyt'le ayakta duruyor"Ehl-i Beyt, Kur'an-ı Kerim'de seçilen, sevilen ve ümmetin sevmekle mükellef olduğu beş kişinin adıdır" diyen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş şöyle konuştu: "Ehl-i Beyt, Allah'ın sevgilisinin mübarek Hamse-i Âli Abâ hadisiyle beyan edilen ailedir. Hz. Fatıma'nın evine Cenabı Peygamber teşrif ediyor, abasının altına evvela şahsı sonra torunlarını, Hz. Ali ve Hz. Fatıma'yı alıyor. Arşa kadar nurdan bir direk dikiliyor. Bu meşhur Hamse-i Âli Abâ'dır. Ümmü Seleme annemiz o abanın altına girip o zümreden, o tayfadan olmak istiyor. Peygamber Efendimiz, "Ya Seleme sen hayır üzeresin" diyerek O'nu abanın altına almıyor. Orada olan beş insan var. Biri başta sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV), iki Hz. Fatımatüz Zehra, üç İmamı Aliyyül Murteza, dört İmam Hasan, beş İmam Hüseyin. Bu beş insan yüzü suyu hürmetine Cenabı Hak (cc) bu kainat kubbesini ayakta tutuyor. Bunu böyle bilesiniz. "  En büyük fedakârlığı İmam Ali yapmıştırİmam Ali'nin hilafetinin ilanından üç ay sonra Cenabı Peygamber Efendimiz'in darı bekaya rıhlet ettiğini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, "Gadir-i Hum gününde sahabenin tamamı İmam Ali'ye gelerek O'na biat etti" dedi. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyledi: "Cenabı Peygamber Efendimiz bir çadır kurduruyor ve İmam Ali'yi oraya gönderiyor. Gadir-i Hum'da kadınlar İmam Ali'ye biat ediyorlar, erkekler biat ediyorlar. Mesela Hz. Ömer İmam Ali'ye gelerek, "Yaşa yaşa Hasan'ın babası tebrik ederim seni" demiştir. Yani Peygamberden sonraki İmam, halife kimdir? İmam Ali'dir. Ama gel gör ki üç ay sonra denklem bozuluyor. Sevgili kardeşlerim bakın İmam Ali ne diyor? "Beni üzen halkın biat etmek için falancının etrafında toplanmasıydı. Elimi çektim, ta ki gözlerimle gördüm bir grup İslam'dan çıkmış, Hz. Muhammed (sav) Efendimizin dinini yok etmek istiyorlar." Yani Allah emretmiş, Peygamber tayin etmiş. Sen eğer ona karşı çıkarsan, Allah'ın dediğine Peygamberin dediğine karşı çıkarsın. Onu anlatıyor. İmam Ali, "Eğer İslam ve ehline yardım etmezsem İslam'ın parçalanıp yok olmasına tanık olmaktan korktum" diyor. Niçin Hz. Ali hilafetini dava etmedi? "İşin üzerine gitsem Müslümanlar paramparça olacaktı. Sabrettim iki günlük dünya kârı için İslam'ı ve Müslümanları böldüremezdim" diyor İmam Ali. İşte sevgili kardeşlerim asıl pehlivan nefsini yenen bu kişidir. Kim? İmam Ali. Haklı olduğu halde fedakârlık yapıyor, niçin? İslam toplumunun dağılıp, yok olmaması için. Hz. Fatıma anamız olay üzerine bakın ne diyor: "Başkasının devesini damgaladınız Sizin malınız olmayan hilafeti gasp ettiniz. Onu sizin olmayan bir çeşmenin başına getirdiniz. Ahdinizden yani Gadir-i Hum Günündeki biatinizden uzun bir zaman geçmemişti. Yazıklar olsun. Hilafeti risalet kökünden, merkezinden, nübüvvet ve delalet temelinden, Ruhu'l-Emin'in yani Cebrail'in indiği evden, din ve dünya işlerinde âlim olanın elinden çıkardılar. Bilin ki, bu büyük ve apaçık bir hüsrandır." Kim söylüyor bunu? Hz. Fatıma anamız."Önde gelen sahabeler İmam Ali'nin tarafındaydıGadir-i Hum'da Cenabı Peygamber Efendimizin İmam Ali'yi hem veli hem de imam olarak tayin etmesine şahit olan ve orada İmam Ali'ye biat eden bazı büyük sahabeler, hayatı boyunca İmam Ali'den ayrılmamışlar ve başka hiçbir halifeye biat etmemişlerdir. Bu sahabeler, Peygamber Efendimizin doruk noktada gösterdiği sahabelerdir. İtirazı olan varsa hodri meydan ben buradayım. İmam Ali'ye tabi olup hiç O'ndan vazgeçmeyen sahabelerden bazıları şunlar: "Selman-i Farisi, Ebu Zer Giffari, Mikdad b. Esved, Ammar b. Yasir, Halid b. Said b. As, Bureyde Eslemi, Ubey b. Kab, Huzeyme b. Sabit, Ebu Heysem b. Teyhan, Sehl b. Huneyf, Osman b. Huneyf, hepinizin tanıdığı ve bildiği Ebu Eyyub el-Ensari, Cabir b. Abdullah el-Ensari, Huzeyfe b. Yeman, Sad b. Ubade, Kays b. Sad, Abdullah b. Abbas, Zeyd b. Erkam." Sevgili kardeşlerim sahabenin bu önde gelen zevatı hayatlarında İmam Ali'den başka hiç kimseye biat etmemiştir. "biz Gadir-i Hum'da İmam Ali'ye biat ettik, ölene kadar da O'nunla beraberiz" dediler ve devam ettiler. Hal böyleyken Şii kimdir? İmam Ali'yi seven ve O'nun tarafından olanlardır. Alevi kimdir? İmam Ali'yi seven ve İmam Ali'nin tarafında olandır. Yani bu salonda olanların hepsi hem Şii'dir, hem de Alevi'dir. Peki, hocam sen nesin? Ben de Sünni Aleviyim?" Köprüye Yavuz adını verip Alevilere nispet yapıyorlarAleviler hakkında çok büyük yanlışlara düşenlerin var olduğunu söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş Alevi vatandaşlarımıza atılan iftiralar konusunda da çarpıcı açıklamalarda bulundu. BTP Genel Başkanı şöyle konuştu: "Şu manzarayı seyredebiliyor musunuz? Mısır'dan Yusuf el Kardavi gibileri Alevilerin aleyhinde fetvalar veriyorlar. Cübbelisi şalvarlısı, onları öldürmenin hiçbir vebali olmadığına, nikâhlılarının alınmasının hiçbir kusuru olmadığına fetva veriyorlar. Sevgili kardeşlerim bu insanlar bakınız şu anda nereye geldiler biliyor musunuz? Biz bu programlarda ısrar edince "Alevileri öldürmek caizdir" diyenler "biz de Haydar Hoca gibi Aleviyiz" diyorlar. Biz zamanlar partisinin koridorunda Alevi sözcüğü duymak istemediğini söyleyen adamlar şimdi "ben seyyid oldum" diyor. Dahası var. Alevi kardeşlerimiz diyor ki, "biz cemevinde ibadet ediyoruz, zikrediyor, ilahi ve kaside okuyoruz." Yok, olmaz burası ibadethane olmaz diyorlar. Ondan sonra bir köprü yapıyorlar, adına Yavuz diyorlar. Yavuz kim? Anadolu'da maalesef Müslümanları katleden, Alevileri katleden bir insan. Onun adını köprüye veriyor. Kime nispet için? Alevi kardeşlerimize nispet olsun diye. Sayın Başbakan da diyor ki, "Eğer Ali'yi sevmek Alevilikse ben de Alevi oldum." Havanı alırsın sen. Bu batıl görüşlerin verdikleri hükümlerle dünya kana bulandı. Bugün Irak'ta, Suriye'de, Libya'da işlenen cinayetlerden dolayı yeminle konuşuyorum haşir sabahına kadar Allah bunların belasını verecek. Bu kadar büyük vebal olabilir mi?"Mü'mini öldürmek kâfir işidirMüslüman'ın Müslüman'ı öldürmesini yasaklayan ayetlerden örnekler veren Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyledi: "Şimdi beni iyi dinleyin. "Kim bir mümini kasten öldürürse onun cezası içinde ebediyen kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır." Nisa suresi, 92'inci ayet. Bir Müslüman'ı öldürme yetkisini sen kimden alıyorsun? Bir tane senin gibi adamdan alıyorsun. Başka bir ayette "Kim bir cana kıymamış, ya da yeryüzünde bozgunculuk yapmamış bir canı öldürürse sanki bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de onu yaşatırsa bütün insanları yaşatmış olur" buyruluyor. Başka bir ayette, "Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velileridir" buyruluyor. Yani Müslümanlar birbirinin hamisidir, birbirini korumaya mecburdur. "İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar işte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği kimseler bunlardır." Yani beni koruyan, seni koruyan Allah'ın rahmet edeceği insan budur. Ali İmran suresi 28'inci ayette Allah, "Müminler müminleri bırakıp kâfirleri dost edinmesinler. Kim bunu yaparsa artık onun Allah ile hiçbir bağı kalmamıştır" buyurmaktadır. Sen Müslüman'ı terk eden adamla beraber olursan namluyu da Müslüman'a çevirmiş olursun. Bundan büyük bela olmaz arkadaşlar. En büyük bela budur. Bir hadiste Allah'ın sevgilisi, "Müslüman Müslüman'ın kardeşidir. Ona zulmetmez, ona hıyanet etmez, ona yalan söylemez, onu düşmana teslim etmez. Onu yardımsız bırakmaz. Müslüman'ın diğer Müslüman'a ırzı, malı ve canı haramdır" buyuruyor. Peygamberimiz veda haccında Arafat hutbesi irad ederken şöyle buyuruyor: "Şüphesiz sizin kanlarınız ve mallarınız bu gününüzün, bu ayınızın ve bu beldenizin haram olduğu gibi birbirinize haramdır." Yani her Müslüman'ın Müslüman'a canı haramdır, malı haramdır, namusu haramdır. Onu Müslüman korumakla mükelleftir. Daha çok hadisler var arkadaşlar. Bir hadiste şöyle buyruluyor: "Kim 'La ilahe illallah Muhammedun Resulullah' derse artık onların kanları ve malları haram olur. Onların kanları Allah'ın emanı altındadır." Allah'ın koruması altında olmasına rağmen eğer sen bunun canına, malına vesair değerlerine tecavüz edersen sen Allah'ın hududuna, hukukuna aykırı hareket etmiş olur, katil olursun. "Mümini öldürmek kâfir işidir, mümine sövmek fasıkların işidir. Bir müminin kardeşini üç günden fazla konuşmayarak terk etmesi de helal değildir." Şimdi İslam böyle bir hukuk geliştirmişken kalkıp da Müslümanların arasını açanlar çeşitli bahanelerle canına, malına, namusuna, iffetine, izzetine, haysiyetine kastedenlerin İslam'la, Müslümanlarla ve Allah'a kullukla zerre kadar alakası yoktur." İmam Gazali: Halifelik Hz. Ali'nin hakkıydıKonuşmasında İmam Azam Ebu Hanife'nin Ehl-i beyt konusundaki görüşlerine de yer veren Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyledi: "Bizim mezhebimiz Hanefi mezhebinin imamı İmamı Azam, "Şamlılar bizi sevmiyor. Çünkü biz, 'ancak Ali'nin askerleri arasına katılırız' diyoruz. Ehl-i hadis diye bilinenler bizi sevmiyor. Zira, biz Ehl-i Beyt'i seviyoruz. Ehl-i Beyt'e gönülden bağlıyız. Hilafetin Hz. Ali'nin hakkı olduğuna inanıyor ve savunuyoruz." (Menakıb-u Ebu Hanife, s. 275). Büyük zatların bu konuda beyanı var ama İmamı Gazali'yle bu hususu kapatmak istiyorum. Çünkü İmamı Gazali Sünnidir ve kalkıp buna da itiraz edecek halleri yoktur. Bakınız İmam Gazali hilafetle ilgili ne buyuruyor? "Fakat hilafet hususunda delil bütün açıklığı ile ortaya çıktı. Ve konu aydınlandı. Müslümanların tamamına yakını Gadir-i Hum Hutbesindeki hadisin metninde şeksiz şüphesiz tam icma ve ittifak ettiler. Orada Resulullah şöyle buyuruyor: Ben kimin idarecisi isem, Ali de onun idarecisi ve velisidir." (İmam Gazali, Sırru'l-Alemeyn ve Keşf-i ma fi'd-Dareyn, s. 16-18). "? Dolayısıyla, icmaya ve icma ile sabit naslara aykırı olarak teviller üretmek bâtıldır. Eğer onun hilafetini kurtarmak için icma hâsıl olmuştu derseniz, şüphesiz bu da doğru değildir. Çünkü onun hilafetinde icma yoktur. Nasıl olsun ki? Hz. Abbas ve evlatları, Hz. Ali ve zevcesi Hz. Fatıma ve evlatlarının hiç birisi biat halkasında bulunmadılar. Dahası, Sakife'de bulunanların bile birçoğu muhalefet ederek oradan ayrıldılar." İmam Gazali, Sırru'l-Alemeyn ve Keşf-i ma fi'd-Dareyn adlı eserinde bu dediklerimizi ifade ederek imametin İmamı Ali'nin hakkı olduğunu beyan ediyor." 
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü

Irak yönetimi PKK'yı 'yasaklı örgüt' ilan etti, Türkiye 'terör örgütü' ilan edilmesini istiyor

Milli Savunma Bakanlığı(MSB), PKK terör örgütünün Irak tarafından 'yasaklı örgüt' ilan edilmesi yönünde alınan kararı memnuniyetle karşıladıklarını, bu yöndeki tasavvurun terör örgütü ilanına doğru evrilmesini beklediklerini açıkladı.
25.04.2024 12:23:00
İhlas Haber Ajansı
Irak yönetimi PKK'yı 'yasaklı örgüt' ilan etti, Türkiye 'terör örgütü' ilan edilmesini istiyor
Irak yönetimi PKK'yı 'yasaklı örgüt' ilan etti, Türkiye 'terör örgütü' ilan edilmesini istiyor
Milli Savunma Bakanlığı tarafından basın bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Bakanlıkta gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Milli Savunma Bakanlığı Basın Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, Millî Savunma Bakanlığı olarak düzenlenen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Gazi Meclisin açılışının 104'üncü yıl dönümü kapsamında gerçekleşen etkinlikler hakkında bilgi verdi.


Aktürk, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'in şehit ve gazilerin kıymetli çocukları ile 'Vatan Marşı'nı seslendiren TRT Çocuk Korosuyla Bakanlıkta bir araya geldiğini, komuta kademesi ile birlikte Ankara Ulus'taki Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisinde düzenlenen törene ve Meclis'teki özel oturum ile resepsiyona katıldığını hatırlattı. Aktürk, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve TBMM açılışının 104'üncü yıl dönümü kapsamında 23 Deniz Kuvvetler tarafından 23 gemi ile 23 liman ziyareti gerçekleştirildiğini, Çanakkale'de SOLOTÜRK, Antalya'da Türk Yıldızları Akrobasi Timi gösterisinin yanı sıra Düzce'de 3 uçak ile muharip uçak geçişi yapıldığını belirtti. Aktürk, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Gazi Meclisin açılışının 104'üncü yıl dönümünü bir kez daha kutladı. Aktürk, Çanakkale Kara Muharebeleri'nin 109'uncu yıl dönümünde Ebedî Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Çanakkale'yi geçilmez kılan kahramanlar ile tüm şehit ve gazileri rahmet, minnet ve saygıyla anarken Çanakkale Kara Muharebeleri'nin yıl dönümü ve 57'nci Alay Vefa Yürüyüşü Etkinliği kapsamında, 24-25 Nisan'da SOLOTÜRK tarafından Çanakkale'de (Şehitler Abidesi) gösteri uçuşları icra edildiğini vurguladı.

Terörle mücadele harekâtı

Türk Silahlı Kuvvetlerinin, terörle mücadelesini; sahanın gerekliliğine uygun, alışılmadık ve öngörülemez düzeyde, artan bir etki ve yoğun bir baskıyla sürdürdüğünün altını çizen Aktürk, 'Bu kapsamda Irak ve Suriye'nin kuzeyi dâhil; Son bir haftada 54, 1 Ocak 2024'ten bugüne kadar ise 360'ı Irak'ın, 442'si Suriye'nin kuzeyinde olmak üzere 802 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Kararlı operasyonlarımız sonucu Irak'ın kuzeyindeki barınma alanlarından kaçan 2 PKK'lı terörist daha 21 Nisan'da Habur'daki Hudut Karakolumuza teslim olmuştur' ifadelerini kullandı.

Hudut güvenliği

Aktürk, birliklerin imkân ve kabiliyetlerinin sürekli olarak geliştirildiği, dünya standartlarında ve teknoloji yoğunluklu sistemlerle korunan hudutlarda son bir haftada yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 6'sı terör örgütü mensubu olmak üzere 284 şahıs yakalanmış, 2 bin 291 şahıs ise hududu geçemeden engellendiğini böylelikle, 01 Ocak'tan bugüne kadar hudutlardan yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakalananların sayısı 2 bin 769'a, hududu geçemeden engellenen kişi sayısı da 48 bin 596'ya yükseldiğini açıkladı.
Aktürk, Milli Savunma Bakanı Güler'in 22 Nisan'da Sayın Cumhurbaşkanımızın Irak ziyaretine refakat ettiğini, 24 Nisan'da Vietnam Savunma Sanayi Başkanı'nı kabul ettiğini, aynı gün Avustralya Savunma Bakanı ile Gelibolu/Çanakkale'de savunma ve güvenlik konularının ele alındığı bir görüşme yaptığını belirtti.

Aktürk, Milli Savunma Bakanı Güler'in dün ve bugün de resmî ziyaret kapsamında bulunduğu Romanya'da mevkidaşıyla ikili ve askerî ilişkiler başta olmak üzere NATO ve bölgesel güvenlik konularında görüşmeler gerçekleştireceğini ifade etti.

Aktürk, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak'ın 18-19 Nisan'da Pakistan'a resmî ziyaret gerçekleştirdiğini ikili ve heyetler arası görüşmeler gerçekleştirerek Savunma Bakanı tarafından kabul edildiğini ve iki ülke ilişkileri ile silahlı kuvvetler arasındaki iş birliğine sağladığı katkılardan dolayı Pakistan Cumhurbaşkanı tarafından kendisine 'Pakistan İmtiyaz Nişanı' tevdi edildiğini vurguladı.

Bölgesel ve küresel barış ve istikrara katkılar, ikili ilişkiler

Türk Silahlı Kuvvetler; ikili ilişkiler ve uluslararası misyonlar çerçevesinde birçok coğrafyada başarıyla görev yapmakta; bölgesel ve küresel barış ve istikrara önemli katkılar sunduğunu ifade eden Aktürk, 'Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gerçekleştirilen Irak ziyaretinde; 'Askerî Eğitim İş Birliği Mutabakat Muhtırası' ve 'Askerî Sağlık Alanında Eğitim ve İş Birliği Protokolü' imzalanmıştır. Anlaşmaların imzalanmasıyla askerî eğitim iş birliği faaliyet alanlarının genişleyeceğini ve askerî ilişkilerimizin daha ileri seviyeye taşınacağını değerlendiriyoruz. Ayrıca, ziyaret esnasında akdedilen 'Stratejik Çerçeve Hakkında Mutabakat Zaptı' ile ülkelerimizin, kalıcı hâle gelecek iş birliği vesilesiyle terörle mücadele konusunda daha sağlam zeminde ilerlemesini amaçlıyoruz. PKK terör örgütünün Irak tarafından 'yasaklı örgüt' ilan edilmesi yönünde alınan kararı memnuniyetle karşılıyor, bu yöndeki tasavvurun 'terör örgütü' ilanına doğru evrilmesini bekliyoruz' ifadelerini kullandı.

Türkiye ile Yunanistan heyetleri arasında Güven Artırıcı Önlemler Toplantısı

22 Nisan'da Atina'da gerçekleştirildiğini ifade eden Aktürk, 'Olumlu bir havada geçen toplantıda; 2024 yılı boyunca daha önce mutabık kalınan Güven Artırıcı Önlemler ile 2025 yılı uygulama planında yer alacak faaliyetler ele alınmış, bir sonraki toplantının Türkiye'de icra edilmesi konusunda karara varılmıştır' dedi.

İsrail'in Gazze'ye yönelik başlattığı saldırılar karşısında Türkiye'nin önceliğinin saldırıların durdurulması ve bölgesel barış adına kalıcı ateşkesin bir an önce tesis edilmesi olduğunun vurgulayan Aktürk, 'Masum Filistinlilerin özellikle çocukların öldürülmesinin ve yerlerinden edilmesinin hiçbir bahanesi olamaz. Hem bölge ülkeleri hem de uluslararası toplum yaşanan bu vahşet karşısında seslerini yükseltmeli, bu haksızlık ve hukuksuzluğun tüm dünyaya da yansıyabileceğini unutmamalıdır' şeklinde konuştu.

Aktürk, sözde Ermeni soykırımı olarak çarpıtılan olaylarda Ermeniler tarafından katledilen savunmasız ve masum Türkleri bir kez daha rahmetle andıklarının altını çizdi.

Eğitim-tatbikat faaliyetleri / uluslararası görevler

Türk Silahlı Kuvvetlerinin, hâlihazırda yürüttüğü tüm operasyonları ve görevleri ile eş zamanlı olarak eğitim ve tatbikat faaliyetlerini de aralıksız sürdürdüğünü aktaran Aktürk, 'Bu kapsamda; Fransa'da Mayın Harekâtına yönelik düzenlenen OLIVES NOIRES-2024 ile Romanya ev sahipliğinde Batı Karadeniz'de Temel Deniz Harekâtına yönelik icra edilen SEA SHIELD-2024 tatbikatlarına katılım sağlanmıştır. Birleşik Arap Emirlikleri'nde DESERT FLAG-9/2024, Estonya'da LOCKED SHİELDS (Kilitli Kalkan) -24, Cezayir'de Tehlike Altındaki Yolcu Gemisine Yardım-2024, Aksaz/Muğla'da KURTARAN-2024 tatbikatları ile, Millî Anadolu Kartalı Eğitimi icra edilmektedir. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin planlı en büyük tatbikatlarından olan EFES-2024'ün Bilgisayar Destekli Komuta Yeri Safhası bugün (25 Nisan) başlamış olup 08 Mayıs'a kadar devam edecektir. Söz konusu tatbikatın Fiilî Atışlı Safhası ise 09-30 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecektir. Şu ana kadar 49 ülkeden bin 567 personelin katılacağı bildirilen tatbikat son yılların en geniş katılımlı EFES tatbikatı olacaktır. 26 Nisan-10 Mayıs tarihleri arasında NATO'nun Artırılmış Teyakkuz Faaliyetleri kapsamında Arnavutluk'ta NEPTUNE STRIKE 24.1 faaliyeti ile 29 Nisan-10 Mayıs tarihleri arasında ise Mayın Harekâtına yönelik eğitimler kapsamında İspanya'da SPANISH MINEX-2024 tatbikatları icra edilecektir. NEPTUNE STRIKE faaliyetinin 26-30 Nisan arasındaki bölümüne TCG Anadolu'nun liderliğinde Anadolu Görev Grubu ile ilk defa katılım sağlanacaktır. İspanya Deniz Kuvvetlerine ait BLAS DE LEZO gemisi İzmir'e, JUAN CARLOS gemisi İstanbul'a, Bangladeş Deniz Kuvvetlerine ait SANGRAM gemisi Mersin'e, Almanya Deniz Kuvvetlerine ait GROMITZ gemisi de Aksaz'a liman ziyareti gerçekleştirmiştir' şeklinde konuştu.

Aktürk, Türkiye-Japonya arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisinin 100'üncü, ERTUĞRUL fırkateyninin Japonya seyrinin 134'üncü yıl dönümü kapsamında, 20 ülke 24 liman ziyareti gerçekleştirecek olan TCG KINALIADA korvetinin, Cidde ve Cibuti'nin ardından 23 Nisan'da Mogadişu/Somali'ye ulaştığını belirtti.

Somali'de liman ziyareti yapan TCG KINALIADA korvetinin, Somali Cumhurbaşkanı tarafından ziyaret edildiğini bildiren Aktürk, Gemimizi bizzat ziyaret ederek onurlandıran Somali Cumhurbaşkanı, konuşmasında iki ülke arasındaki dostluk, kardeşlik ve stratejik ortaklığa vurgu yapmıştır. Bu vesileyle Somali'de güvenlik ve istikrarın sağlanmasına yönelik eğitim, danışmanlık ve destek faaliyetlerimizin artarak devam edeceğini bir kez daha vurguluyoruz. KINALIADA korvetimiz bugün bir sonraki liman olan Maldivler'e doğru seyre başlayacak ve Japonya'ya intikaline devam edecektir' açıklamalarında bulundu.

Aktürk, NATO Müşterek Hava ve Deniz Komutanlıkları iş birliği kapsamında; Muharebe Görev Kuvveti tarafından 22 Nisan'da Doğu Akdeniz'de icra edilen Hava Savunma Eğitimine 4 adet F-16 uçağımız ile katılım sağlandığını dile getirdi.

Aktürk, Yarın Çanakkale 18 Mart Üniversitesinde SOLOTÜRK pilotlarının, 27 Nisan'da ise Yeşilköy/İstanbul'da bulunan Hava Kuvvetleri Müzesinde Türk Yıldızlarının söyleşi ve imza etkinlikleri yapılacağını söz konusu etkinliklere tüm halkın davetli olduğunu söyledi.

Savunma Sanayi, envantere giren yeni silah sistemleri

Aktürk, Cumhurbaşkanı Erdoğan, liderliğinde geliştirilen yerli, millî ve modern teknolojiyi haiz savunma sanayisi ürünleri ile Türk Silahlı Kuvvetlerimizin etkinlik ve caydırıcılığı daha da arttırdığını kaydetti. Aktürk, Kara Kuvvetleri Komutanlığınca muhtelif miktarda Taşınabilir Elektronik Taarruz Sisteminin (MİLKAR) muayene ve kabul faaliyeti tamamlandığını açıkladı.

Öğrenci ve personel temini faaliyetleri

Personel ve askerî öğrenci alım/temin faaliyetlerinin de planlandığı şekilde devam ettiğini belirten Aktürk, '03 Nisan'da başlayan '2024 Yılı Millî Savunma Üniversitesi Harp Okulları ve Astsubay Meslek Yüksekokulları Askerî Öğrenci Aday Tercih İşlemleri' 10 Mayıs'a kadar, 24 Nisan'da başlayan '2024 yılı Millî Savunma Bakanlığına Açıktan İşçi Temini' başvuruları ise 29 Nisan'a kadar devam edecektir. Sonuç olarak dünyanın en güçlü ordularından biri olan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, asil milletimizin sevgisi ve güveninden aldığı ilhamla üstlenmiş olduğu tüm görevleri başarıyla yerine getirmeye, başta yakın coğrafyamız olmak üzere küresel güvenlik, barış ve istikrarın tesisine yönelik faaliyetlerine artan bir gayretle devam edecektir' şeklinde konuştu.

Çorlu tren kazası duruşması başladı

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının duruşması başladı.
25.04.2024 10:49:00
İhlas Haber Ajansı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 2018'de 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin davanın duruşması başladı.

Kazada hayatını kaybeden vatandaşların yakınları şehirde yürüyüş yaparak duruşmanın görüleceği Çorlu Halk Eğitim Merkezindeki mahkeme salonuna giriş yaptı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'de duruşmayı takip ediyor.

Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı

Yargıtay’ın bozma kararı sonrası tekrar görülen terör örgütü DEAŞ’ın Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015’te düzenlediği ve 101 kişinin öldüğü saldırıyla ilgili 10’u tutuklu 26 sanığın yargılandığı davada esas hakkındaki mütalaa açıklandı.
25.04.2024 09:41:00
İhlas Haber Ajansı
Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı
Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, taraf avukatları salonda hazır bulundu.

Avukatlar, kovuşturmanın genişletilmesini ve terör saldırısından önce ihmali bulunan kamu görevlileri hakkındaki belgelerin mahkemece değerlendirilmesini talep etti.

Beyanların ardından esas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı, sanık Erman Ekici'nin "anayasal düzeni ihlal" suçundan 1, "101 kişiyi kasten öldürme" suçundan da 101 kez olmak üzere toplam 102 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti.

Ekici'nin 379 kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs suçundan da 6 bin 822 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep eden savcı, diğer sanıklar Abdülmubtalip Demir, Talha Güneş, Metin Akaltın, Yakub Şahin, Hakan Şahin, Halil İbrahim Alçay, Resul Demir, Hacı Ali Durmaz ve Hüseyin Tunç için de "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis talebinde bulundu.

Söz alan sanık Ekici, savunmasını hazırlamak için süre talep etti.

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına hükmederek, duruşmayı 26 Haziran'a erteledi.

Grip vakaları arttı, servisler doldu

Trabzon'da havaların son günlerde bir sıcak bir serin seyretmesi ile birlikte gribal enfeksiyonların artış gösterdiği ve geçtiğimiz yıl Eylül ayından beri aktif olan grip salgının sürdüğü belirtildi.
25.04.2024 09:12:00
İhlas Haber Ajansı
Grip vakaları arttı, servisler doldu
Grip vakaları arttı, servisler doldu
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, 'Influenza salgını bir türlü bitmedi; Eylül ayında başlayan salgın halen devam etmekte' dedi.

Bugünlerde havaların değişkenlik göstermesi ile enfeksiyonların da arttırdığını kaydeden Yılmaz, 'Hava değişimleri zamanı enfeksiyonların en yoğun olduğu zamanlardır. Şu anda hava değişimi zamanı olduğu için enfeksiyon hastalıkları servisinde yer bulamıyoruz. Bu değişim ile birlikte her türlü enfeksiyon karşımıza çıkıyor. Influenza salgını bir türlü bitmedi; Eylül ayında başlayan salgın halen devam etmekte. Yazın inşallah olmayacağını düşünüyoruz. Koronavirüs kışın da vardı ancak Influenza'nın altında kaldı. Influenza daha ön planda karşımıza çıktı. Koronavirüs'ü yine göreceğiz ancak daha az karşılaşacağız diye düşünüyorum. Hijyen kurallarına uyulması gerekiyor, hasta olan kişi ile temasta bulunmamak gerekiyor, hasta olan kişinin maske kullanması gerekiyor. Artık dünya çok küçüldü seyahatlerin kolaylaşması ile birlikte. Hemen her yerde insan olabiliyor. Türkiye'den Çin'e giden de var, Çin'den Türkiye'ye gelenler de. Virüs çok kolaylıkla yayılabiliyor. Dünya genelinde değişik virüsler ile karşı karşıya kalınabiliyor ama toplum içinde belli bir bağışıklık oluştuğu için önceki kadar yayılmıyor, yayılanlar da o seviyede azalıyor ve kayboluyor' diye konuştu.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.