Gelişmekte olan ülkeler çıkmazda
Koronavirüs salgını gelişmekte olan ülkelerde etkisini henüz tam olarak göstermedi. Ancak sağlık sistemi ve mali durumları zayıf ülkeleri zorlu bir dönem bekliyor. Bu ülkeler arasında Türkiye de var.
05.04.2020 20:56:00





Bugün dünyanın gelişmekte olan ekonomilerinin çoğu, genç bir nüfusa sahip ve sistemsel sorunlar yaşıyorlar. Bu iki nedenden dolayı koronavirüs salgınına, daha gelişmiş ekonomilere nazaran, daha güçlü bir bağışıklık gösterebilirler. Ancak iyi haber burada sona eriyor. Kalkınmakta olan ülkeler, insanlığın dörtte birinden fazlasının eve kapanmasına neden olan ve küresel ekonomiyi eşi benzeri görülmemiş bir durgunluğa sürükleyen koronavirüs salgını nedeniyle, derin ve uzun süreli bir resesyon tehlikesiyle karşı karşıya. COVID-19 henüz, hastalığın ortaya çıktığı ve kilit bir sanayi bölgesini kasıp kavurduğu Çin dışında, hiçbir gelişmekte olan ekonomiye tüm gücüyle gelmiş değil. Bu ülkelerin kırılgan mali durumları, sorunlu sağlık altyapıları ve petrol gibi emtialara bağımlı olmaları, onları salgın karşısında Batılı ülkelerden daha zayıf kılıyor.
Londra merkezli borsa şirketi IHS Markit'in baş ekonomisti Nariman Behravesh, "Bu yaşanan kriz, gelişmekte olan ülkeler için küresel finans krizinden birçok açıdan daha kötü" dedi. Behravesh, "Emtia fiyatlarındaki çöküş daha büyük, kalkınmış dünyadaki resesyon daha kötü ve kalkınmakta olan dünyadaki borç seviyesi, faiz oranları çok düşük olduğu için finans krizinden bu yana çok hızlı yükseldi" değerlendirmesini yaptı. Asya, Afrika ve Latin Amerika'daki gelişmekte olan birçok ülke, koronavirüsü kontrol altına almak amacıyla sokağa çıkma yasakları ilan etti. Bu ülkelerin Avrupa ve Kuzey Amerika'daki anahtar pazarları bir nevi yok oldu, yerel ekonomileri durma noktasına geldi, petrol da dahil olmak üzere emtia talepleri azaldı ve para birimlerinin değeri büyük darbe yedi.
Yabancı yatırımcı terk ediyor
Yabancı yatırımcılar, gelişmekte olan pazarların tahvil ve hisselerine sırtlarını dönerek güvenli limanlara yelken açıyor. Uluslararası Finans Enstitüsü verilerine göre, 83 milyar dolardan fazla değere sahip yatırım, aralarında Türkiye, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'nın da bulunduğu 20 gelişmekte olan ekonomiyi Mart ayında terk etti. Bu gelişme karşısında, 2008 krizinden bu yana gözlemlenen sermaye kaçışı cüce kaldı. Sermayenin bu ülkelerden yoğun biçimde çekilmesi, Arjantin, Nijerya ve Angola gibi kırılgan ekonomilerin borçlarını ödeyememe riskini artırdı.
Daha yüksek borçlanma maliyeti, özellikle Güney Afrika ve son yıllarda İstanbul'daki yeni havalimanını finanse etmek için dış borçlanmaya bel bağlayan Türkiye gibi ülkelere zarar verecek. HABER MERKEZİ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.