logo
07 MAYIS 2024

Genç bekçi korona nedeniyle hayatını kaybetti

Esenyurt'ta bulunan özel bir hastanede korona virüs tedavisi gören mahalle bekçisi Osman Kaya, hayatını kaybetti. Kaya'nın babası ise oğlunun ölümünde hastanenin ihmali olduğunu iddia etti. Hastane ise genç bekçinin aşısız olduğunu, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadığını açıkladı
08.11.2021 23:44:00
Genç bekçi korona nedeniyle hayatını kaybetti
Genç bekçi korona nedeniyle hayatını kaybetti
Esenyurt İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli mahalle bekçisi Osman Kaya (31) yaklaşık bir ay önce rahatsızlanınca test yaptırmak için hastaneye gitti. Test sonucunun korona pozitif çıkması üzerine Kaya, Esenyurt'ta bulunan özel bir hastanede tedavi altına alındı. İlerleyen süreçte durumu kötüye giden hasta, yoğun bakıma alındı. Yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayan Kaya, hayatını kaybetti.

'Oğlum buraya sağ geldi, ölü çıkıyor'

Oğlunun hastanede yaşanan ihmallerden dolayı hayatını kaybettiğini söyleyen Mehmet Kaya, 'Oğlumu yaklaşık bir ay önce hastaneye getirdik ve tedavi altına alındı. Bu süreçte doktorlar bana 'durumu gitgide daha iyiye gidiyor' dedi. Tabi böyle söylenince biz de mutlu olduk. İyi olacak diye her gün oğluma üç defa çorba getirdim, ellerimle içirdim. Sonra doktoru 'hastanın tedavisi için yüksek oksijen cihazı kiralamanız gerekli' dedi. O cihaz kullanılmalı denilince ben de doktora 'Sen benden cihaz iste, para iste, araba iste, daire iste ne istersen iste yeter ki oğlum iyi olsun' dedim. Hemen cihazı kiralayıp hastaneye getirdim. Daha sonra tedaviye yüksek solunum cihazı ile devam edildi ve ertesi gün oğlumun yanına gittiğimde bana personeller 'oğlun çorba istemiyor' dedi. O cihaz kullanılmaya başladı diye biraz iştahsız olduğunu söylediler ve daha fazla bilgi vermediler. Daha sonra doktora sordum neden böyle oldu diye. Bana verdiği cevap ise 'Cihaz biraz fazla basınç yapmış, ciğerleri su toplamış' oldu. O günden sonra oğlumun durumu git gide kötüye gitti. Başka bir cihaz ile ciğerlerindeki suyu temizlediler ama hiçbir gelişme olmadı. Yanıma gelen doktorlar 'Hastanın durumu git gide entübeye doğru gidiyor' dediler. Bana ölüm riski yok, durumu iyi, daha da iyi olacak dediler, beni hep bu sözler ile kandırdılar. Benim oğlumu doktorlar öldürdü" ifadelerini kullandı.

"Korona virüs aşısı olmadı"

Genç bekçinin hayatını kaybettiği hastaneden yapılan açıklamada ise "Hastanemizde yaşanan ve medyaya yansıyan; CovidD-19 hastamız O.K.'nin vefatıyla ilgili asılsız iddialar nedeniyle bu açıklamaya gerek görülmüştür: Tüm dünya, günümüzde Covid-19 ile hem maddi hem de manevi olarak ciddi bir şekilde mücadele ediyor. Tıp dünyasının elindeki tek kanıtlanmış, önlenebilir tedavi yöntemi ise şu an için sadece aşıdır. Üzgünüz ki bu mücadelede; aşısız hastamız O.K., Covid-19'a yenik düşmüştür. Hastamız, 07.11.2021 tarihinde, hastanemizin yoğun bakımında vefat etmiştir. Vefat sonrası, hastamız O.K.'nin babası tarafından hastanemizin aleyhinde açıklamalarda bulunulmuştur. Bu açıklamaların, gerçek yaşananlar ile ilgisi bulunmamaktadır" ifadeleri kullanıldı.
Hastanenin genç bekçinin tedavi sürecine ilişkin açıklaması şöyle devam etti:
"Hastamız O.K., Covid-19 pozitif teşhisiyle, hastalığının 10'uncu gününde 112 acil servis vasıtası ile hastanemizin Covid-19 acil servisine, 05.11.2021 tarihinde getirilmiş ve doğrudan yoğun bakıma alınıp, takibi yapılmıştır. Hastamızın, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Covid-19 rehberine göre tüm tedavileri yapılmış, tüm gerekli müdahaleler uygulanmıştır. Yoğun bakımımız, 3'üncü seviye yani tam donanımlı bir yoğun bakım ünitesi olup, bu alanımızda kullanılan ventilatörlerin (solunum cihazı), yüzde 100 oksijen verme kapasitesi mevcuttur. Ancak yapılan açıklamalara cevaben altı çizilmesi gereklidir ki ev tipi kullanılan Hi-flow cihazların böyle bir özelliği bulunmamaktadır. Diğer önemli ve kamuoyunu yanlış bilgilendiren husus ise 'hastamızdan ücret talebi' ile ilgili konudur. Hastamızdan hiçbir ücret talebimiz olmamış ve yakınlarında herhangi bir ödeme alınmamıştır. Bu eksik veya yanlış bir bilgi olup iddialar gerçek dışıdır.
Hastamız O.K'nin yakınlarının belki de kayıplarının acısı ile maksadını aştığını tahmin ettiğimiz talihsiz açıklamaları üzerine, yaptığımız bu yazılı bildiri ile yanlış ifadeleri düzeltmek ve kamuoyunu doğru bilgilendirmek isteriz. Genç bir bekçi arkadaşımızı kaybetmiş olmamız nedeniyle, hem ailesine hem de tüm güvenlik güçlerine baş sağlığı diliyoruz. Hastanemiz ve sağlık çalışanlarımız adına, tüm vatandaşlarımızı aşı olmaya teşvik eder, maske, mesafe tedbirini bir defa daha bu vesileyle sizlere hatırlatmak isteriz".İHA
Şi Cinping ve Macron'dan ortak yazılı açıklama
İki lider, İsrail'in Refah'a saldırısına karşı
Görüşmenin ardından açıklama yapılmadı
Baş başa 45 dakika görüştüler
Bahçeli'den Sinan Ateş davası açıklaması
'Yargılama derhal başlamalı'
CHP'li başkan yeğenini atamıştı
Tepki çeken atamadan vazgeçti
Eylem Tok baskısı yapılan muhabirden genel müdürüne yanıt
'Her şeyden haberiniz vardı'
Mısır'a açılan kapının Filistin tarafı İsrail'in eline geçti
Refah'a kara saldırısı başladı
20 Mayıs'ta başvuru takvimi açılacak
20 bin öğretmen atanacak
Prof. Dr. Osman Bektaş'tan Doğu Karadeniz uyarısı
'3 riskli fay ortasında yer alıyor'
Tarlasını yola çevirenlere kızdı, tabelayı dikti
'Emlakçı geçemez vatandaşa helaldir'
'Tokadımı yersin' diyerek kadının üstüne yürüdü
Taksim'de 'göbeğime vurdun' tartışması
Almanya ve Japonya'da ortak tatbikat kararı
Çin'e gözdağı verecekler
'Kanada'nın Ontario eyaletinde de kaldırılmış'
Yeni müfredatta integral neden yok?
2 yıl tecrübeli hakim ve savcıların yanında görev yapacaklar
Hakim ve savcı yardımcılığı başlıyor
Eşi ve 5 yaşındaki çocuğunu öldürüp intihar etti
Yine aile katliamı
İsrail'e ateşkes çağrısı yaptı
'Aynı adımı atmalarını bekliyoruz'
Şi Cinping ve Macron'dan ortak yazılı açıklama
İki lider, İsrail'in Refah'a saldırısına karşı
Görüşmenin ardından açıklama yapılmadı
Baş başa 45 dakika görüştüler
Bahçeli'den Sinan Ateş davası açıklaması
'Yargılama derhal başlamalı'
CHP'li başkan yeğenini atamıştı
Tepki çeken atamadan vazgeçti
Eylem Tok baskısı yapılan muhabirden genel müdürüne yanıt
'Her şeyden haberiniz vardı'
Mısır'a açılan kapının Filistin tarafı İsrail'in eline geçti
Refah'a kara saldırısı başladı
20 Mayıs'ta başvuru takvimi açılacak
20 bin öğretmen atanacak
Prof. Dr. Osman Bektaş'tan Doğu Karadeniz uyarısı
'3 riskli fay ortasında yer alıyor'
Tarlasını yola çevirenlere kızdı, tabelayı dikti
'Emlakçı geçemez vatandaşa helaldir'
'Tokadımı yersin' diyerek kadının üstüne yürüdü
Taksim'de 'göbeğime vurdun' tartışması
Almanya ve Japonya'da ortak tatbikat kararı
Çin'e gözdağı verecekler
'Kanada'nın Ontario eyaletinde de kaldırılmış'
Yeni müfredatta integral neden yok?
2 yıl tecrübeli hakim ve savcıların yanında görev yapacaklar
Hakim ve savcı yardımcılığı başlıyor
Eşi ve 5 yaşındaki çocuğunu öldürüp intihar etti
Yine aile katliamı
İsrail'e ateşkes çağrısı yaptı
'Aynı adımı atmalarını bekliyoruz'

Kadın cinayetleri küresel bir sorun

Kadın cinayetleri, dünya genelinde ciddi bir insan hakları ihlali olarak kabul edilmekte ve birçok ülkede kadınlar, cinsiyetlerinden kaynaklanan şiddetin kurbanı olmakta
07.05.2024 16:34:00
Önder Yılmaz
Kadın cinayetleri küresel bir sorun
Kadın cinayetleri küresel bir sorun
Kadın cinayetleri, dünya genelinde ciddi bir insan hakları ihlali olarak kabul edilmekte ve birçok ülkede kadınlar, cinsiyetlerinden kaynaklanan şiddetin kurbanı olmakta. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu tarafından yayımlanan 2024 Nisan ayı veri raporuna göre, Türkiye'de 32 kadın öldürüldü ve 13 kadın ölümü şüpheli olarak kaydedildi. Kadın cinayetleri sadece Türkiye'de değil, dünya genelinde de önemli bir sorun. Dünya genelinde kadın cinayetleri oranlarına bakıldığında, Orta Afrika Cumhuriyeti 10.60 ile en yüksek orana sahip durumda. Bu ülkede kadınlar, cinsiyetlerine dayalı şiddetin en yüksek seviyelerine maruz kalıyor.

Türkiye'den kötü durumda olan ülkeler var

2021 yılı verilerine göre Türkiye'de 100.000 kadın başına düşen kadın cinayetleri oranı 1. Bu oran, Türkiye'nin kadın cinayetleri konusunda dünya genelindeki birçok ülkeden daha iyi bir durumda olduğunu gösterse de, her bir cinayetin arkasında yıkılan hayatlar ve aileler olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Dünya Bankası verilerine göre 100.000 kadın başına düşen kadın cinayetleri oranı Jamaika'da 9.3, Günay Afrika'da 9, Meksika'da 6.2, Brezilya'da 3.5, Rusya'da 3.3, Irak'ta 3,  Hindistan'da 2.5, Ukrayna'da 1.9, Kazakistan'da 1.5 ve Azerbaycan'da 1.3 seviyesinde. Kanada, Finlandiya, Kosova ve Lübnan Türkiye'yle aynı orana sahipğ ülkelerden.

Önleme için çabalar sürüyor

Kadın cinayetlerinin önlenmesi ve farkındalığın artırılması için ulusal ve uluslararası düzeyde çeşitli çabalar sürdürülüyor. Türkiye'de ve dünya genelinde kadın hakları savunucuları, hükümetleri ve toplumları, kadına yönelik şiddeti sona erdirmek için daha etkili önlemler almaya çağırmakta. Ancak bu çabaların başarılı olabilmesi için yasaların etkin bir şekilde uygulanması gerekmekiyor. Sonuç olarak, kadın cinayetleri sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın ortak sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Her bir kadın cinayeti, toplumların bu konudaki duyarlılığını ve mücadelesini artırmak için bir çağrı niteliğinde Türkiye'de ve dünya genelinde kadın cinayetlerine karşı verilen mücadele, sadece kadınların değil, tüm insanlığın güvenliği ve refahı için hayati önem taşıyor.

Başıboş köpekler sorunu çözüm bekliyor

Dünya genelinde milyonlarca başıboş köpek, şehirlerde ve kasabalarda yaşıyor ve sık sık istenmeyen olayların çıkmasına sebep oluyor. Türkiye’nin üç büyük şehri İstanbul, Ankara ve İzmir’de toplamda 669 bin başıboş köpek bulunuyor
07.05.2024 16:02:00
Yenal Arman
Başıboş köpekler sorunu çözüm bekliyor
Başıboş köpekler sorunu çözüm bekliyor
Dünya genelinde milyonlarca başıboş köpek, şehirlerde ve kasabalarda yaşıyor ve sık sık istenmeyen olayların çıkmasına sebep oluyor. Türkiye'nin üç büyük şehri İstanbul, Ankara ve İzmir'de toplamda 669 bin başıboş köpek bulunuyor. İzmir'de 450 bin, İstanbul'da 129 bin, Ankara'da ise 90 bin başıboş köpek olduğu ifade ediliyor. Türkiye henüz bu sorunlar nasıl baş edebileceğini netleştirebilmiş değil. Ancak birçok ülke bu sorunu çözmüş durumda. Nu ülkelerden biri de Hollanda. Hollanda, başıboş köpek sorununu çözen ilk ülkelerden biri olarak dikkat çekiyor. Ülke, bu sorunu çeşitli adımlar atarak başarıyla aştı. Öncelikle Hollanda hükümeti, köpek sahiplenme kültürünü teşvik eden ve hayvan haklarına saygıyı artıran bir dizi yasa ve düzenleme hayata geçirdi. Ayrıca, kapsamlı bir kısırlaştırma ve aşılama programı uygulayarak köpek popülasyonunun kontrol altına alınmasını sağladı. Hollanda'da uygulanan kısırlaştırma ve aşılama programları, başıboş köpek sayısının azalmasında önemli rol oynadı. Bu programlar, köpeklerin üremesini kontrol altına alarak sokaklardaki köpek sayısını azalttı. Bunlarla da yetinmeyen Hollanda hükümeti, toplum bilincini artırmak için eğitim programları düzenledi. Vatandaşlar, sorumluluk sahibi evcil hayvan sahipliği ve hayvan hakları konusunda bilgilendirildi.

Türkiye de etkili adımlar atmalı

Türkiye'nin de benzer adımlar atılarak başıboş köpek sorunu yönetilebileğine dikkat çeken uzmanlar, kısırlaştırma ve aşılama programlarının yanı sıra, hayvan haklarına yönelik yasal düzenlemeler ve toplumun bilinçlendirilmesinin önem taşıdığını vurguluyor. Ayrıca, hayvan barınaklarının sayısının artırılması ve bu barınaklarda köpeklerin sağlık ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi gerekiyor. Sonuç olarak, başıboş köpek sorununun çözümü, devlet, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların iş birliği ile mümkün. Hollanda'nın başarılı örnekleri, Türkiye için de yol gösterici olabilir.

Prof. Dr. Osman Bektaş: Doğu Karadeniz 3 riskli fay ortasında yer alıyor

Doğu Karadeniz Bölgesi'nde dolgu ve heyelanlı alanlarındaki yapılaşma deprem riskini büyütüyor. Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, bölgenin 3 tane fay arasında bulunduğuna dikkat çekerek yerel yöneticilerinin deprem algısını benimsemeleri gerektiğini söyledi.
07.05.2024 09:34:00
İhlas Haber Ajansı
Prof. Dr. Osman Bektaş: Doğu Karadeniz 3 riskli fay ortasında yer alıyor
Prof. Dr. Osman Bektaş: Doğu Karadeniz 3 riskli fay ortasında yer alıyor
Doğu Karadeniz Bölgesi'nin dik ve engebeli arazi yapısı tehlikeli yapılaşmayı beraberinde getirdi. Son yıllarda dolgu ve heyelanlı alanlarda yükselen yüksek katlı binalar deprem riskini arttırdı. 3 riskli fay ortasında bulunan Doğu Karadeniz Bölgesi'nde uzmanlar özellikle dolgu ve heyelanlı alanlara yapılan yüksek katlı binalara karşı uyarılarda bulundu.

Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Trabzon'daki yapı stokunun depreme dayanıklı olmadığını belirterek 'Yerel yöneticilerin Doğu Karadeniz'in deprem tehlikesini kabullenmesi gerekir. Maalesef yıllardan beri burada deprem olmaz buranın deprem tehlikesi yoktur diye Doğu Karadeniz'in yapı stoku maalesef depreme dayanıklı değildir.

Yani hem şu andaki yapı stokumuz depreme dayanıklı değil hem şehirleşme, heyelan sahaları üzerinde, yamaçlarda veya kumsal alanda yapılaşmalar mevcut. Kumsaldaki bir apartman üç depremi hissetti. Şimdi bu durumda burada deprem tehlikesi yok demek mümkün mü' Mümkün değil. Yani her şeyden önce yöneticilerin bu deprem algısını benimsemeleri lazım. Halkın daha duyarlı olması lazım. Toplum ve yöneticiler ile el birliği verirsek bu gelecek kuşağı daha sağlıklı, daha güvenli bir yaşam ortamı bırakmış oluruz' dedi.

Trabzon'da Yomra, Beşirli ve Akyazı'da riskli yapıların olduğuna dikkat çeken Bektaş, 'Deprem açısından eğer değerlendirecek olursak en riskli yerlerden bir tanesi Yomra'da Şana mevkii. Kumsal alan üzerindeki binalar veya dere yatağındaki büyük binalar. Ayrıca Beşirli ve Akyazı mahallelerinde heyelan sahaları üzerinde dikilmiş çok katlı binalar. Bunlar her an sallanıyor. 10 kilometre açıkta kuzeyimizde Karadeniz fayı var. Deprem kaynağı. Güneyimizde 100 kilometre uzaklıkta Kuzey Anadolu fayı var. Türkiye'nin en büyük fayı. Doğumuzda Kuzeydoğu Anadolu fayı var. Bu üç tane deprem kaynağı arasında ben kumsalın üzerindeyim ve her depremi de hissediyorum. O zaman deprem tehlikesi yok demek ne kadar doğrudur'' ifadelerini kullandı.

8 ildeki DEAŞ operasyonunda 11 şüpheli tutuklandı

Mersin merkezli 8 ilde jandarma ekipleri tarafından düzenlenen DEAŞ operasyonunda yakalanan 15 şüpheliden 11'i tutuklandı, 2'sine ise ev hapsi verildi.
07.05.2024 08:09:00
İhlas Haber Ajansı
8 ildeki DEAŞ operasyonunda 11 şüpheli tutuklandı
8 ildeki DEAŞ operasyonunda 11 şüpheli tutuklandı
Alınan bilgiye göre, İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, terör örgütü DEAŞ'ın faaliyetlerinin deşifre edilmesi ve engellenmesine yönelik çalışma yaptı. Ekiplerin çalışmasında terör örgütüne finansman sağlayan 15 şüpheli tespit edildi.

Tespit edilen şüphelilerin yakalanması için Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde Mersin merkezli Adana, Ankara, Diyarbakır, İstanbul, Osmaniye, Yozgat ve Erzurum eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonda 15 şüpheli de yakalandı.

Adreslerde yapılan aramada 1 adet tabanca, 2 adet kurusıkı tabanca, 795 adet tabanca fişeği ve 9 adet yasaklı yayın ile çok sayıda materyale ve doküman ele geçirildi.

Jandarmadaki işlemleri tamamlanan 15 şüpheli adliyeye sevk edildi.

Şüphelilerden 11'i tutuklanarak cezaevine gönderildi, 2'sine ise ev hapsi verildi.

Diğer 2 şüpheli de şahıs adli kontrol şartı ile serbest kaldı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.