Afrika da bu insan haklarını tersinden uyguluyor
Kamboçya'da Pol Pot önderliğindeki Kızıl Kimer çeteleri nüfusun hemen hemen yarısını katlettiler. 17 Nisan 1975 - 1979 arasında 3 milyon kadar insan kıyıma uğramıştı. 1991'de Ruanda'da Hutular ülke nüfusunun yarısı (800.000) kadarını Tutsi ile ılımlı Hutular katledildi.
İsrail'in insan hakları anlayışı
İsrail kuruluşundan beri etrafında huzur bulamadı. Devamlı olarak etrafıyla savaş halinde görülmektedir. Ne kendinde ne de komşularında barış söz konusu olmamaktadır. Sıcak savaşlar birkaç kez yapıldı. Her seferinde ABD'nin sonsuz yardımlarıyla İsrail üstün çıktı. Şu anda ise artık kendi rızasıyla ve anlaşmasıyla kurulan Filistin devletine habire saldırmaktadır. İstedikleri binaları bombalamakta ve yerle bir etmektedir. Yüzlerce masum insan hayatını kaybetmektedir. Dehşete uğramış halk ise çaresiz sadece kıvranıp durmaktadır.
Diğer taraftan çatışmalarda aktif olarak katılamayan halk arasından fedailer çıkmakta ve örgütlenmektedir. Onlar da canlı bombalar şeklinde buna ara sıra cevap vermeye çalışmaktadırlar. Böylece iki tarafta birbirini suçlamaktadır. Eğer canlı bombalar terör sayılıyorsa İsrail'in yaptıkları acaba ne sayılır? Onların da yaptıkları devlet terörü değil mi? Bu durumlar tam bir soy kırımına uygun değil mi? Birbirilerinin köklerini kazımaya yönelik bu hareketleri ne zaman duracak? Daha ne kadar insanın ölmesi gerekecek? Bunları kim durduracak? Bu akan kanların sorumlusu kim olacak? BM'nin sesi neden çıkmıyor? (Neden çıkamıyor!) Hani anlaşmalar , hani uluslararası uygulamalar, Onlara ne oldu? Demek ki cezalar sadece güçsüzlere uygulanabilmektedir!
Dünyanın diğer bögelerindeki durumlar
Rusya'nın Çeçenistan'da yaptıklarına ve kıta Çin'in Doğu Türkistan'daki soykırımlarına ise ABD ses çıkarmamaktadır. Çünkü ölenler zaten müslüman, öldürenler ise büyük güçlerdir. Ama ABD sadece ses çıkarmamakla kalmamıştır. "Bu katliamlar onların içişleridir" demekte ve hatta bağımsızlık savaşlarını terörist ilan etmektedir!
Kamboçya'da Pol Pot önderliğindeki Kızıl Kimer çeteleri nüfusun hemen hemen yarısını katlettiler. 17 Nisan 1975 - 1979 arasında 3 milyon kadar insan kıyıma uğramıştı. 1991'de Ruanda'da Hutular ülke nüfusunun yarısı (800.000) kadarını Tutsi ile ılımlı Hutular katledildi.
İsrail'in insan hakları anlayışı
İsrail kuruluşundan beri etrafında huzur bulamadı. Devamlı olarak etrafıyla savaş halinde görülmektedir. Ne kendinde ne de komşularında barış söz konusu olmamaktadır. Sıcak savaşlar birkaç kez yapıldı. Her seferinde ABD'nin sonsuz yardımlarıyla İsrail üstün çıktı. Şu anda ise artık kendi rızasıyla ve anlaşmasıyla kurulan Filistin devletine habire saldırmaktadır. İstedikleri binaları bombalamakta ve yerle bir etmektedir. Yüzlerce masum insan hayatını kaybetmektedir. Dehşete uğramış halk ise çaresiz sadece kıvranıp durmaktadır.
Diğer taraftan çatışmalarda aktif olarak katılamayan halk arasından fedailer çıkmakta ve örgütlenmektedir. Onlar da canlı bombalar şeklinde buna ara sıra cevap vermeye çalışmaktadırlar. Böylece iki tarafta birbirini suçlamaktadır. Eğer canlı bombalar terör sayılıyorsa İsrail'in yaptıkları acaba ne sayılır? Onların da yaptıkları devlet terörü değil mi? Bu durumlar tam bir soy kırımına uygun değil mi? Birbirilerinin köklerini kazımaya yönelik bu hareketleri ne zaman duracak? Daha ne kadar insanın ölmesi gerekecek? Bunları kim durduracak? Bu akan kanların sorumlusu kim olacak? BM'nin sesi neden çıkmıyor? (Neden çıkamıyor!) Hani anlaşmalar , hani uluslararası uygulamalar, Onlara ne oldu? Demek ki cezalar sadece güçsüzlere uygulanabilmektedir!
Dünyanın diğer bögelerindeki durumlar
Rusya'nın Çeçenistan'da yaptıklarına ve kıta Çin'in Doğu Türkistan'daki soykırımlarına ise ABD ses çıkarmamaktadır. Çünkü ölenler zaten müslüman, öldürenler ise büyük güçlerdir. Ama ABD sadece ses çıkarmamakla kalmamıştır. "Bu katliamlar onların içişleridir" demekte ve hatta bağımsızlık savaşlarını terörist ilan etmektedir!
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006