Gezi Parkı vesilesiyle açığa çıkan sosyal patlama üzerine; başta, sokağa çıkıp demokratik hakkını kullanan vatandaşlar olmak üzere, akl-ı selim sahibi herkes şu noktada buluştu: “Bu bir çevre eylemi değildir. Gezi Parkı bir kıvılcım görevi görmüştür. Hükümetin yanlış politikaları nedeniyle ülkenin geldiği endişe verici nokta, milli kaygıları olan insanları ‘artık yeter’ demeye sevk etmiştir. Bu gidişle geleceğinin kararacağını düşünen millet hükümeti istifaya çağırmaktadır.”İşin özeti bu aslında.Söyledik, yazdık ama bir daha yazalım; bu bir çevre eylemi olsaydı, Taksim’de patlak veren hadiseler aynı gün Türkiye’nin her yerine yayılmazdı. Bu resmen millî bir reflekstir. Yok efendim orada marjinal gruplar varmış, provokatörler varmış saptırmalarıyla bu gerçek asla gizlenemez, gizlenemedi de zaten.Şimdi, gelelim sadede…Bu gerçek apaçık ortadayken Hükümet cenahı ne yaptı? Ne yapacak, milletin verdiği net mesajı buharlaştırmak için her şeyi yaptı.Öncelikle, sert müdahalelerle Anayasal haklarını kullanan vatandaşlar sindirilmeye çalışıldı. Bazı vatandaşlarımız bu müdahaleler yüzünden hayatlarını kaybettiler. Bir kısmı ağır olmak üzere yüzlerce insan yaralı. Gözaltında bulunan insanları da bu fotoğrafa eklediğinizde manzara tam bir sindirme, korkutma harekâtından ibaret. Sert müdahaleyi anayasal bir hak gören Hükümet, vatandaşın anayasal hakkını yok sayıyor. Hâlbuki Başbakan provokatörlere işaret ettiği konuşmasında “Bunlar hep aynı grup, bunları biz biliyoruz” demişti. O zaman vatandaş haklı olarak şöyle diyor: “Madem provokatörleri biliyorsun, yakala onları. Anayasal hakkını kullanan vatandaştan ayır. Böylece masum insanların kılına da zarar gelmez. İktidar olan sensin.” Yani vatandaş dedi ki: “Ben kararlıyım, provokatör soslu salvoların beni geri püskürtemez.”Sonra ne oldu?Başbakan baktı ki bu iş böyle olmayacak. Zaten küresel güçler desteğini çekmiş. Yolun sonu görünüyor. Millet iradesini buharlaştırma faaliyetinde yeni oyun sahneye konuldu: ‘Artizlerle müzakere.’ Seçtiği isimler resmen evlere şenlik. Yaşanan olayları anlamak şöyle dursun, izlemeyi dahi beceremeyen magazin karikatürleriyle milletin meselesini konuşuyor Sayın Başbakan. Necati Şaşmaz’ın Başbakanla görüştükten sonra yaptığı konuşmayı dinlediyseniz ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Başbakan artiz müzakerelerine Hülya Avşar gibi önemli bir sosyolog ve bilim insanıyla devam etti. Altın vuruşu da Muhteşem Süleyman’la yaptı. Dün sabaha karşı Taksim Dayanışması üyeleri ve artizlerle yapılan müzakere sonucunda ilk açıklama Muhteşem Süleyman’dan geldi. Özetle su mânâya gelen bir açıklama yaptı: “Sayın Başbakanımız, şu an Gezi Parkı’nda hukuki sürecin devam etmekte olduğunu, mahkeme sonucuna göre ya park olma özelliğini sürdüreceğini ya da referandum yapılarak akıbetinin halk tarafından belirleneceğini söyledi. Dolayısıyla Gezi Parkı’nda eylem yapan insanların orayı boşaltmasını istedi.” Taksim Dayanışması’nın sözcüsü de aşağı yukarı aynı ifadeleri kullanarak Gezi Parkı eylemcilerinin Başbakanın bu olumlu yaklaşımına olumlu karşılık vereceğini tahmin ettiğini söyledi.Körün istediği bir göz Allah verdi iki göz. Başbakan daha ne istesin. Toma’larla, biber gazıyla yapamadığını artizlerle yapacak. Milletin ‘ülkeyi karanlığa sürükledin, can emniyetimiz kalmadı, bölünmeye ramak kaldı, ekonomi iflasın eşiğinde’ gerekçeleriyle yükselen sesini, artiz manevrasıyla çevre eylemine dönüştürüp, ‘eee problem kalmadı hadi dağılın bakalım’ noktasına getirecek.Peki millet buna müsaade eder mi? Onu da önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Okan Egesel / diğer yazıları
- Hz. İnsan’a… / 20.04.2020
- Koronavirüsten önce, koronavirüsten sonra... / 28.03.2020
- ‘Ben Ali’yim’ / 25.06.2019
- Atatürk keramet sahibi bir veliydi / 10.04.2019
- Çok şükür psikolojimiz yetmiyor! / 13.03.2019
- O günler geliyor, görüyorum / 22.02.2019
- Evet, bu seçim beka seçimidir / 06.02.2019
- Kumpasın arkasındakileri açıklıyorum / 11.01.2019
- Mustafa Kemal’in uçaklarına ne oldu? / 05.01.2019
- Yunan’ın galip gelmesini isteyen hainler / 26.12.2018
- Koronavirüsten önce, koronavirüsten sonra... / 28.03.2020
- ‘Ben Ali’yim’ / 25.06.2019
- Atatürk keramet sahibi bir veliydi / 10.04.2019
- Çok şükür psikolojimiz yetmiyor! / 13.03.2019
- O günler geliyor, görüyorum / 22.02.2019
- Evet, bu seçim beka seçimidir / 06.02.2019
- Kumpasın arkasındakileri açıklıyorum / 11.01.2019
- Mustafa Kemal’in uçaklarına ne oldu? / 05.01.2019
- Yunan’ın galip gelmesini isteyen hainler / 26.12.2018