Gittikçe daha da bağımlı oluyorlar
Online oyunlar yüzünden çocuklar hayatlarını kaybediyor. Özellikle gençlerin neredeyse bütün zamanlarını harcadığı oyunlar, beyin yıkayarak intihara sürüklüyor
10.04.2019 00:00:00





Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi İnternet Bağımlılığı Poliklinği Sorumlusu Doç. Dr. Caner Mutlu, internet bağımlılığının alkol ve uyuşturucu bağımlılığıyla aynı etkileri gösterdiğine dikkat çekerek, Mavi Balina ve Momo'ya giden yolda döşenen taşları, sırf çocuğu sussun diye eline tablet ve telefon tutuşturan ailelerin evlatlarını nasıl felakete yol açtığını anlattı.
Caner Mutlu, çocuğun bağımlı olduğunun nasıl anlaşıldığını şöyle anlattı:
"Öncelikle çocukla ilgili faktörlere, çevresel ve aile ile ilgili faktörlere bakıyoruz. İnternet kullanımı dışında dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu, kaygı bozukluğu, depresyon var mı ona bakıyoruz.
Yapılan araştırmalarda bu çocuklarda yüzde 50-70 hiperaktivite bozukluğu var. İnternetle geliyorlar ama bu tür hastalıklara rastlıyoruz. Çocuğun bağımlı olup olmadığına hekim karar vermeli.
Çünkü çoğu zaman aşırı internet kullanımı ile bağımlılık bir biriyle karıştırılıyor. Bize aileler bazen bize çocuğum bağımlı diye geliyor. Oysa bunların büyük kısmı aşırı kullanım. Bağımlılık beynin alt ve üst merkeziyle ilgi bir durum."
'Biz de kötüye kullanma çok fazla'
Mavi Balina'nın aslında bir oyun olmadığına dikkat çeken Mutlu, "Oyun çift taraflı olur. Mavi Balina'da tek taraflı komut var. Çocuklar komutları yerine getiriyor. Momo da durum aynı.
Burada bağımlılıktan ziyade aşırı internet kullanımının olumsuz ektilerini görüyoruz. İnterneti aşırı kullanan çocukların algısı bozulduğu için korkuyor ve verilen görevleri yerine getiriyor.
Ebeveynlerin çocuklarını denetlememesi, çocukların yaşana uygun olmayan oyunlarla tanışması ve bir süre sonra buna yatkın olmasıyla süreç kötü bir yere evriliyor. İntihar gibi vakalar yaşanıyor" dedi.
Türkiye'de bağımlılık oranının yüzde 1-2 seviyelerinde olduğunu belirten Mutlu, "Biz de kötüye kullanma çok fazla. Yüzde 20-25'e kadar çıkıyor. Burada internet üzerinden çocuk istismarı yaşanabiliyor. Erişkinler çocuklarla arkadaşlık kurarak onları farklı davranışla itebiliyor. Güneydoğu Asya'da bu oran yüzde 50'lere kadar çıkıyor" dedi.
'Üç yaşına kadar ekran yüzü görmesin'
Caner Mutlu şunları söyledi:
"Çocuğunuz 0-3 yaş grubunda ise;eEkrandan tamamen uzak tutun. Buna televizyon ekranı da dahil. Ekranla hiçbir şekilde göz teması olmasın. Daha önce bu 0-2 yaştı. Son çalışmalarda 0-3 yaş olarak belirlendi. Bu yaşta ekran ile temas gelişimsel problemlere yol açıyor. Çocuk nesne ile ilişki kurduğu insanla nasıl ilişki kuracağını bilemiyor. Bunu otizmi tetikliyor. Ya da otizm belirtilerini taklit ediyor.
0-6 yaş grubunda ise; en fazla yarım saat kullandırın. Çünkü bu dönemler sosyal becerilerin geliştiği yıllar.
6-11 yaş grubunda ise; günde en maksimum bir saat ile sınırlandırın.
11-18 yaş gurubunda ise; günde en fazla iki saat izin verin."
Fazla kullanımın ruhsal bozuklukların yanı sıra fiziksel bozukluklara da sebep olduğunu belirten Mutlu, "Biz aynı zamanda fizyoterapistlerle birlikçe çalışıyoruz. Aşırı internet kullanan çocuklarda ciddi omurga problemleri yaşanıyor. Kas iskelet problemleri, kas güçsüzlükleri başlıyor. Kilo alıyorlar. Hareketsiz hayat obeziteyi tetikliyor. Bu tür çocuklarda göz bozukluklarına rastlıyoruz" dedi.
İHA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.