Göle yoğurt çalanlar

Eski Fazilet'in yenilikçi kanadı siyasette transferlere başladı. "Erdemliler" ya da "Hür Demokratlar" adını alacak olan parti çalışmalarının "yeni" hiç bir şeyi barındırmadığı ortaya çıktı.

Gövdeden ayrılan hareketlerin çok partili Türk siyasi hayatında başarıya ulaştığı bugüne kadar vaki olmadı. Bu yüzden "yenilikçilerin" işi zor.

Aslında yeni hiç bir şey de yok. Örnek mi?

1) Transfer: Türk seçmeninin hiç sıcak bakmadığı ve iradesinin reddi olduğunu düşündüğü tatsız bir olaydır transfer. Seçmenin önüne çıkıp A partisindeyim deyip oy isteyeceksiniz. Sonra da canınız sıkılıp B partisine geçeceksiniz. Hoş bir olay mı?

2) Ayrılıkçık: Ferruh Bozbeyli'nin Demokratik Partisi, Mehmet Yazar'ın hareketi, Hüsamettin Cindoruk'un DTP'sini unutmak mümkün mü? Hatırlarsanız Cindoruk mecliste grup kuracak sayıyı bulmuş, iktidar ortağı olmuş ama ilk girdiği seçimden (1999) % 0.6 oyla çıkmıştı.

3) Çizgi değişikliği: Yıllardır müdafaasını yaptığınız siyasi hareketin bir anda üstüne çizik atıp "muhafazakar", "sosyal demokrat", "liberal" çizgiye kaydığınızı söyleyeceksiniz. Şimdi biz seçmen olarak önceki söylenenlere mi inanacağız, sonraki söylenenlere mi?

Dünkü söylediklerinizden vazgeçtiyseniz, bugünkü söylediklerinizden vazgeçmeyeceğinizin garantisi ne?

4) İcazet: Türk seçmeninin gözünün içine baka baka ABD'ye gidip, çeşitli lobilerden destek ve icazet isteyip, bunu da bir marifetmiş gibi aksettirmeniz yok mu? Beyler, seçmen kendisine "çantada keklik" muamelesi yaptığınızı görmüyor mu zannediyorsunuz?

5) Prenatal patoloji (Doğum öncesi sakatlık): Mensubu olduğunuz harekete ait kapatılan önceki partilerin işlediği hatayı görmezden gelmek, aynı hatanın tekrarlanabileceğinin en büyük alametidir.

Sözleri ve fiilleri ile önceki partinizin kapatılmasına sebep olanlarla yola çıkıyorsunuz. Sizi rahat kılan ne? Fazilet'in erdeme dönüşmesi mi?

ABD'de aranan icazet mi? Milletin unutkan olduğunu zannetmeniz mi?

6) Anlayış eksikliği: Halk gerek iktidarı gerekse muhalefeti oluşturan partilere olan güvenini yitirdi. Yapılacak bir seçimde mecliste temsil edilmekte olan hiçbir partinin barajı geçemeyeceğinin bütün anketlere yansıdığı bir ortamda, meclise tekrar gelme ihtimali kalmamış partilerin milletvekillerini transfer edip, genel başkan yardımcılığı vs. gibi koltukları doldurma peşindesiniz. Bu, "tarhana", "yayla" ve "ezogelin" çorbasını karıştırıp, "yeni" diye servis yapan garsonun yaptığı işe benzemeye başladı. Bu durum, "anlayışın" hala eskisi gibi devam ettiğinin bir göstergesi.

Son sözümüz de milletvekillerini yenilikçilere kaptıran partilere:

1) DYP: "Varlığı da yokluğu da birdi" deyip sineye mi çekeceksiniz yoksa tabanı dinleyip bir an evvel sine-i millet mekanizmasını mı çalıştıracaksınız?

2) ANAP: Kongreden sonra 30 milletvekilinin ayrılacağı haberleri, Yılmaz'ın genel başkanlıktaki ve ANAP'ın iktidar ortaklığındaki koltuğunu sallıyor mu, sallamıyor mu?

3) MHP: Beklediğiniz artı transferler, bu defa eksi transferlere dönüştü. MHP için hiç mutad olmayan bu ayrılış ferdî bir davranış mı, yoksa devamının gelme ihtimali, söylenildiği gibi kuvvetli bir ihtimal mi? Ve kritik bir soru: Sadık Yakut töreyi çiğnedi mi?