Çarşamba günü Tevriye günü… Hac niyetiyle ihrama girmiş hacıları, Arafat’a doğru yola koyulma ve hazırlık telaşının sardığı gün.
Suudi Arabistan’da yapılan hilal gözetleme ve takvim ayarlamasına göre Perşembe günü Arafe günü, Arafat günü, Hakkın huzurunda vakfe günü… Orada bayram Cuma günü!
Türkiye ve bazı İslam ülkelerinde ise bayram, Perşembe günü!
Hanefi mezhebi ve İslam fakihlerinin çoğunluğuna göre, hilal, dünyanın neresinde görülürse görülsün, bir gün sonrası kameri ayın (Zilhicce) başlangıcı kabul ediliyor. Şafii mezhebi ve bazı ulema ise hilalin, bulunulan coğrafyada görülmesini esas alıyor. Farklılık burada kaynaklanıyor.
Arafe gününün kıymetine şöyle bir atf-ı nazar edelim ki, belki biz de hacılarımıza benzeşerek kalbi ve manevi hazırlık yaparız.
Belki onlar gibi gönlümüz ihrama bürünür, belki aynen onlar gibi Arafat’taki vakfe saatinde Hakk’ın divanına dururuz.
Belki "Arafat saati"ni paylaşırız.
Arafe günü, af günüdür, berat günüdür… Özellikle Arafat’ta Hakk’a yakaran Hüccac’ın berat anı ve dualarının kabul vaktidir!
Alemlerin Efendisi Muhammed Mustafa’nın "Yüce Allah, hacıların toz-toprak içerisindeki ihramlı halleriyle meleklerine iftihar eder. Görüyor musunuz bu kullarımın halini; şahid olunuz ki, onları affettim, buyurur" (Müslim, Sahih, Hac 436) diye müjdelediği gündür.
Kurtuluş günüdür Arafe günü… Sonrası
bayram!
Yüce Allah, Arafe gününde affettiği kullar kadar başka hiçbir günde kullarını affetmez; böyle bir gün Arafe... (Müslim, Sahih, Hac 436; Nesai, Sünen, Hac 194).
Arafat vaktini kollamak, hacıların yakarış halindeki o güzel vakitte onların hallerine bürünerek "Arafat yakarışına ortak olmak" büyük bir fırsat olsa gerektir.
Veda Haccı’nda Allah Rasulü, ümmetinin tamamının affedilmesini Yüce Allah’tan niyaz eder. Allah Teala, Resulünün duasına "Zalimler hariç tamamını affettim" karşılığını verir. Rasulüllah "Ey Rabbim, dilersen mazluma kendi katından bir lütuf olarak cennetini verip o mazlumun da böylece gönlünü alarak, ümmetimin şu günahkar zalimlerini de affedersin" diyerek yakarışını sürdürür.
Arafat gününün akşamı dahi duasına icabet edilmez. Tâ ki güneşin batmasıyla birlikte yola revan olup Müzdelife’ye varıncaya kadar...
Müzdelife’de sabaha yakın vakfesini yaparak duasını tekrarlayan Efendimiz, tebessüme gark olur. Ümmetinin tamamının mağfiretine nail olmanın bayramını yaşar (Kütüb–i Sitte Muhts. c. 17, s. 379).
Hz. Peygamberin, Müzdelife’de Bilal Habeşi’yi ayağa kaldırarak "Yüce Allah, günahkârlarınızı, hayır sahiplerinizin hatırına bağışladı" diye ilan ettirdiği gündür bugün (Kütüb–i Sitte Muhts. C 17, s.380).
Böyle bir vakit, Arafat günü, Arafe gecesi ve seher vakti...
Her insanın Arafat’ı ve bayramı gönlüncedir, gönlü kadardır!
Zilhicce’nin ilk on günü başta olmak üzere Arafe günü oruçlu olmak, Hz. Peygamber’in hiç terk etmediği büyük ve bereketli bir ibadettir (Nesaî, Sünen, Sıyam 83).
Bayram günü oruç tutmak ise tahrimen mekruhtur!
Tevbe ve istiğfar ederek, salat ve selam okuyarak Arafe gününü bayramınıza bağlayınız.
Bir de "teşrik tekbirleri" var.
Vacip tekbirlerdir bunlar.
"Arafe günü sabah namazından bayramın dördüncü günü ikindi namazı"na kadar (23 vakit), her farz namazın ardından içli içli - sesli sesli "Allahu ekber Allahu ekber, Lâ ilahe illallahu vallahu ekber, Allahu ekber ve lillahi’l–hamd" tekbirini okuyunuz.
Hanelerinizi ve gönüllerinizi bu teşrik tekbirleriyle şenlendiriniz.
Bu Arafe hazırlığıyla bayramı karşılayınız… Çoluk çocuğunuzu erkenden kaldırınız bayram sabahında!
Bayramın bereketine erişsinler. Bayram gönüllerine dokunsun, hissetsinler ilahi tecellileri.
Yürekleri ilahî sevgiye, bedenleri bayram elbiselerine kuşanmış vaziyette çoluk-çocuk bayram namazına koşuşunuz.
Camileri tekbirlerinizle, zikirlerinizle şenlendiriniz.
Kimsesizlerin, yetimlerin ve öksüzlerin elinden tutunuz.
Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpünüz.
Ölülerinize de rahmetler gönderiniz; mümkünse mezarlarını ziyareti ihmal etmeyiniz… Kur’an tilaveti ile süsleyiniz mezarlarını; okuduğunuz İhlas–ı şerifleri, Fatihaları, Yasinleri hediye olarak gönderiniz onlara.
Peygamber Efendimiz "Ramazan bayramında tatlı bir şeyler atıştırır namaza öyle çıkardı. Kurban bayramında ise namaz kılınıncaya kadar bir şey yemez, mümkünse kurban eti yiyerek bayram gününe başlardı" (Ahmed b. Hanbel, Müsned, III–232).
Arafeniz mübarek, bayramınız kutlu olsun… Nice bayramlara.
Suudi Arabistan’da yapılan hilal gözetleme ve takvim ayarlamasına göre Perşembe günü Arafe günü, Arafat günü, Hakkın huzurunda vakfe günü… Orada bayram Cuma günü!
Türkiye ve bazı İslam ülkelerinde ise bayram, Perşembe günü!
Hanefi mezhebi ve İslam fakihlerinin çoğunluğuna göre, hilal, dünyanın neresinde görülürse görülsün, bir gün sonrası kameri ayın (Zilhicce) başlangıcı kabul ediliyor. Şafii mezhebi ve bazı ulema ise hilalin, bulunulan coğrafyada görülmesini esas alıyor. Farklılık burada kaynaklanıyor.
Arafe gününün kıymetine şöyle bir atf-ı nazar edelim ki, belki biz de hacılarımıza benzeşerek kalbi ve manevi hazırlık yaparız.
Belki onlar gibi gönlümüz ihrama bürünür, belki aynen onlar gibi Arafat’taki vakfe saatinde Hakk’ın divanına dururuz.
Belki "Arafat saati"ni paylaşırız.
Arafe günü, af günüdür, berat günüdür… Özellikle Arafat’ta Hakk’a yakaran Hüccac’ın berat anı ve dualarının kabul vaktidir!
Alemlerin Efendisi Muhammed Mustafa’nın "Yüce Allah, hacıların toz-toprak içerisindeki ihramlı halleriyle meleklerine iftihar eder. Görüyor musunuz bu kullarımın halini; şahid olunuz ki, onları affettim, buyurur" (Müslim, Sahih, Hac 436) diye müjdelediği gündür.
Kurtuluş günüdür Arafe günü… Sonrası
bayram!
Yüce Allah, Arafe gününde affettiği kullar kadar başka hiçbir günde kullarını affetmez; böyle bir gün Arafe... (Müslim, Sahih, Hac 436; Nesai, Sünen, Hac 194).
Arafat vaktini kollamak, hacıların yakarış halindeki o güzel vakitte onların hallerine bürünerek "Arafat yakarışına ortak olmak" büyük bir fırsat olsa gerektir.
Veda Haccı’nda Allah Rasulü, ümmetinin tamamının affedilmesini Yüce Allah’tan niyaz eder. Allah Teala, Resulünün duasına "Zalimler hariç tamamını affettim" karşılığını verir. Rasulüllah "Ey Rabbim, dilersen mazluma kendi katından bir lütuf olarak cennetini verip o mazlumun da böylece gönlünü alarak, ümmetimin şu günahkar zalimlerini de affedersin" diyerek yakarışını sürdürür.
Arafat gününün akşamı dahi duasına icabet edilmez. Tâ ki güneşin batmasıyla birlikte yola revan olup Müzdelife’ye varıncaya kadar...
Müzdelife’de sabaha yakın vakfesini yaparak duasını tekrarlayan Efendimiz, tebessüme gark olur. Ümmetinin tamamının mağfiretine nail olmanın bayramını yaşar (Kütüb–i Sitte Muhts. c. 17, s. 379).
Hz. Peygamberin, Müzdelife’de Bilal Habeşi’yi ayağa kaldırarak "Yüce Allah, günahkârlarınızı, hayır sahiplerinizin hatırına bağışladı" diye ilan ettirdiği gündür bugün (Kütüb–i Sitte Muhts. C 17, s.380).
Böyle bir vakit, Arafat günü, Arafe gecesi ve seher vakti...
Her insanın Arafat’ı ve bayramı gönlüncedir, gönlü kadardır!
Zilhicce’nin ilk on günü başta olmak üzere Arafe günü oruçlu olmak, Hz. Peygamber’in hiç terk etmediği büyük ve bereketli bir ibadettir (Nesaî, Sünen, Sıyam 83).
Bayram günü oruç tutmak ise tahrimen mekruhtur!
Tevbe ve istiğfar ederek, salat ve selam okuyarak Arafe gününü bayramınıza bağlayınız.
Bir de "teşrik tekbirleri" var.
Vacip tekbirlerdir bunlar.
"Arafe günü sabah namazından bayramın dördüncü günü ikindi namazı"na kadar (23 vakit), her farz namazın ardından içli içli - sesli sesli "Allahu ekber Allahu ekber, Lâ ilahe illallahu vallahu ekber, Allahu ekber ve lillahi’l–hamd" tekbirini okuyunuz.
Hanelerinizi ve gönüllerinizi bu teşrik tekbirleriyle şenlendiriniz.
Bu Arafe hazırlığıyla bayramı karşılayınız… Çoluk çocuğunuzu erkenden kaldırınız bayram sabahında!
Bayramın bereketine erişsinler. Bayram gönüllerine dokunsun, hissetsinler ilahi tecellileri.
Yürekleri ilahî sevgiye, bedenleri bayram elbiselerine kuşanmış vaziyette çoluk-çocuk bayram namazına koşuşunuz.
Camileri tekbirlerinizle, zikirlerinizle şenlendiriniz.
Kimsesizlerin, yetimlerin ve öksüzlerin elinden tutunuz.
Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpünüz.
Ölülerinize de rahmetler gönderiniz; mümkünse mezarlarını ziyareti ihmal etmeyiniz… Kur’an tilaveti ile süsleyiniz mezarlarını; okuduğunuz İhlas–ı şerifleri, Fatihaları, Yasinleri hediye olarak gönderiniz onlara.
Peygamber Efendimiz "Ramazan bayramında tatlı bir şeyler atıştırır namaza öyle çıkardı. Kurban bayramında ise namaz kılınıncaya kadar bir şey yemez, mümkünse kurban eti yiyerek bayram gününe başlardı" (Ahmed b. Hanbel, Müsned, III–232).
Arafeniz mübarek, bayramınız kutlu olsun… Nice bayramlara.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019