Mevlânâ Hâlid-i BağdâdiKapısında bulunan âbidler, talebeleri, sevdikleri, vefâtlarını işitince, müteessir olarak kendilerinden geçtiler. Talebelerinden İsmâil Efendi, oradakilere; "Evliyânın vefâtı, bir evden öteki eve gidişi gibidir" hadis-i şerifini naklederek, nasîhatte bulundu. Talebelerinin önde gelenlerinden İsmâil Efendi, Muhammed Nâsih, Ahmed Efendi, Ahmed Mekkî Efendi, Muhammed Sâlih Efendi berâberce Mevlânâ Hâlid Hazretlerinin vefât ettiği odasına girdiler. Onu sâf ve temiz, ebedî istirahata çekilmiş bir şekilde görünce, mübârek ayaklarından öpüp gözyaşı döktüler. Daha sonra Şeyh İsmâil Efendi: "Kendimi, öldükten sonra dirileceğimiz yer olan haşr meydanında sanmıştım. Mevlânâ Hâlid Efendimizin yüzleri, gözleri kamaştıracak derecede nûrluydu. Her hâli ile nûr saçışları, velîliğine işâret ediyordu" dedi. Şeyh İsmâil sözlerine devamla; "Elini öptüğüm zaman, mübârek terlerinin misk gibi koktuğuna şahid oldum. Böyle hoş koku şimdiye kadar koklamış değildim. O güzel kokuyu yüzüme ve gözüme sürmeye başlamıştım. Cân ve gönlüm, şeker lezzeti bularak hayat buldu" diyerek o günkü hâllerini anlattı.
Cenâze namazını, talebesi olmakla şereflenen ve; "Beş vakit namazda Ettehiyyâtü okurken Resûlullah Efendimizi baş gözüyle görmezsem, o namazımı iâde ederim" diyen, Hânefî mezhebinde büyük fıkıh âlimi Seyyid Muhammed Emîn İbn-i Âbidin kıldırdı.
Mevlânâ Hâlid Hazretleri; uzuna yakın boylu, iri yapılı, buğday tenli, burnunun ortası yüksekçe, gözleri iri ve siyah, sakalı sünnete uygun olup, siyahı beyazından fazlaydı. Güleryüzlü, kolları uzunca, geniş göğüslü, vakarlı ve çok heybetliydi.
Birçok peygamberin, âlim ve evliyânın kabrinin bulunduğu Kâsiyûn Dağı eteğindeki kabristana defnedilen Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin kabri üzerine daha sonra türbe yaptırıldı. Bu türbesi sevenleri tarafından ziyâret edilmektedir.
Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin dört oğlu vardı. Bunlardan Şihâbüddîn Efendi babasının sağlığında iken Bağdât dönüşü sırasında Urfa'da vefat etti. Muhammed Behâüddin ve Abdurrahman Efendi ismindeki iki oğlu da babalarının vefat ettiği sene tâun hastalığından Şam'da vefat ettiler. Dördüncü oğlu Necmeddîn Efendi babasının vefâtından sonra dünyaya geldi. Uzun müddet yaşadı. Onun da iki oğlu olup, Mevlânâ Hâlid Hazretlerinin nesli bunlardan devam etti.
Ömrünü İslâmiyeti öğrenmek ve öğretmekle geçiren Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretleri pekçok talebe yetiştirip, İslâm memleketlerine gönderdi. Onun sohbetlerinde ve ilim meclislerinde yetişen âlim ve velîlerden bâzıları şunlardır: Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin medrese arkadaşı Seyyid Abdullah-ı Şemdînî, Şeyh Muhammed Hâfız Urfalı, Şeyh Ahmed Eğribozî, Feyzullah Erzurûmî, Kuzey Afrika'dan gelip feyzlerine kavuşan Şeyh Muahmmed Mağribi, Şeyh Seyyid Esad Sadrüddîn, Müftî Hayderî Bağdâdî, Şeyh Abdurrahman Rûzbehânî, Abdullah Ceselî, Şeyh Muhammed Kudsî Bozkırî, Osman-ı Kürdî Tavîlî, Ubeydullah Hayderî, İbrâhim Fasih Hayderî, Muhammed-i Cedîd, Seyyid Abdülgafûr Efendi, Mûsâ Cûbûrî, İsmail Enârenî, Abdullah-ı Herâti, Abdülfettâh-ı Akrî, Abdullah Erzincâni Mekkî, İsmâil, Şirvâni, İsmâil Berzenci, Molla Ebû Bek-i Bağdadi, Abdülgafur Kürdî, Muhammed Meczûb İmâdî, Şeyh Hasan Hâfız Kozâni, Şeyh Hâlid-i Cezîrî, Seyyid Tâhâ-yı Hakkârî, Ahmed Hatib Erbilî, İsmâil-i Basrî, Şeyh Yusûf-i İslâmboli, Muhammed Hâni Şeyh Fırakî, Tahir-i Akri, Şeyh Tekrîti, Musâ Bendenihî, Aşık-ı Mısrî, Hasan-ı Kudsî, Hüseyin Vâiz Malâti, Ahmed Hicar Halebî, Salih Kazzaz-ı Dımeşkî, Ahmed Bikâî, Ahmed bin Süleymân Trablûsî Ervâdî, Şeyh Ahmed Tevzeklî, ilim ve fazilet sahibi Mücâhid Şeyh Şâmil Dağıstanî, Abdurrahîm Bustânî Hamevî, Ahmed Küdî Zemlikâni, Ahmed Kürdi, Şeyh Ali Paluri, Şeyh İsrâil Ezrâi.
Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin icâzet ve hilâfet verdiği bu zatlar Mekke, Medîne, Kudüs, Kerkük, Erbil, İmâdiye, Cezîre, Şemzin (Şemdinli), Mardin, Ayıntab, Urfa, Diyarbakır, Anadolu'nun birçok şehirleri, İstanbul, Hindistan, Afganistan, Dağıstan (Kafkasya), Mâverâünnehr, Mısır, Umman, Mağrib, Girit ve diğer İslâm memleketlerien gidip İslamiyetin emir ve yasaklarını anlattılar. İnsanlar bu zâtların vesile olmasıyla dünya ve ahiret saadetine kavuştular.
Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretleri, çeşitli ilimlerde eserler yazdı. Bilhassa İrâde-i Cüz'iyye Risâlesi'nin bir benzeri o zamana kadar yazılmamıştı. Râbıta Risâlesi'nin birçok şerh, tetimme ve tâlikleri vardır. Hele Fârisî dil ile yazdığı, ince rûhunun terennümlerini bildiren Divân'ı, bir şâheserdir. Okuyanlar, zekâsının kuvvetini, görüşünün keskinliğini, aklının üstünlüğünü, kalbinin temizliğini, sanatkârâne üslûbunu, evliyâlıktaki derecesini ve muhabbetinin çokluğunu görür. Eserlerinden biri de İtîkâdnâme olup bu kitap, İslâm'ın beş şartını ve imânını altı şartını bildirmektedir. Mevlânâ Hâlid Hazretlerinin kardeşi, büyük veli Mevlânâ Mahmud Sâhib'in talebelerinden Kemahlı Hâcı Feyzullah Efendi de, bu kitabı Türkçe'ye tercüme ederek, Ferâid-ül-Fevâid ismini verdi.
Cenâze namazını, talebesi olmakla şereflenen ve; "Beş vakit namazda Ettehiyyâtü okurken Resûlullah Efendimizi baş gözüyle görmezsem, o namazımı iâde ederim" diyen, Hânefî mezhebinde büyük fıkıh âlimi Seyyid Muhammed Emîn İbn-i Âbidin kıldırdı.
Mevlânâ Hâlid Hazretleri; uzuna yakın boylu, iri yapılı, buğday tenli, burnunun ortası yüksekçe, gözleri iri ve siyah, sakalı sünnete uygun olup, siyahı beyazından fazlaydı. Güleryüzlü, kolları uzunca, geniş göğüslü, vakarlı ve çok heybetliydi.
Birçok peygamberin, âlim ve evliyânın kabrinin bulunduğu Kâsiyûn Dağı eteğindeki kabristana defnedilen Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin kabri üzerine daha sonra türbe yaptırıldı. Bu türbesi sevenleri tarafından ziyâret edilmektedir.
Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin dört oğlu vardı. Bunlardan Şihâbüddîn Efendi babasının sağlığında iken Bağdât dönüşü sırasında Urfa'da vefat etti. Muhammed Behâüddin ve Abdurrahman Efendi ismindeki iki oğlu da babalarının vefat ettiği sene tâun hastalığından Şam'da vefat ettiler. Dördüncü oğlu Necmeddîn Efendi babasının vefâtından sonra dünyaya geldi. Uzun müddet yaşadı. Onun da iki oğlu olup, Mevlânâ Hâlid Hazretlerinin nesli bunlardan devam etti.
Ömrünü İslâmiyeti öğrenmek ve öğretmekle geçiren Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretleri pekçok talebe yetiştirip, İslâm memleketlerine gönderdi. Onun sohbetlerinde ve ilim meclislerinde yetişen âlim ve velîlerden bâzıları şunlardır: Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin medrese arkadaşı Seyyid Abdullah-ı Şemdînî, Şeyh Muhammed Hâfız Urfalı, Şeyh Ahmed Eğribozî, Feyzullah Erzurûmî, Kuzey Afrika'dan gelip feyzlerine kavuşan Şeyh Muahmmed Mağribi, Şeyh Seyyid Esad Sadrüddîn, Müftî Hayderî Bağdâdî, Şeyh Abdurrahman Rûzbehânî, Abdullah Ceselî, Şeyh Muhammed Kudsî Bozkırî, Osman-ı Kürdî Tavîlî, Ubeydullah Hayderî, İbrâhim Fasih Hayderî, Muhammed-i Cedîd, Seyyid Abdülgafûr Efendi, Mûsâ Cûbûrî, İsmail Enârenî, Abdullah-ı Herâti, Abdülfettâh-ı Akrî, Abdullah Erzincâni Mekkî, İsmâil, Şirvâni, İsmâil Berzenci, Molla Ebû Bek-i Bağdadi, Abdülgafur Kürdî, Muhammed Meczûb İmâdî, Şeyh Hasan Hâfız Kozâni, Şeyh Hâlid-i Cezîrî, Seyyid Tâhâ-yı Hakkârî, Ahmed Hatib Erbilî, İsmâil-i Basrî, Şeyh Yusûf-i İslâmboli, Muhammed Hâni Şeyh Fırakî, Tahir-i Akri, Şeyh Tekrîti, Musâ Bendenihî, Aşık-ı Mısrî, Hasan-ı Kudsî, Hüseyin Vâiz Malâti, Ahmed Hicar Halebî, Salih Kazzaz-ı Dımeşkî, Ahmed Bikâî, Ahmed bin Süleymân Trablûsî Ervâdî, Şeyh Ahmed Tevzeklî, ilim ve fazilet sahibi Mücâhid Şeyh Şâmil Dağıstanî, Abdurrahîm Bustânî Hamevî, Ahmed Küdî Zemlikâni, Ahmed Kürdi, Şeyh Ali Paluri, Şeyh İsrâil Ezrâi.
Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin icâzet ve hilâfet verdiği bu zatlar Mekke, Medîne, Kudüs, Kerkük, Erbil, İmâdiye, Cezîre, Şemzin (Şemdinli), Mardin, Ayıntab, Urfa, Diyarbakır, Anadolu'nun birçok şehirleri, İstanbul, Hindistan, Afganistan, Dağıstan (Kafkasya), Mâverâünnehr, Mısır, Umman, Mağrib, Girit ve diğer İslâm memleketlerien gidip İslamiyetin emir ve yasaklarını anlattılar. İnsanlar bu zâtların vesile olmasıyla dünya ve ahiret saadetine kavuştular.
Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretleri, çeşitli ilimlerde eserler yazdı. Bilhassa İrâde-i Cüz'iyye Risâlesi'nin bir benzeri o zamana kadar yazılmamıştı. Râbıta Risâlesi'nin birçok şerh, tetimme ve tâlikleri vardır. Hele Fârisî dil ile yazdığı, ince rûhunun terennümlerini bildiren Divân'ı, bir şâheserdir. Okuyanlar, zekâsının kuvvetini, görüşünün keskinliğini, aklının üstünlüğünü, kalbinin temizliğini, sanatkârâne üslûbunu, evliyâlıktaki derecesini ve muhabbetinin çokluğunu görür. Eserlerinden biri de İtîkâdnâme olup bu kitap, İslâm'ın beş şartını ve imânını altı şartını bildirmektedir. Mevlânâ Hâlid Hazretlerinin kardeşi, büyük veli Mevlânâ Mahmud Sâhib'in talebelerinden Kemahlı Hâcı Feyzullah Efendi de, bu kitabı Türkçe'ye tercüme ederek, Ferâid-ül-Fevâid ismini verdi.