Muhyiddin-i Arabi
Şihâbüddîn Sühreverdi ile Muhyiddîn-i ibni Arabî yolda karşılaştılar. Bir saat kadar sonra bir şey konuşmadan ayrıldılar. Daha sonra Sühreverdî'ye denildi ki: "İbn-i Arabî hakkında ne dersin?" buyurdu ki: "Hakikatler deryâsı, kutb-i kebîr ve gavs'dır."
İbn-i Arabî'ye Sühreverdi'den sorulunca buyurdu ki: "Baştan ayağa kadar sünnet-i seniyye ile doludur."
"Ruhlar ile nasıl görüşüyorsunuz?" diye sordular. Onlara verdiği cevapta; "Üç şekilde: 1) Rüya yoluyla, 2) Onların ruhaniyetlerini davet edip görüşerek, 3) Bedenimden ruhumu ayırıp, ruhumla onların yanına giderek" buyurdu.
Muhyiddîn-i Arabî Hazretleri kendinden nasihat isteyen bir kimseye buyurdu ki:
"Ey nefsinin kurtuluşunu isteyen kimse! Herşeyden önce sana lazım olan, sana kendi ayıb ve kusurlarını gösterecek, seni nefsine itâattan kurtaracak bir üstad, hoca lazımdır. Şayet böyle bir zâtı aramak için uzak memleketlere gideceksin, sana bazı nasihatler de bulunayım. O zâtı bulduğun zaman, huzurunda, yıkayıcının elindeki meyyit, ölü gibi ol. Çünkü meyyit, yıkayıcının irâdesine göre hareket eder. Yıkayıcı onu istediği tarafa çevirir. Meyyit, yıkayıcıya aslâ îtiraz etmez.
Sakın hatırına o zâta karşı îtiraz gelmesin. Hâlini ondan gizleme ve onun yerine oturma. Elbisesini giyme. Onun hûzurunda, kölenin, efendisinin hûzurunda oturuşu gibi otur. Sana emrettiği şeyi yap. Sana emrettiği şeyi iyice anla ve iyi öğrenmeden o işin peşinden koşma. Ona rüyânı veya başka bir hâlini arz ettiğin zaman, ona cevâbını sorma, ona düşman olandan Allah için uzak dur. O düşman ile berâber olma. Arkadaşlık etme. Hocanı seveni sev ve ona yardımcı ol.
O zâta, hiçbir işinde îtiraz etme. Bunu niçin böyle yaptın, deme. Sana ne iş vermişse yap. Oturduğunda onun senin oturuşundan haberdâr olduğunu unutma. Edebi aslâ terketme. Yolda giderken onun önünde yürüme. Devamlı ona bakma. Çünkü böyle yapmak, hayâyı azaltır, ona karşı hürmeti kalbten çıkarır. Ona olan sevgini, onun emirlerine uyup, yasak ettiklerinden sakınmak sûretiyle göster.
Şihâbüddîn Sühreverdi ile Muhyiddîn-i ibni Arabî yolda karşılaştılar. Bir saat kadar sonra bir şey konuşmadan ayrıldılar. Daha sonra Sühreverdî'ye denildi ki: "İbn-i Arabî hakkında ne dersin?" buyurdu ki: "Hakikatler deryâsı, kutb-i kebîr ve gavs'dır."
İbn-i Arabî'ye Sühreverdi'den sorulunca buyurdu ki: "Baştan ayağa kadar sünnet-i seniyye ile doludur."
"Ruhlar ile nasıl görüşüyorsunuz?" diye sordular. Onlara verdiği cevapta; "Üç şekilde: 1) Rüya yoluyla, 2) Onların ruhaniyetlerini davet edip görüşerek, 3) Bedenimden ruhumu ayırıp, ruhumla onların yanına giderek" buyurdu.
Muhyiddîn-i Arabî Hazretleri kendinden nasihat isteyen bir kimseye buyurdu ki:
"Ey nefsinin kurtuluşunu isteyen kimse! Herşeyden önce sana lazım olan, sana kendi ayıb ve kusurlarını gösterecek, seni nefsine itâattan kurtaracak bir üstad, hoca lazımdır. Şayet böyle bir zâtı aramak için uzak memleketlere gideceksin, sana bazı nasihatler de bulunayım. O zâtı bulduğun zaman, huzurunda, yıkayıcının elindeki meyyit, ölü gibi ol. Çünkü meyyit, yıkayıcının irâdesine göre hareket eder. Yıkayıcı onu istediği tarafa çevirir. Meyyit, yıkayıcıya aslâ îtiraz etmez.
Sakın hatırına o zâta karşı îtiraz gelmesin. Hâlini ondan gizleme ve onun yerine oturma. Elbisesini giyme. Onun hûzurunda, kölenin, efendisinin hûzurunda oturuşu gibi otur. Sana emrettiği şeyi yap. Sana emrettiği şeyi iyice anla ve iyi öğrenmeden o işin peşinden koşma. Ona rüyânı veya başka bir hâlini arz ettiğin zaman, ona cevâbını sorma, ona düşman olandan Allah için uzak dur. O düşman ile berâber olma. Arkadaşlık etme. Hocanı seveni sev ve ona yardımcı ol.
O zâta, hiçbir işinde îtiraz etme. Bunu niçin böyle yaptın, deme. Sana ne iş vermişse yap. Oturduğunda onun senin oturuşundan haberdâr olduğunu unutma. Edebi aslâ terketme. Yolda giderken onun önünde yürüme. Devamlı ona bakma. Çünkü böyle yapmak, hayâyı azaltır, ona karşı hürmeti kalbten çıkarır. Ona olan sevgini, onun emirlerine uyup, yasak ettiklerinden sakınmak sûretiyle göster.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.