Gönül saflığı

Dünyayı bir tiyatro sahnesi olarak düşünürsek, "bu oyunda en güzel kim oynar" diye bir soru aklımıza geliyor. Evet, bu oyunda en güzel oynayan, darlıkta ve genişlikte Allah'ı ve Rasulünü (sav) anmayı unutmayan, bu dünyada bir garip misafir gibi olan, insanlara da sevgi ve saygı ile davranan kişidir.İnsan Allah'ı ne kadar severse O'nun mahlukatına da o derece merhametli olur. Yerdekilere merhamet eden Allah'tan merhamet görür.Bazılarına göre dünya bir etme bulma dünyasıdır. Bu nedenle kalbimizden geçenlere bile çok dikkat etmemiz gerekiyor. Kalbi saf tutabilmek için onu zikrullah ile mamur etmek ve her daim murakabemizi koruyabilmek zorundayız."Allah gönlüne göre versin" sözünden her zaman biraz korkmuşumdur. Çünkü murakabemiz henüz tam olmadığı için kalbimize kötü düşünceler de gelebilir ve bizler farkında olmadan kalp aynamızı karartmış da olabiliriz. Kalp aynamızı kirletmemek için Rabbimizin içimizi ve dışımızı her an gördüğünün farkında olmamız gereklidir."Ben size şah damarınızdan daha yakınım" demek, "Sizin gönül aynanıza düşenlerin bile farkındayım" demek oluyor belki de. Allah (cc) şeytanın insana neler fısıldadığının da farkındadır ve bizlerin de bunun farkında olmamızı ister.Mülk Suresi 13. ayette; "Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun. Allah sinelerin özünü hakkıyla bilendir" buyrulmaktadır.Bizlerin daima Allah'a dönen, hadleri muhafaza eden, görmediği halde Rahman'dan korkan, hakikate yönelen bir yürekle Allah'a giden kullardan olmamız gereklidir.Yazının mutfağındayız, en yakınımızdan başlayarak, tanıdığımız, tanımadığımız bütün insanlara sevgi saygı ile davranmaktan sorumluyuz. Bu iş kalpten başlamalı, kalplerimizi saf ve temiz tutalım ki; azalarımızda görünenler de saf ve temiz olsun. Küpün içinde ne varsa dışına o sızar misali?Kalplerin şifası da ancak sadra şifa sözlerle, zikirlerle, ayetlerle ve hadislerle mümkün olacaktır. Kalplerimizin şifası için dua etmemiz ve çaba sarf etmemiz gereklidir.Allah(cc) kalplerimize şifa versin, bizleri temiz, pak olanlardan eylesin.