80 darbesi mahkemelerinde yargılanıp, idamına hükmedilen ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu'nun hapisten annesine yazdığı mektubu Recep Tayyip Erdoğan parti grup toplantısında gözyaşları ile okudu? Seçim öncesiydi? Yine o seçim sürecinde Erdoğan, bir zamanlar adına bile tahammül edemedikleri Ahmet Kaya'nın, 80 ihtilalına kurban edilen solcu gençler için seslendirdiği "Şafak Türküsü"nü hüzün içinde seslendirdi?Hemen peşinden de Muhsin Yazıcıoğlu'nun "üşüyorum" şiirini yine duygusala bağlayıp okuyan da Tayyip Erdoğan'dı. Kısaca iktidar partisi ve genel başkanı her seçim öncesi veya önemli bir sosyal olay sonrası illa ki bir duygusal moduna giriş yaptıklarına ve de gözyaşlarına hepimiz şahit olduk?Gözyaşları deyince yine aklıma geldi! Allah hepsine rahmet etsin? Bir Nur Bacı vardı. Iraklı. Vahşi ABD askerlerinin tecavüzlerine uğramış, bin bir sapıklıklarına maruz kalmış ve katledilmiş on binlerce Müslüman kadından biri. Katledilinceye kadar gözyaşları dinmeyen din kardeşlerimizden sadece biri? Nur Bacı bu gözyaşları ile İslam ülkelerini yönetenlere "gelin, bizi bu zulümden, bu tecavüzlerden kurtarın" diye mektuplar yazmıştı. Bu gözyaşlarını ve mektupları, bin bir taltif ve imajlar vasf edilen Erdoğan olmak üzere hiçbir devlet yöneticisi duymadılar, görmediler. Yani bu zulmü, kanı, gözyaşını duygusala bağlamadılar. Neden mi? BOP kapsamındaki diğer devletleri bilmem (!) ama Türkiye'yi yönetenlerin, Haçlı ABD ve AB ile ters düşmeleri, onları üzmeleri işlerine gelmiyordu. Çünkü böylesi bir tavır dostluk ve stratejik ortaklıklarına darbe vururdu. Hele hele Irak modunda iktidarın olayları duygusala bağlaması, itiraf manasına gelirdi ki! Haliyle duymadım, görmedim, bilmiyorum ayağına yattılar. Koskoca milleti de bu ayağa yatırdılar?Sonra geçen yıl bir Esma Bacı çıktı piyasaya. Mısır'lı, Mursi'nin kızı. Babasının güç ve iktidarı için çatışırken öldürüldü. Tecavüz yok. Zulüm yok. Mısır'dan çok ülkemizde tanında. Hatta sembolleştirildi. Erdoğan ve kurmayları Esma için gözyaşları döktü. Hala döküyorlar. Haliyle nedir bu bacı ayrımı, diye meraklandık?Şimdi Soma'da kendi insanımızı, kardeşlerimizi kaybetmişiz. Canlar yanıyor, yaşlar akıyor. Haliyle tepkiler ülkeyi yöneten iktidara ve diğer sorumlulara çevrilmiş vaziyette. Gerek siyasetin içinden ve gerekse iktidarın kanatları altında Başbakan ve ekibinin "gözyaşlarını" imanın, insanlığın bir tecellisi, gereği olarak tanıtanlar şimdi Türk Milletine diyorlar ki; "gözyaşlarınızı siyasete alet etmeyin." Sözlükte bu mantık sahiplerine ne denir, nasıl tarif edilir bilmem ama siyaseten bu ara meşhur olan, "Tam bir Yahudi dölü" tabiri, bunlar için "cuk" oturur?Hami, Anadolu çocuğudurTS taraftarı olarak her sezonu üzgün kapatır ve her yeni sezonu da umutla bekleriz. Bu sezon da bitti. TS'nin adı ve ikinci yarıdaki hocasıyla dördüncü olduk. Emin olun bu yönetim tarzı ve oynanan futbolla başka bir şehirde en iyi sonuç ligde kalmak olurdu.Sezon bitti ve transfer dedikoduları başladı. Şu, şununla görüştü, görüşüyor, alacaktı kiiii araya şu girdi vs. Geçen sezon en çok şiddet ve kötü tezahürattan şikâyetçiydik. En çok da kulüpler şikâyet ediyordu. Valla! Taraftarlarımız kulüp yöneticilerine ve yönetim mantıklarına göre çok ama çok daha ilkeli ve kaliteli davranıyorlarmış. Ne demek mi istiyorum! Ben bir futbolcuyla masaya oturacağım ve sen gelip onu ayartacaksın? Bunun adına ne derler? (biliyorsunuz, biliyorsunuz) Sevgili Hami, yaptığı açıklamalar ile hem Türk futbolunun, hem de TS'nin derdini tespit edip, çaresini gösterdi; "Futbolculara garanti para Türk futbolunu bitirdi." Futbol artık büyük bir sanayi. Futbol kulüplerinin çoğunu iş adamları yönetiyor. Ne hazindir ki! Bu iş adamları kendiişlerinde en ufak riskten bile uzak dururlar, yüz binlerin, milyonların desteklediği, para verdiği kulüplerin paralarıyla en büyük riskleri hem de akılsızca alırlar. Kızmayın! Adam 35 yaşına gelmiş ve 4 milyon garanti paraya imza atıyor. Hadi akılla izah edin? Yanında 200-300 bin liraya oynayan futbolcular da haliyle taşeron oluyor, dimi? Hami özellikle TS için (anladığım kadarıyla hem yerli, hem yabancı) "Bize genç ve başarıya aç isimler gerek" diyor. Futbol magazininde ismi geçen futbolcuları istemediğini belirten Hami, haklı bir kıyas ve gizli bir istek de yapıyor; "F.Bahçe Diego'yu transfer etti. Ancak ben, Olcan Adın'ı tercih ederim. Bana göre Olcan iki tane Diego eder." (Olcan'ı göndermeyin)
Akın Aydın / diğer yazıları
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024