Hicri takvimin ilk ayı olan Muharrem'in başlaması ile birlikte Kerbela faciasının yıldönümü vesilesi ile on kadar yazı yazdım, bu konuda yazılanları dikkatle okumaya çalıştım.
Kerbela'da işlenen korkunç cinayeti anlatabilmek için mevcut lisanlardaki bütün kelimeleri kullanabilsek dahi kifayetsiz kalırlar.
Peygamber evladına karşı işlenen bu cinayetin failleri apaçık ortada iken, o korkunç olaydan 1380 yıl sonra bugün dahi güya tarafsızlık adına katillerin üstünü örtmeye çalışanlar var.
Maktuller ve mazlumlar son peygamberin evlad u iyali değil de her hangi bir Müslüman kafile bile olsa bir Müslümanın katillerden yana tavır alması, onları savunmak için kırk dereden su getirmesi asla affedilemez ve asla hoş görülemez.
Özellikle Muaviye'den başlayarak Emevilerin, son Peygamber ve onun pak ehli beytine karşı takındığı çirkin tavrı, sergilediği azgınca ve zalimce davranışı hiçbir gerekçe mazur gösteremez.
Emevileri savunmak için uydurulan bütün gerekçeler, ortaya konulmaya çalışılan bütün deliller batıldır ve de geçersizdir.
Hicri 1441 yılını idrak ettiğimiz şu zaman diliminde dahi hala bazılarının "ehl-i sünnet" kılıfı altında Muaviye'nin ve onun katil oğlu Yezid'in avukatlığına soyunması kendileri adına ve mensup olduklarını iddia ettikleri kitle adına ne büyük talihsizlik, ne büyük bir nasipsizliktir.
Şu işe bakar mısınız; hem Müslüman olduğunuzu iddia edeceksiniz, hem de son Peygamberin soyunu kurutmaya çalışan bir ailenin asırlar sonra avukatlığını üstleneceksiniz.
Bu halin, bu tavrın ve tutumun tutarlı ve mantıklı hiçbir izahı olamaz.
Halilullah Hz. İbrahim ile Nemrut arasındaki mücadelede, Nemrut'tan yana tavır almaktan hiçbir farkı olmayan bu tutumu savunmak için hiç kimse mübarek dinin kaynaklarını kullanmaya kalkmasın.
Kelimullah Hz. Musa ile Firavun arasındaki mücadelede, Firavun'dan yana duruş sergilemekten asla bir farkı olmayan bu davranışı savunmak için, gerekçeler üretmek için boşu boşuna zahmet çekmesin, gerçekler er-geç bir gün yakasına yapışacaktır.
Salih Peygamber ile, kendilerine mucize olarak gönderilen "dişi deveyi" boğazlayan "dokuzlu çete" arasındaki mücadelede, bin bir dereden su getirerek eşkıya gurubundan yana tavır almakla aynı olan bu alçakça duruşu savunmak için hiç kimse boşuna uğraşmasın, gün gelecek gerçekler yakalarına yapışacaktır.
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024