Günahlar işte böyle dökülür
Resûlullah (s.a.a.) buyurdu ki: "Müslüman bir kimse, güzel bir şekilde abdest alarak beş vakit namazını kılarsa, bu ağacın yapraklarının döküldüğü gibi onun da günahları dökülür" buyurdu"
20.11.2014 00:00:00
Ebu Osman şöyle diyor:Selman-i Farisî ile bir ağacın altında oturmuştuk. O, ağacın bir dalından tutarak onu silkti. Derken ağacın üzerindeki bütün yapraklar döküldü. Bu esnada bana dönerek, "Neden böyle yaptığımı sormuyor musun?" dedi.Ben de, "Neden böyle yaptınız?" diye sordum.Selman-i Farisi şöyle dedi: "Bir gün Resûlullah'ın (s.a.a.) huzurunda bir ağacın altında oturmuştuk. Resûlullah (s.a.a.) ağacın kurumuş dalını tutarak onu silkti. Derken ağacın bütün yaprakları yere döküldü. Daha sonra şöyle buyurdular: 'Ya Selman! Neden böyle yaptığımı sormuyor musun?' Ben, 'Neden böyle yaptınız?' diye sordum. 'Müslüman bir kimse, güzel bir şekilde abdest alarak beş vakit namazını kılarsa, bu ağacın yapraklarının döküldüğü gibi onun da günahları dökülür' buyurdu." (Bihar, c.82, s.319).İmam Ali (a.s.), Yahudi birisine Resûlullah'ın (s.a.a.) her açıdan bütün peygamberlerden daha üstün olduğunu vasfederken O'nun ibadetine değinerek şöyle buyurdular: "Resûlullah (s.a.a.) namaza kalktığında, şiddetli bir şekilde ağladığından dolayı kaynayan tencereden duyulan bir ses gibi O'nun göğüs ve karnından ağlama sesi duyuluyordu. Oysa Allah Teâlâ O'nu Kendi azabından güvende kılmıştı. Bu ibadet ve ağlamasıyla Rabbine huşû etmek ve O'na uyanlara imam ve örnek olmak istiyordu. O kadar namaz ve ibadet için ayakta dururdu ki, ayakları şişer ve yüzünün rengi sararırdı. Gecelerin hepsini ibadetle geçiriyordu; öyle ki Allah-u Teâlâ ayet nazil ederek şöyle buyurdu: 'Tâhâ! Biz sana bu Kur'ân'ı güçlük çekmen için indirmedik.' (Tâha, 1-2).Birisi Resûlullah'ın bu halini görünce, 'Ya Resûlallah! Allah-u Teâlâ Senin geçmiş ve gelecek günahlarını affetmemiş midir; o halde neden bu kadar zahmet çekiyorsun?' dediğinde, Resûlullah (s.a.a.), 'Evet öyledir ama Allah'ın şükreden kulu olmayayım mı?' diye buyurdular." (Bihar, c.17, s.257 ve 287).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.