Herhangi bir tahıl ambarının içine kümelenmiş güvelerden bin kat daha fazlası, geniş kitlelerin zihinlerine yerleşmiş durumda.
Yirmi yıldan beri ülkeyi yöneten siyasal iktidara duyulan güveni, yiyip-bitiren, eritip-tüketen, silip-süpüren o kadar güve dolaşıyor ki piyasada, listesini yapmak bile asla mümkün değil.
Sayın Cumhurbaşkanı; 'aç falan, açlık falan yok' diyerek kestirip atsa da, açıklanan rakamlar hiç de öyle söylemiyor.
Geniş kitleler, ortalığı kasıp kavuran yokluğun ve yoksulluğun sebeplerini artık ciddi ciddi sorguluyor.
Dört kişilik bir ailenin açlık sınırının altı bin lirayı aştığını, yoksulluk sınırının yirmi bin liraya dayandığını, ülkede en büyük üyeye sahip olan Türk-İş sendikası açıklıyor.
Asgari ücreti ve emeklinin maaşını zikretmeye gerek yok.
Açıklanan açlık sınırının çok çok altında yaşamaya çalışan on milyonlar, bu sefaletin sebeplerini soruyor, sorguluyor ve tatmin edici bir açıklama bekliyor.
İktidara olan güveni yiyip bitiren, silip-süpüren güveleri say say bitmez.
Köprü yapmışsın, 45 bin araç için geçiş garantisi vermişsin ama, geçenlerin sayısı on bine dahi ulaşmıyor, gerisi cebimizden.
Havaalanı yapmışsın, yıllık milyonun üzerinde uçuş garantisi vermişsin, uçanların sayısı elli binin çok çok altında, kalanı cebimizden ve yıllarca sürecek bir ödeme.
Her sabah, kahvaltı soframızdan gram gram eksilen zeytinin, peynirin, lokma lokma koparılan ekmeğin sebebi belli.
Kendi ülkende, sağlığa zararlı mısır şurubu üretecek olan bir Amerikan şirketine, hem de yeşil Bursa'nın Orhangazi İlçesindeki tarım arazisinde, özel kanunla fabrika kurdurmuşsun, diğer taraftan kendi çiftçinin üreteceği şeker pancarına kotalar getirmişsin, yavaş yavaş ekimden-dikimden elini eteğini çekmişsin ve ardından da şeker fabrikalarını satıp-savmışsın ve şimdi dört yüz bin ton şeker ithaline mecbur kalmışsın.
Ve ateş pahasına çıkan şeker fiyatlarından ötürü, dar gelirli, emekli, bir arkadaşı ile bir kahvehanede buluşup bir bardak çay içemez hale gelmiş.
Geniş halk kitleleri, artık homurtu şeklinde değil, yüksek sesle yapılan bu yanlışların hem sebebini hem de hesabını soruyor.
Sizin şahsi işiniz olsaydı, şahsi şirketiniz adına bir pazarlık yapacak olsaydınız, böyle yüzde doksanlara varacak sapmalara, göz göre göre imza atar mıydınız?
Gerçekten de, iktidara güvenmek için en ufak bir sebep var mı ortada?
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024