Tam istiklalci Türk beyi Mustafa Kemal Atatürk, her türlü mandaya ve işgale karşı çıkmış, Halide Edip ve diğer bazı kişilere yazdığı mektupta bu tepki toplantılarıyla ilgili olarak şöyle demiştir:"Yalnız mitingler ve gösteriler, büyük gayeleri hiçbir vakit gerçekleştiremez. Bunlar, ancak milletin bağrında fiilen doğan ortak güce dayanırlarsa kurtarıcı olurlar. Zaten acı olan, tehlikeli şekle sokan en etkili sebep, İstanbul'daki muhalif akımlar ve millî davayı yaralı bir şekilde yüzüstü bırakan siyasi ve gayr-i millî propagandalardır. Bunun cezasını, vatanımız aleyhinde fazlasıyla görmekteyiz. Artık İstanbul Anadolu'ya hâkim değil, bağlı olmak mecburiyetindedir. Size düşen fedakârlık pek büyüktür." (Nutuk, s.27).Halide Edip, Sivas Kongresinden önce 10 Ağustos 1919'da Kongrede Amerikan mandacılığının karar altına alınması arzusuyla Nutuk'ta da yer alan Mustafa Kemal Paşa'ya hitaben bir mektup yazar. İşin ilginç tarafı Halide Edip bu mektubu, Mustafa Kemal Paşa'ya verilmek üzere Amerikalı gazeteci Chicago Daily News muhabiri Louis Edgar Browne'a teslim eder. Yani Halide Edib'in Amerikan mandacılığının gizlisi saklısı yoktur, oldukça da cüretkârdır. Browne da mektubu bir gazeteci sıfatıyla izlediği Sivas Kongresi sırasında Atatürk'e verir. Halide Edip, bu mektubunda tam bir dahilî bedhah tavrıyla ülkemizin Amerikan mandasına girmesini açık açık teklif eder. Bu mektubunda şu hususlara temas eder:"İngiltere, Türk'ün birliğini, çağdaşlaşmasını, gerçek bir bağımsızlık kazanmasını, gelecekte bile istemiyor.(?.) İngiltere Türkiye'yi bütünü ile ele geçirebilse, kafasını kolunu koparır. Birkaç yılda sadık bir sömürge durumuna sokar. Buna memleketimizde en başta ve özellikle dinî sınıflar çoktan taraftardırlar.""Biz İstanbul'da kendimiz için bütün eski ve yeni Türkiye sınırlarını içine almak üzere bir Amerikan mandasını kötünün iyisi olarak görüyoruz.""Paraya, uzmanlığa ve güce sahip değiliz.""Bugünkü hükûmet, adamlarını takdir etmese bile halkı ve halk hükûmeti kurulmasını yararlı gören Filipin gibi vahşi bir memleketi, bugün kendi kendini idareye muktedir çağdaş bir makine haline koyan Amerika, bu konuda çok işimize geliyor. 15-20 yıl sıkıntı çektikten sonra yeni bir Türkiye'yi her ferdi öğrenimi ve zihniyetiyle gerçek bağımsızlığı kafasında ve cebinde taşıyan bir Türkiye'yi ancak yeni dünyanın kabiliyeti yaratabilir.""Yabancı devletlerin Türkiye üzerindeki rekabetlerini ve kuvvetlerini memleketimizden uzaklaştırabilecek bir yardımcıya ihtiyacımız var. Bunu ancak Avrupa dışında ve Avrupa'dan daha güçlü bir elde bulabiliriz.""Bugünkü oldu-bittileri ortadan kaldırmak ve davamızı hızla dünyaya karşı savunabilmek için gerekli güce sahip bir devletin yardımını istemek lazımdır. Yayılma siyaseti güden Avrupa'nın başvurduğu bin bir yol ve alçakça siyasetine karşı böyle bir vekil olarak Amerika'yı kendimize kazanarak ortaya atabilirsek Doğu Meselesini de gelecek için kendimiz çözümlemiş olacağız. Bu sebeplerden dolayı bir an önce istememiz gereken Amerikan mandası da, elbette sakıncasız değildir. Haysiyetimizden epeyce fedakârlık etmek mecburiyetinde bulunuyoruz."Halide Edib'in bu görüşlerinde mutlak anlamda yanılmış olduğunu, bütün beklentilerinin boşa çıkmış olduğunu, ham hayal peşinde koştuğunu bugün için açıkça görüyor ve anlıyoruz. Bunlara sırayla bakalım:- İngiltere'nin dinî sınıfları kullanarak ülkemizi bölüp parçalamak ve yutmak istediği doğrudur. Ama bugün Amerika da ülkemizde bazı dinî cemaat ve tarikatları kullanarak aynı amacı gerçekleştirmeye çalışıyor. Amaç birliği bakımından aralarında bir fark yok.- Halide Edip, o zaman mevcut sınırlarımızı, toprak bütünlüğümüzü korumak için Amerikan mandasını istiyordu. Halbuki bugün PKK'ya, Ermenistan'a en büyük desteği vererek vatanımızı parçalamak isteyen, en başta Amerika'dır.- Halide Edip, o zaman para, uzmanlık ve güç temin etmek isçin Amerikan mandacılığını istiyordu. Bugün geldiğimiz noktada paramızı çalan Amerika, bilim ve teknoloji alanlarında uzmanlık imkân ve kabiliyetlerimizi körelten, engel çıkararak kurutan ve yok eden Amerika'dır. Gücümüzü oluşturan ekonomimizi ve ordumuzu yok eden yine Amerika'dır. Halide Edib'in bu beklentisi de boşa çıkmıştır.- Halide Edib'e göre Amerika, Filipinleri çağdaş bir ülke haline getirmiştir. Biz de Amerikan mandası olursak ilerleriz diye düşünüyordu. Halbuki bugün Filipinler en geri ülkeler arasındadır. Amerikan etkisine ve hâkimiyetine girmiş ülkelerin tamamı perişan haldedir. Amerikan mandasına girip de ilerleyen bir tek ülke yoktur. Hepsi karmaşa içindedir, geridir, perişandır.- Halide Edip, İngiltere ve Fransa gibi Avrupa ülkelerinin işgalinden ancak Amerika'nın himayesine girersek kurtulabiliriz diyordu. Halbuki bugün Amerika, İslam ülkelerini Avrupa ülkeleriyle birlikte işgal ediyor, Türkiye'yi de yine Avrupa Birliği'yle koordineli olarak işgal çalışmaları yapıyor. Yani gâvurun birbirinden farkı yok. Yayılma siyaseti güden sadece Avrupa değil aynı zamanda Amerika'dır. Al birini vur ötekine.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015