Biriyle sohbet etmeye başlarsınız, öğrendiğiniz ve inandığınız yeni bilgileri paylaşmak istersiniz. Başlarsınız heyecanla bilgileri aktarmaya?Heyecanınızı ve gayretinizi birileri kesmeye kalkışır ve sorar : "Bunun kaynağı nedir?" Bu söz çoğu zaman iyi niyet belirtisi değildir. Çünkü bu soruyu soranın "elifi görse mertek zanneder" kabilinden biri olduğunu hemen anlarsınız. Maksadı; sohbete engel olmak ve nefsinin itirazını dile getirmektir.Bu mantıkta olan birine kaynak gösterseniz, bu sefer de kaynağı beğenmez, saygısızca davranmaya devam eder: "Bu kaynak pek muteber değil" der. Sorsanız "muteber kaynak nedir?" Diye. İnanın ondan bile habersizdir. Çünkü bu konuda en ufak bir ilimle uğraşmamış, bu konuda bir damla mürekkep bile yalamamıştır. Yaptığı iş sadece cehaletini örtmek için birkaç takvim yaprağından, birkaç kitapçıktan okuduğu; ya da nefisini okşayan birilerinden duyduğu birkaç kelimeyi dillendirmektir. Papağan misali? Maksadımızın anlaşılması için öncelikle Hz İmam Ali (as) döneminde yaşanan bir hadiseyi aktarmak isteriz: Hz. Ali Cuma namazında, minberden halka hutbe okurken mescidin bir köşesinden bir gurup Harici ayağa kalkarak "Hüküm Allah'a aittir" diye bağırmaya başladılar. Hz. Ali sözünü kesti, onlara dönerek "Söz doğru ama söyleyenlerin maksadı hak ve doğru değil." Diye cevap vererek doğru gibi görünen bazı sözlerin aslında maksatlarının yanlış olabileceğini işaret etmiştir. (İmam Ali/ Prof. Dr. Haydar Baş/sayfa 758)Bu ve benzeri olaylar yeni değildir. Yüce peygamberimiz, sözleri hakkında kendisinden sonra itiraz edeceklerin dahi çıkacağını haber vermiştir: "Sizden biriniz koltuğunda oturmuş, benim emrimden bir emir veya nehyettiğim şeylerden bir nehiy geldiğinde sakın Biz Allah'ın kitabında bulduğumuza uyarız, başkasını bilmeyiz demesin" buyurmuştur. (Ebu Davud 4605, İbni Mace 13, Tirmizi 2800) Bu hadisi şeriften anlaşılan, İmam Ali Efendimizin işaret ettiği gibi maksadı doğru olmayan kişilerin her zaman itirazcı tavırlarına kılıflar uydurabilecekleridir.Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın yazdığı Ehl-i Beyt Külliyatı, sahasında dünyada eşi benzeri olmayan bir şaheserdir. Külliyatta yazdığı bilgileri çok sayıda kaynaktan araştırarak sunmasına rağmen, ilimden irfandan nasibi olmayan bazı aklı evveller, "bu bilgiler Şii kaynaklar" ya da "Sünni olduğu iddia edilse de bizim adını duymadığımız kaynaklar" diyerek itiraz etmektedirler. İtirazcı, kendine sunulan ve öğretilen birkaç kitaptan başka kaynak bilmeyen, bildiğini de papağan misali tekrarlayan biridir aslında.Hâlbuki Prof. Dr. Haydar Baş, bu eserdeki bilgileri dünyanın dört bucağından, meşhur kütüphanelerden elde ederek, çok ciddi bir süzgeçten geçirerek kaynak bir eser meydana getirmiştir. (devam edecek)
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Timsah gözyaşları kanıma dokunuyor / 19.04.2024
- Emanetine biz sahip çıkacağız / 18.04.2024
- ‘Haydar Hoca ezber bozandı’ / 17.04.2024
- Ölüm sende dirildi / 16.04.2024
- Sensiz zifiri karanlıklardayız / 15.04.2024
- Şevval orucu ve kurtuluş namazı hakkında / 13.04.2024
- Bayramı fırsat bilmelidir / 09.04.2024
- Elveda ey Ramazan / 08.04.2024
- ‘Oldum’ diyen insan azarmış / 06.04.2024
- Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır / 05.04.2024
- Emanetine biz sahip çıkacağız / 18.04.2024
- ‘Haydar Hoca ezber bozandı’ / 17.04.2024
- Ölüm sende dirildi / 16.04.2024
- Sensiz zifiri karanlıklardayız / 15.04.2024
- Şevval orucu ve kurtuluş namazı hakkında / 13.04.2024
- Bayramı fırsat bilmelidir / 09.04.2024
- Elveda ey Ramazan / 08.04.2024
- ‘Oldum’ diyen insan azarmış / 06.04.2024
- Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır / 05.04.2024