"Derbi" adlandırması iki kent takımının birbirleriyle karşılaşması olarak tanımlanır ama; ezelden beri Trabzonspor'un üç büyük İstanbul devi ile oynadıkları maçlar da; "Derbi Sınıfına" dahil edilir... "Olmaması gerekir" ifadeleri yaygın olsa da; medya ve futbolseverler, kabul oyları ile bu olayı futbol dünyasına deklare ettirmişlerdir...
Avni Aker'deki Trabzon-F.Bahçe maçına da "Derbi" demek sakıncasını kendimde görmüyorum. Cumartesi gecesi adına yakışır bir maç oynandı. Kestirmeden örnekliyeyim; önceki haftaki F.Bahçe-Beşiktaş derbi karşılaşmasını Trabzon'daki maç; ikiye katlar, üçle çarpar!.. Biraz abarttım ama, doğruluk payı yüzde doksanlara da varır... Şöyle notlarıma bir bakıyorum; maçta Abdullah'a çirkin ve haddini fazlasıyla aşan sözlü saldırı dışında; kötü bir eylem yok... Maçın iyi geçmesi ve seyir zevkinin tavana vurmasının ana nedeni; tabiî ki hakem Serdar Tatlı'nın olağanüstü yönetimi. Ve bir de teknik patronların "taktik dansları"..!
Ancak ve ancak oynanan taktik danslarda, Mustafa Denizli'nin yüksek ritimli "rep dansı" uygulaması; Hans Peter Briegel'in alımlı, ağır fakat oldukça gösterişli "vals dansı" karşısında yok olup gitti..!
F.Bahçe o yüksek tempolu dansı ilk yarısını 25, ikinci yarının son 20 dakikalarında rakibine ziyadesiyle hissettirmesine rağmen istediği puan ve puanlara ulaşamadı... Düşünebiliyor musunuz oyun boyunca, F.Bahçe 18 gol girişimi yapmış; bunların 7'si net pozisyonlar.. Trabzonspor ise Hans'ın inatçı, akılcı, verimli "valsiyla" 11 defa gol pistine giriyor; 4'ü net girişim, 2 tanesi gol oluyor!.. Bu da gösteriyor ki, dansı bir kenara bırakıp hele ki futbolda; her zaman yüksek tempolu oyun netice getirmiyor... Önceki hafta Daum'un, geçen hafta da Hans'ın akıllı ve verimli defans ağırlıklı oyunları; F.Bahçe gibi favori takımları çökertebiliyor!..
Avni Aker'deki Trabzon-F.Bahçe maçına da "Derbi" demek sakıncasını kendimde görmüyorum. Cumartesi gecesi adına yakışır bir maç oynandı. Kestirmeden örnekliyeyim; önceki haftaki F.Bahçe-Beşiktaş derbi karşılaşmasını Trabzon'daki maç; ikiye katlar, üçle çarpar!.. Biraz abarttım ama, doğruluk payı yüzde doksanlara da varır... Şöyle notlarıma bir bakıyorum; maçta Abdullah'a çirkin ve haddini fazlasıyla aşan sözlü saldırı dışında; kötü bir eylem yok... Maçın iyi geçmesi ve seyir zevkinin tavana vurmasının ana nedeni; tabiî ki hakem Serdar Tatlı'nın olağanüstü yönetimi. Ve bir de teknik patronların "taktik dansları"..!
Ancak ve ancak oynanan taktik danslarda, Mustafa Denizli'nin yüksek ritimli "rep dansı" uygulaması; Hans Peter Briegel'in alımlı, ağır fakat oldukça gösterişli "vals dansı" karşısında yok olup gitti..!
F.Bahçe o yüksek tempolu dansı ilk yarısını 25, ikinci yarının son 20 dakikalarında rakibine ziyadesiyle hissettirmesine rağmen istediği puan ve puanlara ulaşamadı... Düşünebiliyor musunuz oyun boyunca, F.Bahçe 18 gol girişimi yapmış; bunların 7'si net pozisyonlar.. Trabzonspor ise Hans'ın inatçı, akılcı, verimli "valsiyla" 11 defa gol pistine giriyor; 4'ü net girişim, 2 tanesi gol oluyor!.. Bu da gösteriyor ki, dansı bir kenara bırakıp hele ki futbolda; her zaman yüksek tempolu oyun netice getirmiyor... Önceki hafta Daum'un, geçen hafta da Hans'ın akıllı ve verimli defans ağırlıklı oyunları; F.Bahçe gibi favori takımları çökertebiliyor!..
Osman Korkmazel / diğer yazıları
- Canaydın'a yapılan vefa mı, cefa mı? / 28.12.2005
- Kupa iştah kabartıyor da? / 25.12.2005
- Enfes görüntüler... / 19.12.2005
- Kimlik değiştirmeyin / 16.12.2005
- Ya sporcu olmasam!.. / 13.12.2005
- Yıla damga vurun / 10.12.2005
- Rus ruleti / 20.09.2002
- Özele, özel ilgi / 23.08.2002
- Onun yeri başka... / 14.08.2002
- Ben bulamadım..! / 19.06.2002
- Kupa iştah kabartıyor da? / 25.12.2005
- Enfes görüntüler... / 19.12.2005
- Kimlik değiştirmeyin / 16.12.2005
- Ya sporcu olmasam!.. / 13.12.2005
- Yıla damga vurun / 10.12.2005
- Rus ruleti / 20.09.2002
- Özele, özel ilgi / 23.08.2002
- Onun yeri başka... / 14.08.2002
- Ben bulamadım..! / 19.06.2002