Türkiye'nin en münbit tarım arazileri, yanlış kararlar ve uygulamalar yüzünden, köylünün-çiftçinin yapayalnız bırakılması yüzünden hızlı bir şekilde terk edilirken, neredeyse ülkenin tamamı yerli ve yabancı haramiler için en verimli bir alan haline gelmiş.
Tarım arazileri kurak ve çorak, bunca terk edilmişliğe rağmen, mazotun litre fiyatının kırkı aşmış olmasına rağmen kılı kırk yararak üretenler de hep zarar ediyor, ürettiğini satamıyor, sattığının parasını alamıyor ama her tarafta mantar gibi üremiş olan haramiler, deveyi hamutuyla götürüyorlar.
Köylünün-çiftçinin çoluk çocuğu ile beraber, tüm araç gereçleri ile beraber bir yaz boyu çalışıp kazandığı toplam geliri, söz konusu haramiler bir sofrada, bir celsede harcıyor, imtiyazlı makam sahiplerine mütevazi(!) hediyelere harcayabiliyorlar.
Birbiri ile asla alakası kurulamayacak olan bu iki manzaranın biri maşrıkta diğeri de mağripte değil, ikisi de aynı ülkede, aynı coğrafyada ve aynı iklimde gerçekleşiyor.
Yedi iklim dört bucağın doya doya yaşandığı canım memleketim, adeta harami yetiştirme çiftliğine dönmüş de haberimiz yok.
Bu hazin manzaranın, 'at sahibine göre kişner' özdeyişi ile bir alakası var mıdır bilemem?
Her konuyu olduğu gibi bunu da uzmanına sormak lazım.
Böyle bir iklim, böyle türedi bir iklim, bu topraklara, bu coğrafyaya, bu medeniyete oldukça zıt, oldukça aykırı bir iklim, ne zaman ve nasıl oluştu, yollarını kim açtı, taşlarını kimler döşedi, şartlarını kimler hazırladı?
Bu soruların tam da zamanı değil mi şimdi?
Merhum Prof. Dr. Haydar Baş Hoca'nın; 'Adalet haklıya hakkını vermek, haksıza da haddini bildirmektir' vecizesi ile kulaklara küpe yaptığı eşsiz tarifi uygulamada olsa, hayatın her alanında geçerli ve yürürlükte olsa, sözünü ettiğimiz haramiler üreme ve türeme fırsatı bulabilirler mi?
Zamanın birinde, hırsızların hışmına uğrayan bir kimsesiz kadın, bir vesile ile zamanın padişahı ile görüşme imkânı bulur ve şikayetçi olur.
Padişahın; 'ablacığım, teyzeciğim sen de o kadar derin uykuya dalmasaydın, şunu yapsaydın, bunu yapmasaydın' çıkışlarına karşı kadının cevabı muhteşemdir:
'Ne bileyim efendim, biz padişahımızı uyanık zannediyorduk.'
Şimdi, 'nereden nereye?' demenin tam zamanıdır.
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025