İmam Ali (a.s.) buyurdu ki: "Cömertliği ve hayâsı olmayan bir kimse için ölüm yaşamdan daha iyidir."( Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.1134)İmam Ali (a.s.) şöyle dedi: "Ey Ebu Bekir! Allah'ın Kitabı'nı okuyor musun?" "Evet" dedi. "Peki bana, 'Allah ancak siz Ehl-i Beyt'ten her türlü kötülüğü uzak tutmak ve sizi tertemiz kılmak ister' ayetinin kimin hakkında indiğini söyler misin? Bizim hakkımızda mı yoksa başkalarının hakkında mı inmiştir?" dedi. "Tabii ki sizin hakkınızda inmiştir" dedi. Bunun üzerine Ali (a.s.) şöyle dedi: "Bazı kimseler, Resûlullah'ın (s.a.a.) kızı Fâtıma'ın hayâsızca bir davranışta bulunduğuna dair şahitlik etseler, Fâtıma'ya ne yaparsın?"Ebu Bekir, "Diğer kadınlara uyguladığım gibi, O'na da had cezası uygularım" dedi. Ali (a.s.) şöyle dedi: "O zaman Allah'ın katında kâfirlerden olursun." Ebu Bekir, "Niçin?" dedi. Ali (a.s.) şöyle cevap verdi: "Çünkü Allah'ın, O'nun tertemiz olduğuna dair tanıklığını reddetmiş, şahitlerin O'nun aleyhindeki şahitliklerini de dikkate almış olursun. Tıpkı Allah'ın hükmünü ve Peygamberin (s.a.a.) Fedek'i Fâtıma'ya ait kılan hükmünü reddedip, onun Müslümanlara kalmış bir ganimet olduğunu iddia ettiğin gibi. Oysa Resûlullah (s.a.a.), 'Belge getirmek iddia sahibine, yemin etmek de inkâr edene aittir' buyurmuşlardır." (Keşfu'l-Gumme, 1/478; İbn-i Ebi'l-Hadid, Şerh-u Nehcü'l-Belağa, c.16, s.274; Prof. Dr. Haydar Baş, Hz. Fâtıma, s.423).Hz. Fâtıma'nın hayatının son günlerinde dahi dikkat ettiği hayâ ve iffeti hakkında şu rivayetler vardır:Cenab-ı Hakk'ın haklarında, "... Ey Ehl-i Beyt! Allah, sizden sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor" (Ahzab, 33) buyurduğu Ehl-i Beyt içinde Hz. Fâtıma bambaşkadır. Resûlullah'ın (s.a.a.) beyanı ile, "Fâtıma, babasının annesidir." Hz. Fâtıma edep, ölçü ve iman abidesidir. Hz. Fâtıma cennet kadınlarının efendisi, Hz. Muhammed'in (s.a.a.) soyunu devam ettiren kişidir. İslam'ın bugünlere taşındığı ana kaynak olan İmamların mübarek annesidir. Hz. Fâtıma (a.s.) Cenab-ı Hakk'ın bir hikmeti gereği, annesini çok küçük yaşta kaybetmiştir. Böylece, O'nun terbiyesi işi ile bizzat Resûlullah (s.a.a.) ilgilenmiştir. O'nu, babası Hz. Peygamber (s.a.a.) terbiye etmiştir. Bu, hayata bakış açısına yansımış, attığı adımda, aldığı nefeste Cenab-ı Hakk'ı hatırlayan ve O'nun rızasını arayan bir kul olmuştur. Yetiştirdiği çocuklarına da bu hayat felsefesi ile bir terbiye kazandırmıştır. Yetiştirdiği evlatlar, İslam'ın yayılmasında ve muhafazasında örnek kahramanlar olmuştur. Bu neslin devamı, dini bu günlere kadar bozulmadan muhafaza eden İmamlardır.Hâkim, sahih senetle Abdullah ibn-i Mes'ud'dan rivayet etmiştir. Allah Resulü şöyle buyurdu: "Fâtıma, iffetini kâmil olarak korudu. Bu yüzden Allah O'nun soyuna ateşi haram kılmıştır." (Prof. Dr. Haydar Baş, Hz. Fâtıma, s.80; Hâkim, Müstedrekü's-Sahihayn, Marifetü's-Sahabe Kitabı).
Yeliz Yücel / diğer yazıları
- Üç aylar iklimi-4 / 20.03.2017
- Üç aylar iklimi-3 / 19.03.2017
- Üç aylar iklimi-2 / 18.03.2017
- Üç aylar iklimi-1 / 17.03.2017
- Muharrem'in onuncu günü: Aşura / 11.10.2016
- Bayram namazı ve kılınışı / 11.09.2016
- Haccın tamam olmasının şartları / 10.09.2016
- 'Hac Arafat'tır' / 09.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?III / 08.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?II / 07.09.2016
- Üç aylar iklimi-3 / 19.03.2017
- Üç aylar iklimi-2 / 18.03.2017
- Üç aylar iklimi-1 / 17.03.2017
- Muharrem'in onuncu günü: Aşura / 11.10.2016
- Bayram namazı ve kılınışı / 11.09.2016
- Haccın tamam olmasının şartları / 10.09.2016
- 'Hac Arafat'tır' / 09.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?III / 08.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?II / 07.09.2016