Geçen yüzyılın dünyadaki en büyük adamı olan Mustafa Kemal Atatürk'ün günümüzdeki izdüşümü ve yaşayan en büyük lider Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Bu nedenledir ki Atatürk'ü unutturmak isteyenler var güçleriyle Sayın Baş'ın önünü kesmek istemekte ve bunun için de her yolu denemektedirler. Ne yaparlarsa yapsınlar: O'nu çekemeyenlerin bıdıbıdılığı içinde birbirini yiyenlerin anlamadıkları şey, Haydar Baş'ın devasa boyutlara ulaşan doğal karizmasıdır. Zaten kendilerinden bunu anlamaları da beklenemez.
Mustafa Kemal Atatürk ve Haydar Baş! Biri 20.yüzyılda öbürü 21.yüzyılda olmak kaydıyla tarihe iri harflerle geçecek insanlık ve medeniyet dersleri vermişlerdir.
Atatürk perspektifinden baktığımızda macera yoktur, duygusallık yoktur devlet idaresinde. Akılcılık vardır, uzak görüşlülük vardır. Bugün içinde bulunduğumuz sıfır komşuluk ilişkilerimizde anahtar çözüm Atatürk'ün "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesi, yani içerde ve dışarda barıştır.
İşte 21.yüzyılda Atatürk ilke ve devrimlerini ve de perspektifini yeniden anlayan, uygulama projeleri geliştiren lider Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Günümüzde, Afganistan'dan Mısır'a kadar Ortadoğu bölgesi sorunlarla boğuşuyor; bölge, "insan hakları", "politik istikrar", "ekonomik gelişme", "yolsuzluk", "sağlık", "eğitim", "askeri güç" gibi bütün gelişmişlik ölçülerinde en alt sıralarda yer alıyor.
Bu bölge neden böyle? Sorunun yanıtı bizi yakından ilgilendiriyor; çünkü Türkiye bölge ile ortak kültürel özellikler taşıyor. Bölgede yaygın inanışa göre, tüm bu olumsuzlukların arkasında dış güçler var. Şüphesiz bu bir gerçek. Ezelden beri bölgedeki enerji kaynaklarını denetlemek ve sömürmek için emperyalist güçler planlar yapıyorlar. Nitekim ağzından baklayı çıkaran ABD Başkanı Trump, Suriye'deki petrol kaynaklarını denetimleri altına aldıklarını açıklayarak asıl niyetlerini küstahça ortaya koymuştur.
Ancak bütün sorunları dış güçlere bağlamak, Ortadoğu toplumlarının edilgen, kendi iradeleri ve iç dinamikleri olmayan zavallı insan toplulukları olduğunu kabullenmek anlamına geliyor ki, bu gerçekçi bir bakış açısı değildir. Her toplum içinde bulunduğu durumdan öncelikle kendisi sorumludur. Ortadoğu'nun sorunlarının temelinde de birbiri ile bağlantılı birkaç olgu var.
Bölgenin dinamizmden yoksun olmasının bir sebebi, güçlü devlet kurumlarının olmayışı, hukukun işlememesidir. Ortadoğu insanı devlet kurumlarına ve hukuka değil, mensubu olduğu bölge, aile, aşiret gibi ilişkilere güvenir. İşler bu ilişkiler aracılığı ile yürütülür. Bu ortamın sonucu ya otoriter/totaliter idare ya da anarşi olmaktadır. Nitekim Afganistan, Suudi Arabistan, petrol şeyhlikleri gibi ülkelerde yönetim ailelerin elindedir. Diğer ülkeler otoriter idareler ile anarşi arasında gidip gelmektedirler.
Atatürk'ün başlattığı aydınlanma ve emperyalistlere karşı verdiği mücadele Türkiye'yi Ortadoğu girdabına düşmekten kurtarmıştır.
Bugün ülke Ortadoğu bataklığına sürüklenmek istenmektedir.
İşte tam bu kertede; gelecekte olabilecekleri geniş bir görüş ufkuyla önceden görebilen ve projeleriyle çare üreten, vizyon ve doğal karizmaya sahip bilge lider Haydar Baş'a ihtiyaç vardır.
Atatürk'ten ve yaşayan en büyük adam, büyük devlet adamı Haydar Baş'tan ders alınmasını temenni ediyoruz.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023