Sayın Başbakan buyurmuşlar ki; şer kapılarını kapatıp hayır kapılarını açmalıyız, bunun için uğraşmalıyız.Çok güzel, güzel de; bu ülkede bu teklifi en son yapacak kişi sayın Erdoğan'dır.Beş yıllık iktidar süresi bitmek üzere olan ve bu süre içinde hep şer kapıları açmış olan bir Başbakan'ın bu teklifi aziz milletimizle dalga geçmekten başka hiçbir anlam ifade etmez, edemez.Daha bir hafta önce kültür Bakanı'nın eliyle Van'da Ermeni kilisesini "hayırlı olsun" diyerek hizmete açan bir iktidarın başı hangi hakla hayır kapılarından söz ede bilir? Hemen onun arkasından İstanbul Kasımpaşa'da elli yıllık Kur'an kursunu, içindeki eşyaları dahi boşaltmadan, kapısındaki arabaların dahi kaldırılmasını beklemeden yerle bir eden zihniyet hangi yüzle hayır kapılarını açmaktan ve şer kapılarını kapatmaktan bahsedebilir?Son icraatları ile bu kadronun, bu kabinenin hayır kapısından ne anladığı, şer kapısından ne anladığı ayan-bayan ortada değil mi?Erzurum'un en ücra köyünde, ineğinden sağdığı sütün dört sene önceki fiyattan satılıyor olmasının,ürettiği buğdayının on sene evvelki fiyattan satılıyor olmasının acısı ile,çaresizliği ile kıvranan Hasan amaca bu çelişkiyi yakalamış; "kilisenin kurdelesini HAYIRLI OLSUN diyerek kesmek hayır kapısını açmak mı oluyor?" diye soruyor.Ama bu hayati soru, iktidar borazanı gazetelerin, koca koca köşe yazarlarının akıllarına gelmiyor.Vakit, Zaman , Yeni Şafak gibi gazeteler birinci sayfalarından,bazıları gazete logosunun üstünden bu haberi anons ediyorlar.Yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bir ülkede Kur'an kursunu yıkmak ve kilise kurdelesini hayırlı olsun cümlesi kesmek AKP iktidarının kimyası hakkında yeterince bir fikir vermiyor mu? Bu iktidarın çukurlarını kapatmakla,saklamakla vazifeli mevkutelerin "hizmet" anlayışlarını ortaya koymuyor mu?İktidarınız döneminde misyonerler ve misyonerlik altın çağını yaşayacak, on binlerce kilise açılacak, din değiştiren Müslüman Türk çocukları yüz binleri bulacak,dağların başında mezralara kadar İncil dağıtılacak, üç yaşından itibaren çocuklarımız kiliselere ve papazların kucağına taşınacak, çocuklarımızın Kur'an ile teması için on iki yaşına gelme şartı devam edecek, kiliseler bu mi,lletin parası ile tamir edilip hizmete açılacak,Kur'an Kurslarının fiziki binaları yerle bir edilecek ve siz bütün bu işler olurken Başbakanlık koltuğunda oturuyor olacaksınız ve günün birinde kalkıp "hayır kapılarını açalım,şer kapılarını kapatalım" diyeceksiniz!..Bu yaman çelişkiye, bu korkunç düzenbazlığa milletimiz artık gülmüyor,düştüğünüz acıklı hale sadece acıyor.Diyor ki; bir kadro, bir kabine ancak bu kadar kendi kendini rezil ede bilir."Sayın" ve "kelle" utancı öylesine yakalarına yapıştı ki, şehitlerimizin ruhaniyetlerini bunları öylesine çarptı ki söylemlerini ve eylemlerini artık kendileri bile tanıyamıyorlar,anlayamıyor,kavrayamıyorlar.Durum vahim, manzara korkunç; tabii ki,vatanımız ve milletimiz açısından.Haçlı-siyonist ittifakı bayram üstüne bayram yapıyorsa gerisini siz hesap edin.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024