logo
14 MAYIS 2025

Her ağlayan bebek kolik değil

Zonguldak BEÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cumhur Aydemir, yeni doğan bebeklerde ilk üç ayda durdurulamayan ağlama nöbetleriyle ortaya çıkan kolik vakalarında şikayetleri azaltmak için yapılması gerekenlerin altını çizdi. Her ağlayan bebeğe kolik denilemeyeceğini söyleyen Aydemir, "Özellikle koliğin bir takım besin alerjileri, reflü hastalığı, travmalar, kulak enfeksiyonları, idrar yolu enfeksiyonu, özellikle bebeklerde bir takım diğer ikinci sebeplerle karışabildiğini biliyoruz" ifadelerine yer verdi

07.10.2023 21:26:00
İhlas Haber Ajansı
Her ağlayan bebek kolik değil
Her ağlayan bebek kolik değil
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cumhur Aydemir, yeni doğan döneminde kolik sebebiyle ağlama nöbetleri yaşayan bebeklerdeki duruma dikkat çekti. Her ağlayan bebeğin kolik olamayacağını bazen annesinin kucağında olma duygusu bile yaşayabildiğini söyleyen Aydemir, şöyle dedi:
"Kolik yenidoğan döneminde başlayan, özellikle yaşamın ilk üç ayında bebeklerimizde durdurulamayan ve ağlama nöbetlerinin ortaya çıkması. Tabii kolik demek için her ağlayan bebeğe kolik demiyoruz. Belli kriterler gerekiyor. Yaşamın ilk beş ay içerisinde günlük üç saatten daha uzun süren, haftada üç günden daha uzun süren, ateş, kusma, ishal, döküntü gibi sistemik hastalıkların eşlik etmediği kucağa alma, emzirme, gezdirme gibi yöntemlerle durdurulamayan, annenin bebeği emzirmesine rağmen durdurulamayan ağlama nöbetlerini kolik olarak tanımlıyoruz."

"Kolik tedavisi zor bir süreç"

İlk haftalarda geceleyin uykusuz kalma, beslenme sorunları veya sıklıkla sağlık kuruluşuna başvurma gibi süreçler yaşandığını söyleyen Cumhur Aydemir, "Aslında tedavide her zaman yanıt vermeyen bir durum. Çok sık bir durum. Yeni doğmuş bebeklerde yaşamın ilk iki haftasından sonra özellikle on on dört günden sonra sıklığı giderek artmakta. İlk üç ay içerisinde ortalama yüzde yirmi beş sıklıkta görülmekte. Yüzde onla yüzde kırk arasında farklı rakamlar mevcut. Ama tabii ki her ağlayan bebeğe kolik demediğimiz için bu oranlar değişmekte. Ülkeden ülkeye, bölgeden bölgeye değişmekte ve sık rastladığımız bir durum. Sık hastaneye başvur sebeplerinden biri. Tabii aileler için ilk haftalarda, ilk aylarda perişanlık oluşturabilen bir durum. Uykusuz geceler, beslenme sorunları, sürekli hastane başvuruları gibi şikayetlere neden olmakta" diye ifade etti.

"Kanıtlanmış net bir tedavisi yok"

Kolik yaşayan bebeklerde bazen reflü hastalığı, birtakım enfeksiyonlar gibi ikinci sebeplerle karşılaşılabildiğini söyleyen Aydemir şu ifadelere yer verdi:
"Kolik dediğimiz durumu önce tanımlamak için bazı hastalıkların olmadığını bebekte muayeneyle ve bazı testlerle ortaya koymamız gerekiyor. Çoğu zaman tabii ki her hastada rutin test yapmıyoruz. Ama özellikle koliğin birtakım besin alerjileri, reflü hastalığı, travmalar, kulak enfeksiyonları, idrar yolu enfeksiyonu, özellikle bebeklerde bir takım diğer ikinci sebeplerle karışabildiğini biliyoruz. O yüzden öncelikle bunların olmadığını gösterip başka hiçbir neden bulamadığımız sebepsiz ağlamalarda aileye birtakım davranışsal yöntemlerle, şikayetlerini azaltmak için ve emzirmenin düzenlenmesi, gaz çıkarmanın sağlanması, bağırsak masajı, karın masajı, spinal masajı gibi uygulamalar, besin değişiklikleri bebeğin susturulması için kucakta sallama, yan yatırma, arabayla gezdirme, kundaklama gibi birtakım davranışsal yöntemler literatürde çalışılmış etkileri gösterilmiş. Ama medikal tedavi olarak da çok fazla çalışılmasına rağmen halen net bir tedavisi olmayan bir durum. Deniyoruz yaklaşık yüzde yetmiş seksen haftada bazı probiyotiklere yanıt aldığımızı biliyoruz ama o da her hastada iyi tedavi edilemeyebiliyor. Onun dışında davranışsal yöntemlerle birlikte birtakım bitkisel uygulamalar var. Ama bunlar da iyi, dikkatli kullanmak gerekiyor. Rutin şu dozda şu bitkisel ilacı kullan diyebileceğimiz aslında net kanıtlanmış tedavi yok. Çoğunlukla üç aya kadar aileyi rahatlatarak alttaki başka bir neden olmadığını ispatladığımız zaman bu durumun geçici olduğu, zamanla ağlama ataklarının azalacağı, üç aydan sonra şikayetlerin kaybolacağını söyleyerekten annenin stresini almak çünkü annedeki stres direkt olarak bebeğe yansıyor. Süt kanalıyla geçen o stres faktörü bebeğin emmesini de davranışlarında, ağlama ataklarını da etkileyebiliyor. Bebek bazen sadece annenin kucağında olmak için ağlayabiliyor. O yüzden ağlamanın nedenini ve diğer nedenleri ikinci sebepleri iyi değerlendirmek gerekir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Boğaziçi Üniversitesi'ndeki olaylarda
6 öğrenci tutuklandı
Gazeteci İsmail Saymaz ifade verdi
Konu: CHP'nin 38. Olağan Kurultayı
Erdoğan TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu
'Yeni bir safhaya geçmiş bulunmaktayız'
Bakan Işıkhan'dan 'asgari ücret' açıklaması
Asgari ücrete ara zam yapılacak mı?
Yarınki görüşme ile ilgili Kremlin'den açıklamada
"Rus heyeti, Ukrayna heyetini bekleyecek"
Eğitim sistemi yine mi değişiyor?
Yusuf Tekin sinyali verdi
Boğaziçi'ndeki olaylarda 97 kişi gözaltına alınmıştı
15 öğrenci adliyeye sevk edildi
Türkiye'nin aile istatistikleri açıklandı
Hane halkı büyüklüğü 3,11'e düştü
Riyad'da buluştular
Erdoğan çevrim içi katıldı
Irak'tan şehit haberi
Uzman Çavuş Mesut Karadağ şehit oldu
Mafya ve çeteler ülkemize çökmüş
Tabloyu Bakan Yerlikaya açıkladı
İran-Avrupa nükleer görüşmeleri İstanbul'da
Talep İran'dan geldi
Macron, İsrail'in yaptıklarına 'soykırım' diyemedi
"Kabul edilemez ve utanç verici"
Gazze'de açlık daha da artacak
Tam bir insani felaket!
Libya'da çatışmalar yeniden başladı
Çatışmalar başkent Trablus'ta yaşanıyor
Boğaziçi Üniversitesi'ndeki olaylarda
6 öğrenci tutuklandı
Gazeteci İsmail Saymaz ifade verdi
Konu: CHP'nin 38. Olağan Kurultayı
Erdoğan TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu
'Yeni bir safhaya geçmiş bulunmaktayız'
Bakan Işıkhan'dan 'asgari ücret' açıklaması
Asgari ücrete ara zam yapılacak mı?
Yarınki görüşme ile ilgili Kremlin'den açıklamada
"Rus heyeti, Ukrayna heyetini bekleyecek"
Eğitim sistemi yine mi değişiyor?
Yusuf Tekin sinyali verdi
Boğaziçi'ndeki olaylarda 97 kişi gözaltına alınmıştı
15 öğrenci adliyeye sevk edildi
Türkiye'nin aile istatistikleri açıklandı
Hane halkı büyüklüğü 3,11'e düştü
Riyad'da buluştular
Erdoğan çevrim içi katıldı
Irak'tan şehit haberi
Uzman Çavuş Mesut Karadağ şehit oldu
Mafya ve çeteler ülkemize çökmüş
Tabloyu Bakan Yerlikaya açıkladı
İran-Avrupa nükleer görüşmeleri İstanbul'da
Talep İran'dan geldi
Macron, İsrail'in yaptıklarına 'soykırım' diyemedi
"Kabul edilemez ve utanç verici"
Gazze'de açlık daha da artacak
Tam bir insani felaket!
Libya'da çatışmalar yeniden başladı
Çatışmalar başkent Trablus'ta yaşanıyor
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.