Uzun olsun kısa olsun her ömür sayılı nefeslerden ibarettir.
Uzun olsun kısa olsun her ömür sayılı nefeslerin tükenmesi ile son bulacaktır.
Ahiret hayatımızda, ebedi âlemde ne durumda ve hangi konumda olacağımızı son nefes belirleyeceğine göre, son nefese doğru yol alırken aldığımız her nefes son derece ehemmiyet arz etmektedir.
Kaliteli bir taştan, usta elinden çıkmış yontma taşlardan yapılmış bir duvar nasıl sapasağlam, nasıl bakanları kendine hayran bırakırsa, fıtrata uygun, son derece düzenli ve özenli alınmış nefeslerin sonucunda gelecek son nefes te sahibinin güzel akıbetini belirleyecektir.
Sayılı nefeslerimizi hangi hayırlı işlere, hangi yüreğe dokunacak güzel işlere harcadı isek, insanlığın istifade edeceği hangi inkişaflara harcadı isek elbette son nefesimiz güzel olacak ve öteki aleme geçiş kolay olacak.
Konuşurken harcadığımız sayılı nefesler, bir muhtacın, bir mazlumun yardımına koşarken harcadığımız sayılı nefesler, bir zalimin yüreğine korku salmak için attığımız sayhada harcadığımız sayılı nefesler, son nefesimizin kolaylığına ve güzelliğine mutlaka etki edecektir.
Hayat Kitabımızda yer alan ve Yüce Yaratıcımızın bizlere olan rahmetinin ve merhametinin engin bir tecellisi olan Al-i İmran suresinin 102. ayeti kulağımıza küpe olmalı, bütün nefeslerimizin istikametini belirlemede mutlak etkili olmalıdır:
"Ey o bütün iyman edenler! Allaha nasıl korunmak gerekse öyle korunun, hakkile müttaki olun ve her halde müslim olarak can verin." (Elmalılı, orijinal)
"Ey iman edenler! Allah'tan, kendisinden korkmaya yaraşır biçimde korkun. Müslümanlar olmanın/Allah'a teslim olmanın dışında bir hal üzere sakın can vermeyin." (Y.N. Öztürk)
"Ey inananlar! Allah'tan, sakınılması gerektiği gibi sakının, sizler ancak müslüman olarak can verin." (Diyanet, eski)
Hangi nefesimizin son nefes olacağını bilemediğimize göre, alıp-verdiğimiz her nefesin son nefes olacağı dikkati ile yaşamak borcundayız, bu dikkatle bu bilinçle bir hayat yaşarsak Rabbimizin güzel bir son nefes nasip edeceğinden de asla şüpheye düşmememiz gerekir:
"Biz hiç, iman edip amel-i salih işleyenlerle yeryüzünde bozgunculuk yapanları bir tutar mıyız? Muttakilerle facir ve azgınları bir tutar mıyız?" (Sa'd: 28).
"Öyle ya, mü'min olan fasık olan gibi olur mu? Onlar müsavi olmazlar" (Secde: 18).
"Kötülük işleyenler kendilerini, hayatlarında ve ölümlerinde, inanıp yararlı iş yapanlarla bir tutacağımızı mı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar!" (Casiye: 21).
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024