(dünkü yazımın başka bir boyutu) AKP'li olmayan belediyelere peş peşe baskınlar yapılıyor, soruşturmalar aylarca sürüyor. Onlarca gözaltı ve yüzlerce yıllık hapisle yargılanıyorlar. Ama ne hikmetse bu kadar çaba ve gayretin bir türlü sonucu alınamıyor? Diğer taraftan ise AKP'li belediyelere, müfettişlerce incelemeler yapılıyor. Yüzlerce sayfalık dosyalar hazırlanıyor. Soruşturma açılması isteniyor. Ama ilgili bakanlık "gerek yok" diye, dosya rafa atılıyor. Hukuk, adalet, kul hakkı, eşitlik bir tarafa, bundan daha büyük bir seçim yatırımı olabilir mi? AKP il ve ilçe belediyelerinin adrese teslim ihaleleri? Bu teslimatlar neticesinde büyük şirketlerin, holdinglerin, AKP'ye yaptığı (yasal) bağışlar, neyin yatırımdır?Açıklanan listelerde en borçlu AKP'li belediyeler çıkarken, bu belediyelerin borçlarının yeniden yapılandırılmasına gidilmesi, bir kısmının affının tanımı ne olabilir ki! Diğer taraftan özellikle AKP'li büyükşehirlerde, kendi partisine mensup başkanların bulunduğu ilçe belediyelerinin korunması, yardımların tez elden ulaştırılmasının adına ne kayabiliriz! "Değerli arkadaşlar? Şimdi seçimler yaklaşıyor, seçimler yaklaşırken bizim ilimize, ilçemize acaba bir miktar daha fazla para aktarsak, acaba bir miktar daha şunu yapsak, bunu yapsak, çok açık söylüyorum, kusura bakmasınlar kimse bize bu anlayışla, bu teklifle gelmesin. Çünkü biz, 4 yıllık iktidarımıza, yerelde de 5 yıllık iktidarlarımız da zaten olması gerekenleri hep planlı, programlı yaptık?" (R. T. Erdoğan)Bu sözlerden daha belirgin bir seçim yatırımı olabilir mi! "Zaten olması gerekenler planlı olarak yapılmış. Daha fazla rahatsız etmeyin" dimi ama?Yerel seçimler yaklaştıkça makarna, kömür tartışmaları da başladı. Daha önceki seçimlerde bu eleştirilere aldırmayan Erdoğan, şimdi kendini ve partisini aklamaya çalışıyor. "Benim vatandaşım bir torba kömüre, makarnaya oyunu satmaz" diyor.O zaman özellikle seçim zamanları bu hummalı çalışmalarınızın sebebi ne ola ki! Evet, bizim milletimiz onurludur, oyunu makarnaya, kömüre satmaz. Yaşadığımız gerçek ise aç ve ihtiyaçlı hale getirilmiş, fakirliğe mahkûm edilmiş milletimizin, iktidar ve para sahipleri tarafından istismar edilip, sömürülmesidir. Çünkü bizim kültürümüzde; Bir fincan kahvenin kırk yıllık hatırı vardır, mantığı hakimdir. Bir torba kömür ve makarnanın da dört, beş yıllık hatırı oluyor haliyle. Düşünün bir kere! Kişi başına 10,500 dolar düşüyormuş. Dört ile çarp, etti 42 bin dolar. Yıllık geliri bu kadar olan bir aile, iktidar veya diğer siyasilerin dağıtacağı nemli kömüre veya kalitesiz makarnaya tenezzül eder mi? İktidarın 2003-2011 yılları arasında 17 milyon aileye, 13,6 milyon ton kömür dağıttığı, geçen yerel seçimler öncesi bu dağıtımın zirve yaptığı ve sadece o yıl, 2.25 milyon aileye 1,9 milyon ton kömür dağıtıldığı haberleri yayınlandı.Gaziantep'te vatandaşlar arasında kömür izdihamı yaşanmıştı. Elektriksiz köye sırtında buzdolabı götüren valiyi hatırlıyorsunuz. Bu taşımacılığından ötürü ceza aldı. Beş yıl içinde böyle bir taşımacılığa kalkışmazsa af edilecek. Daha yeni bir haber; Van'da AKP il başkanlığına başvuran vatandaşlara gıda kolileri dağıtılıyor. Geçen Ramazan'da ise İzmir'de AKP'li kadınlar, başbakanın selamıyla yardım kolisi dağıtıyorlardı. Karabük'te yaşananlar ise tam bir komideydi. Parti aracıyla koli dağıtanlar, basın mensuplarını görünce rahatsız oldular, haber yapmayın, dediler. Daha sonra dağıttıkları malzemenin zekât olduğunu ifade ettiler. Karabük AKP yetkililer ise, hayırsever bir vatandaşımızın yardımlarını, aralarında partili kadınlarımızın da bulunduğu kişiler dağıtıyor. Yardımların sevkiyatı konusunda ise İl Özel İdaresi'nden yardım isteniliyor. Partimizin inisiyatifinde olan bir çalışma değil" diyor. İl özel idaresi ise "Konu hakkında bilgimiz yok. Hemen müdahale edeceğiz", vatandaş ise AK Parti'ye üye olmak karşılığında kumanya alabildiklerini" söylüyor. Başbakan ise "benim, vatandaşım kömüre, makarnaya oyunu satmaz" diyor. Vatandaş satmaz da, gözünü dünya hırsı bürümüş kurnaz tüccarlar satın alır?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Papa, İznik ve Vatikan’ın hedefi / 02.06.2025
- Her şey 31 Mart 2019’da mı başladı? / 01.06.2025
- Kiminin ahtapotu kiminin de turpu / 31.05.2025
- Beytülmal kavramı yine dillerde / 30.05.2025
- Anayasa değişikliği neden isteniyor / 29.05.2025
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025
- Yorumsuz Gazze yüzleştirmesi / 25.05.2025
- Diaspora Kürtleri ve Devlet Bahçeli / 24.05.2025
- Bugün sevgiden, aşktan bahsedelim mi? / 23.05.2025
- Her şey 31 Mart 2019’da mı başladı? / 01.06.2025
- Kiminin ahtapotu kiminin de turpu / 31.05.2025
- Beytülmal kavramı yine dillerde / 30.05.2025
- Anayasa değişikliği neden isteniyor / 29.05.2025
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025
- Yorumsuz Gazze yüzleştirmesi / 25.05.2025
- Diaspora Kürtleri ve Devlet Bahçeli / 24.05.2025
- Bugün sevgiden, aşktan bahsedelim mi? / 23.05.2025