Kocaeli Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuray Sungur, dünyadaki hızlı değişimlerin okul ve öğretmenin görevlerinde de bazı değişimlere neden olduğunu söyledi. Öğretmenin geçmiş yıllardaki asıl görevinin öğrenciye temel bilgiler ile kabul edilmiş olguları, geçmişin bilgilerini, değerlerini ve mitolojisini aktarmak olduğunu belirten Sungur, "10-15 yıl öncesinde, ne okul ne de öğretmenin çocuğu iş yaşamına hazırlamak gibi bir zorunluluğu vardı" dedi.
Sungur, hızlı bir değişim yaşandığını ve buna bağlı olarak yeni görevlerin ortaya çıktığını anlatarak, şunları kaydetti: "Dünyadaki değişimler, okuldan ve öğretmenden beklentileri değiştirmiş, toplumun diğer kurumlarının ve ailenin ihmal ettiği görevler de okul ve öğretmenin görev listesine girmiştir. Çocuğun gelecekteki meslekleri tanıması, okulun bu yetenekleri ortaya çıkarmasını zorunlu kılmıştır.
Teknolojinin hızla gelişmesi, bilgisayar, internet, antropoloji, sosyoloji, psikoloji ve siyaset bilimlerinin artan bilgileri ilköğretimin önüne yığılıvermiştir. Müzik, tiyatro ve kısaca sanat da okulun sorumluluğu arasına katılmıştır.
Çağdaş toplumun çözülmesi, çekirdek aile dışında insan ilişkilerinin yoğunluğundaki azalma, suç ve boşanma oranlarının ile şiddetin artması, etnik ve kültürel çatışmalar, politik yabancılaşmalar insanları kortutmaktadır. Okullar, ana-babaların öğrenip kullanmadıkları yaşam becerilerini, bu sorunlarla yüzleşmeleriiçin çocuklarına öğretme beklentisi ile karşı karşıya kalmıştr."
Öğretmenlere öğütler
Prof. Dr. Nuray Sungur, çocuğun zekasının "becerilerin yerleştirileceği boş bir sayfa" olmadığını belirterek, şöyle devam etti: "Çocuk çoktan kendine uygun düşünme, iş yapma, oyun oynama biçimi geliştirmiştir. Ancak yine de öğretmen ona yetişkinlikte gerekli olacak temel becerileri kazandırmalıdır. Bu eğitim, çocuğun çok yoğun mesajlarla doldurulmuş beyninde aydınlık bir köşe yaratacaktır.
Öğretmenler, not baskısını kaldırıp, yerine değerlendirmenin üstünlüğünü kullanmalı, transferi güç ve yararsız bilgiler elenmelidir. Çünkü, sorun çözmede iyi performans, ilgili konuda temel bilgiye sahip olmayı gerektirmektedir.
Bir öğretmen ve veli için en güç görevlerden biri, çocuklar, uymakzorunda oldukları en düşük alanları korurken, onların yaratıcılığını en yüksek düzeye çıkarmak zorunda oluşlarıdır.
Öğretmenler, çocukların beklenmedik yanıtlarından korkmamalı, yanlışlıkları kabul edip affetmeye çalışmalıdır. Eleştiriler çok düşükdozda yapılmalı, her öğrencinin yeteneği araştırılmalı, onları meraklandıracak sorular sorulmalıdır.
Çocuk farklı koşullarda gözlemlenmeli, bilinmeyen yönleri açığa çıkarılmalı, hangi uyarıya hangi tepkiyi verdiği gözlemlenmelidir."
Sungur, hızlı bir değişim yaşandığını ve buna bağlı olarak yeni görevlerin ortaya çıktığını anlatarak, şunları kaydetti: "Dünyadaki değişimler, okuldan ve öğretmenden beklentileri değiştirmiş, toplumun diğer kurumlarının ve ailenin ihmal ettiği görevler de okul ve öğretmenin görev listesine girmiştir. Çocuğun gelecekteki meslekleri tanıması, okulun bu yetenekleri ortaya çıkarmasını zorunlu kılmıştır.
Teknolojinin hızla gelişmesi, bilgisayar, internet, antropoloji, sosyoloji, psikoloji ve siyaset bilimlerinin artan bilgileri ilköğretimin önüne yığılıvermiştir. Müzik, tiyatro ve kısaca sanat da okulun sorumluluğu arasına katılmıştır.
Çağdaş toplumun çözülmesi, çekirdek aile dışında insan ilişkilerinin yoğunluğundaki azalma, suç ve boşanma oranlarının ile şiddetin artması, etnik ve kültürel çatışmalar, politik yabancılaşmalar insanları kortutmaktadır. Okullar, ana-babaların öğrenip kullanmadıkları yaşam becerilerini, bu sorunlarla yüzleşmeleriiçin çocuklarına öğretme beklentisi ile karşı karşıya kalmıştr."
Öğretmenlere öğütler
Prof. Dr. Nuray Sungur, çocuğun zekasının "becerilerin yerleştirileceği boş bir sayfa" olmadığını belirterek, şöyle devam etti: "Çocuk çoktan kendine uygun düşünme, iş yapma, oyun oynama biçimi geliştirmiştir. Ancak yine de öğretmen ona yetişkinlikte gerekli olacak temel becerileri kazandırmalıdır. Bu eğitim, çocuğun çok yoğun mesajlarla doldurulmuş beyninde aydınlık bir köşe yaratacaktır.
Öğretmenler, not baskısını kaldırıp, yerine değerlendirmenin üstünlüğünü kullanmalı, transferi güç ve yararsız bilgiler elenmelidir. Çünkü, sorun çözmede iyi performans, ilgili konuda temel bilgiye sahip olmayı gerektirmektedir.
Bir öğretmen ve veli için en güç görevlerden biri, çocuklar, uymakzorunda oldukları en düşük alanları korurken, onların yaratıcılığını en yüksek düzeye çıkarmak zorunda oluşlarıdır.
Öğretmenler, çocukların beklenmedik yanıtlarından korkmamalı, yanlışlıkları kabul edip affetmeye çalışmalıdır. Eleştiriler çok düşükdozda yapılmalı, her öğrencinin yeteneği araştırılmalı, onları meraklandıracak sorular sorulmalıdır.
Çocuk farklı koşullarda gözlemlenmeli, bilinmeyen yönleri açığa çıkarılmalı, hangi uyarıya hangi tepkiyi verdiği gözlemlenmelidir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.